Avrupa Birliği’nin ve Belçika’nın başkenti Brüksel’de bir araya gelen Pakistanlılar,ülkelerindeki siyasi değişikliği protesto ederek,eski Başbakan İmran Han’ı destekleyen açıklamalar yaptılar.
16 Nisan 2022 Cumartesi günü saat 14.00’ten itibaren Avrupa Parlamentosu önündeki Place Luxemburg Meydanında toplanan ve Pakistan bayrakları açıp, Başbakan İmran Han’ın fotoğraflarını taşıyan 250 kadar gösterici,Pakistan’daki gelişmelerden büyük üzüntü duyduklarını söyleyerek İmran Han’a destek çıktılar.
Polis kontrolünde gerçekleştirilen gösteri sonrasında Belçika’daki Pakistanlı vatandaşlar,sessizce dağıldılar.
PAKİSTA’NDA NELER OLUYOR?
Pakistan Başbakanı’nın güven oylaması öncesinde meclisi feshettirecek adım atması ve oylamanın boşa düşmesi Pakistan’ı yeni bir sürece doğru götürüyor.
Özkan Öztaş’ın haberi
Geçtiğimiz günlerde Pakistan Başbakanı İmran Han ve hükümeti hakkında güven oylaması yapılması beklenirken, oylamaya saatler kala meclis feshedildi ve güven oylaması boşa düştü. Bu durum geniş bir kesim tarafından İmran Han’ın oylamayı boşa düşürerek zaman kazanması olarak yorumlanırken Yüksek Mahkeme ise bu kararı gözden geçirip, kabul etmeyerek tekrar güven oylaması için karar alabileceğini duyurdu. Ancak ağırlık basan ihtimal meclisin feshedilmesinin ardından Pakistan’ın 90 gün içince tekrar seçime gitmesi. Pakistanlı emekçilerin gündeminde şimdi kaos, belirsizlik ve ufukta beliren seçim gündemi var.
Ne olmuştu?
Pakistan siyasetinde önemli bir yer tutan ve daha önce Başbakan İmran Han ile birlikte hareket eden “Birleşik Halk Hareketi (MQM-P)” grubunun, İmran Han’ın partisi olan Pakistan Adalet Hareketi’nden (PTI) desteğini çekmesi ile bir çatı partisi gibi hareket eden İmran Han’ın partisi güç kaybetmiş oldu. Mevcut durumda 342 kişilik Pakistan parlamentosunun neredeyse yarısına yakınına sahip olan İmran Han bu desteğin geriye çekilmesiyle zora düştü. Ayrıca Pakistan Adalet Hareketi’nden 10 vekilin desteğini çekmesi ile iktidar olma ehliyetini kaybeden İmran Han için mecliste güven oylaması yapılması kararlaştırılmıştı.
Ancak İmran Han, güven oylamasına saatler kala, Cumhurbaşkanı Arif Alvi’yi göreve çağırdı ve Alvi, İmran Han’ın talebi üzerine meclisi feshetti. Bu durum muhalefet cephesinde İmran Han’ın güven oylamasını kaçırması ya da durumu kurtarmak üzere kaçması şeklinde yorumlanırken gözler Pakistan Yüksek Mahkemesine çevrildi. Mahkeme için “kararı reddedebilir” şeklinde yapılan yorumlar ise mevcut sorunu çözmekten uzak görünüyor.
Pakistan Müslüman Ligi-Navaz (PML-N) lideri Şahbaz Şerif’in “Pakistan tarihinde kara bir leke” olarak değerlendirdiği bu olay için önümüzdeki günlerde Yüksek Mahkeme’nin karar vermesi bekleniyor. Şerif aynı zamanda İmran Han’ın en büyük rakiplerinden birisi. Yine muhalefette yer alan Pakistan Halk Partisi (PPP) de Yüksek Mahkemeyi göreve çağırdı.
Buraya nasıl gelindi? Sürecin tarihsel arka planı
Pakistan Asya’da kritik bir noktada bulunuyor. Her ne kadar birçok analist konu Ortadoğu ve Asya tartışmaları olduğunda konunun başına “kritik önem” başlığını atsa da Pakistan’ın bu önemi Asya’daki dengeler açısından belirleyici yan taşıyor.
