Yalana, dolana ne gerek var?

Sevgili okurlar,
Öncelikle ülke sorunları yanında,memleketimiz ile ilgili problemleri yazmaya ve çözüm önerileri sıralamaya büyük özen gösteriyoruz..
Tabii ki bu işlerin, siyasi iktidarın ve ortakların işi olduğu kadar, halkımızın muhalefete de bu konuda takip, inceleme  ve denetleme görevi verdiğini unutmayalım..
Demokrasilerin kuralı budur!..
Biri hizmet odaklı, diğer ise denetim odaklı olmak üzere, sandıkta görevlendirmelerde bulunuyoruz..
Yeni demokratik kurallar, temayüller gereği, kamu kurum ve kuruluşlarında görev alanlarımız da var..
Onlarda seçilmişler ile birlikte devlet çarkını döndürmekle görevlidirler..
Türkiye, bu 20 Yılda öyle bir yere geldi ki, ülke her konuda tıkandı!..

İNKAR ETMENİN ALEMİ YOK?
Bunu inkar etmenin  alemi yok!
Görünen köy, kılavuz istemez!
İşte piyasalar ortada!..
Paramız pul oldu, alım gücü düştü!..
Sanal ortamdaki feryatlar, girişimçilerimizin isyanı, halkımızın içine düştüğü acı manzara, bize herşeyi açık değil, apaçık söylüyor!..
Yalana, dolana ne gerek var?
Her şey açık ve net ortada?
Paramızın “Euro ve Dolar karşısında”, seyri malum!
İşçlerimizin durumu içler acısı!..
Diplomalı gençlerimiz, gelecekten ümiti kesmiş!..
İşçi ve memurumuz aldığı ücret ile geçinmek için cambazlık yapmaktan başka care göremiyor..
Emeklilerin halini sormaya gerek var mı?
Ya hak mahrumiyeti içinde olan kesimin feryatları?
Tarladan iyice uzaklaştırılan çiftçimiz, bu pahalılıkta çiftin çubuğun başına nasıl dönecek?
“Önce onları şehirli yaptık, sonra köyünüze dönün” dedik?
Başımıza sarılan bu 15 Temmuz belası, askeriye, polis ve jandarmadaki düzeni iyice bozdu..

CEPHEDE DURUM NEDİR?
Bütün bunlara rağmen,”Suriye ve Irak cephesinden şehitlerimiz gelmeye” devam ediyor!..
Sözkonusu vatan elbet!
Bir başka baş belası terör konusunda, ülkemiz büyük kayıplara uğradı, maddi ve manevi çöküntü hala devam ediyor!
Teröristi bitersen, terör bitmiyor!
Terörün tam bittiğini sandığımız noktada, teröristler bir yerden aldıkları talimat ile tekrar devlete, millete meydan okumaya kalkıyor!?
Yanlış siyasi projeleri de, bu bağlamda söylemeden geçemeyeceğim!..
Velhasıl,”siyasilerin bu yanlış hesapları”, halkımıza çok pahalıya mal oldu!..
Şimdi bizi Suriye sınır boylarında, yeni operasyonlar bekliyor..
Elin oğlu, “sınırımıza terörist bir güruh ile yerleşmiş, bize 30 Kilometreden öteye gidemezsin” diye dikleniyor?!
Her yeşe rağmen gerçekleştirilen operasyonları, Mehmetçiğimiz başarı ile yerine getiriyor..
Ama bunun da bir bedeli olduğunu sakın unutmayalım!..
Şimdi seçime gideceğiz..

KİMSE, KİMSEYİ KANDIRMASIN?
Kimse çakıp, “burada hamaset nutukları” atmamalıdır..
Mesele, ülkenin iyi yönetilip, yönetilmediğidir?..
Kimse, “bulunmaz Hint kumaşı” değildir!
Devlet kapıları kimsenin de tapulu malı değildir!
Bu millet, büyük bir “İstiklal Mücadelesi” sonrası bu topraklarda bayrağımızı dalgalandırmayı başardı..
Bu millet, dosta düşmana dün gösterdiği gücü, bugün de gösterecek azim ve kararlılıktadır..
Bunu kimse sınamaya kalkmamalı?
Ama, siyasi irade de, “biz gidersek, her yer tuz-buz olur” anlayışı ile hareket etmemelidir!
Unutulmasın ki, 85 Milyon insamız her türlü göreve hazır ve nazırdır..
“Kime oy vereceğiz” diyen kardeşim bilsin ki, bu milletin ne kahraman evlatları, ne cevherleri var..
Bu topraklar öyle cömert ki?
“Fırsat verildiğinde kahramanlarımız, düşmana bile papuçu ters” giydirir..

BİRLİK VE BERABERLİK ANLAYIŞI!
Ülkemizi, insanımızı birlik ve beraberlik içinde geleceğe taşımak için büyük bir uzlaşıya ihtiyaç var..
“Ayrışmadan, ayrı ve gayrı türküleri seslendirmeden, sataşmadan, kaş-göz yarılmasına müsede etmeden kucaklaşmalı ve ülkeyi sağ salim seçime” götürmeliyiz..
Başka çıkış yolumuz yok!
Bizim en büyük silahımız “birliktelikten” geçmektedir..
Türk Milleti, o fetret devirlerini yaşadı, dersini aldı..
Artık,” milli birlmiğimizi, ebediyete kadar sürdürebilmemiz için bu birliktelik” şart..
Siyasiler bunu yapamıyorsa, tabanda milletimiz bunu yapar..
Bu milletin ferasetini güvenelim..
Seçilenler başımız üstüne, muhalefet görevi üstlenenlerde başımız üstüne!..
Söz Türk Milleti’nindir!
Türk Milleti’ne güvenelim!
Yusuf Cinal yazıyor, 4 Mayıs 2022 Brüksel