Pakistan, İngilizlerin Hindistan’ı resmi işgalini 1947 yılında sonlandırdıktan sonra bağımsızlığını ilan eden ülkelerden biri olarak tarih sahnesindeki yerini aldı. Esasında temel ayrışmanın Müslümanlar ile Hindular arasında yaşandığını ve nüfusunun %90’nının müslümanların oluşturduğu Pakistan böylece kendi inşasını başlatmış oldu.
1977 yılında yaşanan gerici darbe sonrası ülke İngiliz hegemonyasından süreç içinde ABD hegemonyasına evrildi. Yaşanan ırkçı ve gerici örgütlenmenin yıllar sonra “Yeşil Kuşak Projesi” olarak tanımlanacağı adımlara karşı bölgenin tek nefes alma olanağı SSCB’nin varlığı ile açıklanıyordu.
Süreç içinde SSCB’nin dağılması bu tür gerici örgütlenmelerin önünü açan ve işbirlikçi örgütlenmelere ivme kazandıran bir dönemin kapılarını araladı. Özellikle de 2001 yılında Amerika’daki İkiz Kuleler’in vurulmasından sonra yaşanan Afganistan işgali, bu bölgedeki islamcı örgütlenmelerin Pakistan’ı bir tür sığınak gibi kullanmalarının önünü açtı.
Amerika’dan Çin’e makas değişimi
Yıllarca Amerika emperyalizminin yörüngesinde olan Pakistan, uluslararası alandaki emperyalist hegemonya krizinden de yararlanarak bir makas değişikliğine doğru adım attı. Bu süreçte Amerikan emperyalizminin karşısında birçok argüman üreten İmran Han hükümeti her ne kadar “Amerika karşıtı” bir portre çizse de anti emperyalizmden uzak bir isim. Yaptığı tercih daha çok işbirliği yapacağı muhatabını güncellemek olarak tarif edilebilir.
Çin’in Pakistan’a yaptığı hızlı tren demir yolları, Çin-Pakistan işbirliğinin Pakistan’daki Gwarda limanı için hazırladıkları alt yapı ve ikmal yolları, Pakistan ticaretini canlandıracak adımlardan birisi olarak yorumlandı. Hatta bahsi geçen dönem, yine soL okurlarının aşina olduğu yazılarıyla Erhan Nalçacı tarafından “Pakistan’ın ABD’den kopuşunun tescili” olarak yorumlanmıştı. Zira bu alt yapı sadece ticari alanda sınırlı kalmamış, Çin aynı zamanda Pakistan’ın kronik sorunlarından biri olan enerji sorunlarına da destek olmak için çeşitli barajlar ve termik santraller kurmuştu.
Çin’in ‘başarısı’
Uluslararası arenada Asya’nın Habili ve Kabili olarak tarif edilebilecek Hindistan-Pakistan arasında yaşanan sorunların tarihi 1947’ye kadar uzanıyor. Sorunların en başında da Keşmir bölgesindeki hakimiyet tartışması var. İngilizler 1947 yılında sahadan ayrılırken Pakistan ve Hindistan’a siyasal zaaflar yaratacak bir problem hediye etmişti. Keşmir’in ezici çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen bölge Hindistan’a bırakılmıştı ve 1965 ve 1999 yıllarında yaşanan savaşlarla bölge özerk bölge statüsüne evrilmişti.
Çin’in bu tür gerilimlerle yüklü bir alanda, Şangay İşbirliği Örgütü’nde Pakistan ve Hindistan’ı bir araya getirmesi bir başarı olarak okunmuş ve ticari olarak bağlayıcı adımlar olarak tarif edilmişti. Çin ve ABD arasındaki hegemonya krizinin sahada karşılık bulduğu bölgelerden birisi olan Keşmir sorunu ise bu açından bakınca her iki tarafın da Çin’in kurduğu masada bir araya gelmesiyle boşa düşmüş oldu. İmran Han tüm bu süreçlerde “ABD bize daima savaş ve felaket getirdi oysa Çin en zor zamanlarımızda dahi yanımızda oldu” diyerek tarafını açıktan ilan etmeye başlıyordu.
Tüm bu süreçte Pakistan, Çin ve Rusya eksenindeki çizgide boy göstermeye başlamış hatta Ukrayna-Rusya savaşı sırasında Rusya’ya resmi ziyarette bulunarak Batı kamuoyundan tepki almıştı.
İmran Han’ın yükselişi ve düşüşü
İmran Han 2018 yılında iktidara gelirken yoksullukla ve yolsuzlukla mücadele edeceğini ilan etmişti. İktidara geldiğinden bu yana bu vaatlerinin sonuca ulaşmaması ise halkta tepkilere neden oldu. Dolayısıyla yolsuzlukla mücadele konusunda İmran Han’a verilen destek geriye düştü ve ülkenin dış borçlanması da rahatsızlıkların bir diğer kaynağı olarak gösterildi. Muhalefet bu durumu İmran Han’ın dış politikadaki makas değişikliğine bağlıyor.
Ayrıca İmran Han’ın Çin eksenine doğru makas değişimi ABD için bölgede kendisi adına dezavantajlı bir politik konumlanış olacağından buraya doğru müdahale etmek istiyor. Özellikle 2018 yılında Trump, İmran Han’ı Afganistan operasyonunda destek vermediği ve askeri üs tahsis etmediği için epeyce sıkıştırmıştı. İmran Han ise bu konuda geri adım atmayarak Çin için “güvenilir müttefik” olmak adına elinden geleni yapmış oldu.
Pakistan’ın önündeki olasılıklar
Tüm bu ihtimaller arasında, ABD’nin Kazakistan’da yaptığı saha çalışmaları ve müdaheleler Asya’daki olası denge değişimleri konusunda ABD’nin hem veri hem de deneyim elde etmesini sağladı. Özellikle yereldeki muhalefeti ve medya kurumlarını fonlayan ABD, Pakistan haritasına bakarken daha çok Kazakistan deneyimi ile baş başa kalıyor. Dengeleri değişmek adına yapılan adımların ABD için çok iyi sonuçlanmadığı, emekçilerin bu tür adımları boşa düşürebildiği ise bir başka gerçek.
İmran Han ve Meclis Başkanı Kasım Suri, sürekli olarak Batı’yı ve ABD’yi suçluyor. Bunu zaman zaman ABD’nin medyaya yaptıkları müdahalelerle zaman zaman da İmran Han’ın ilan ettiği bazı “tehdit mektupları” ile yapıyorlar. Ancak bunların yanı sıra Pakistan Ordusu, görece Batıcı çizgide yer alıyor ve İmran Han’ı Çin karşısında uyarıyor. İmran Han Rusya’ya desteğini açıklarken ordu, Ukrayna konusunda NATO’cu çizgiyi selamlıyor. Bu ikili durumun Pakistan’da bir darbe ihtimalini doğurup doğurmayacağı ise önümüzdeki dönemde belli olacak.
İmran Han Pakistan siyaseti içinde en Batıcı isimlerden birisi olarak öne çıkıyor. İngiliz sermayesi ile arası çok iyi. Han, Pakistan’da bir İngiliz geleneği olarak devam eden kriket sporunun profesyonel icracılardın biri olarak biliniyor. Hem kültürel hem de sermaye açısından Batıda yer alan İmran Han’dan abartılı bir anti emperyalist portesi çizmek hatalı olacaktır. Han, ABD ve Çin arasındaki hegemonya krizinde yolunu bulmaya çalışan bir sermaye temsilcisi sadece.
Tüm bu tabloda olası seçenekler arasında hesaba katılmayan tek şey ise Pakistanlı emekçiler. Özellikle Hindistan’da büyüyen sınıf hareketi ve komünist partiler, Pakistanlı emekçilerin de gündeminde. Olası masa başı hesaplarının emekçiler cephesinde nasıl karşılık bulacağını da yine Pakistanlı emekçilerin mücadelesi belirliyor olacak.
Yusuf Cinal
EK Kaynak:https://haber.sol.org.tr/haber/pakistanda-neler-oluyor-331733