Erdoğan, grup toplantısında konuşuyor: Seçim için 14 Mayıs’ı işaret etti..
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis’teki grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan, ‘seçim ertelenecek mi’ tartışmalarına noktayı koydu ve “Bu millet 14 Mayıs’ta gereğini yapacaktır” dedi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis’teki grup toplantısında konuşuyor.
Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin ardından konuşan Erdoğan, “Depremleri engelleyebilmemiz mümkün değildir” dedi. Erdoğan, depreme müdahalede geç kalınması, koordinasyon eksikliği üzerine “Kimi gecikmeler yaşanmıştır” diye belirtti.
Bölgede yaşanan gecikmeler üzerine iktidarı savunan Erdoğan, “Şahsım ve Cumhur İttifakı olarak bölgeye 2 kez gittik, arkadaşlarımız sürekli bölgede, vekillerimiz bölgede telefon diplomasisiyle, valilerimizle, kaymakamlarımızla, belediye başkanlarımızla bölgeyi tarıyoruz” dedi.
SEÇİM TARİHİ NETLEŞTİ
Depremin ardından iktidar çevresinden seslendirilen “seçim ertelensin” sözleriyle başlayan tartışmaların ardından seçim mesajı veren Erdoğan, “Bu millet 14 Mayıs’ta gereğini yapacaktır” diye belirtti.
Muhalefeti ve depremzedeleri hedef almaya devam eden Erdoğan, “Rahatsız oluyorlar ama not ediyoruz. Oluşturulmak istenen her algıyı şimdilik not ediyoruz, vakti gelince bu notları açıklayacağız” dedi.
Erdoğan ayrıca, “Deprem bölgesindeki yıkık, yıkılacak, ağır hasarlı, orta hasarlı tüm binaların 6 Şubat tarihi itibarıyla geçmişe dönük tüm borçlarını siliyoruz” açıklamasında bulundu.
Erdoğan’ın konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
“Ülke olarak her ne kadar birileri kabul etmese de asrın felaketi diye nitelenen 7.7 ve 7.6 ve sonrasında gelen büyüklüğü 6.6’ya kadar çıkan 11 bin 400 sarsıntı yaşadık. Bölgede 62 ilçede ve 10 bin 190 köyde çok ciddi yıkımlara neden olan depremleri yaşamaya devam ediyoruz. Büyüklükleri 4’ün, 5’in üzerine çıkabilen tedirginlik sürüyor. Sürecin normal olmadığını tüm bilim insanları söylüyor. Türkiye bir çeşit deprem fırtınasına tutulmuş durumdadır.
Depremleri engelleyebilmemiz mümkün değildir. Bize düşen göre şudur; evvela deprem öncesi altyapısıyla, konutlarıyla, işyerleriyle güvenli yerleşim yerleri inşa etmek, hazırlık yapmaktır. Ardından ise en etkin acil yardım çalışmalarını yürütmek, yaraları sarmaktır. Her iki konuda da ülkemiz son 20 yılda geçmişle mukayese edilemeyecek ilerleme kaydetmiştir.”
Seliyle, heyelanıyla, yangınıyla, kuraklığıyla daha farklı afetlerle de yüzleştik. terörden sığınmacı akınına, siyasi ve sosyal kaos denemelerine ve darbe teşebbüslerine kadar diğer sınamaları da bunların üzerine eklememiz gerekiyor.
6 Şubat’ta 11 ilimizi vuran deprem fırtınası milletimize hepsinden büyük bir acıyı yaşattı. 500 km’lik çapa sahip 14 milyon insanımızı doğrudan etkiledi. Ağır kış şartlarının etkili olduğu günde karşı karşıya kaldık. Yıkılan altyapının ve yaşanan karmaşanın getirdiği zorluklar ve hava şartları bizi zorladı.
Son tespitlere göre yıkık, acil yıkılacak 203 bin 958 binada 583 bin 628 bağımsız bölüm var. Bunların yüzde 98’i de 2000 öncesi yapılan binalardan oluşuyor. Yıkık bina sayısı 31 binin üzerindedir. Ülkemizdeki tüm arama kurtarma ekiplerinin, dünyadaki çok önemli arama kurtarma ekiplerini topladık. 35 bin arama kurtarma görevlisine ulaşabildik. 271 bin kamu görevlisi, 15 bin iş makinesi, 78 uçak, 115 helikopter, 38 gemi görevlendirdik. Gönüllülerle neredeyse yarım milyon insan depremzedelerin imdadına koştu.”
MUHALEFETİ HEDEF ALDI
“İdeal bir arama kurtarma ekibi 80 kişiden oluşurken, en küçük birimde 20 kişiden oluşması gerekiyor. İdeal olarak 437 binaya, asgari 1750 binaya müdahale edebilecek kapasiteye ulaştık.
Felaketin haberini alır almaz, şartları zorlayarak yapılacak her şeyi yapma gayreti içinde olduk. OHAL, mücbir sebep ilanlarını yaparak hukuki altyapıyı kurduk. Askerimizi, polisimizi, jandarmamızı, madencimizi, ormancımızı, din görevlimizi, savcımızı, gönüllülerimizi sahada ihtiyaç duyulacak herkesi seferber ettik. Bölgeye intikal eden 90 ülkeden ekipleri de devreye aldık.
Buna rağmen kimi eksiklikler, aksaklıklar yaşanmıştır. Herkes şahittir ki var gücümüzle ve en hızlı şekilde depremzedelerin yardımına koştuk. İlk andaki eksikler tamamlanıp arama kurtarmadan enkaz kaldırmaya, geçici barınma alanı ve kalıcı konutların inşasına kadar her şey yoluna girince bunlar da kimliklerine büründüler. Bütün bu sirk cambazları bölgeye kaç kere gittiler. Şahsım ve Cumhur İttifakı olarak bölgeye 2 kez gittik, arkadaşlarımız sürekli bölgede, vekillerimiz bölgede telefon diplomasisiyle, valilerimizle, kaymakamlarımızla, belediye başkanlarımızla bölgeyi tarıyoruz.”
14 MAYIS’I İŞARET ETTİ: ‘NOT EDİYORUZ’
“Siz birilerinin asker üzerinden, çeşitli kurumlarımız üzerinden, insanımızın acısı üzerinden kısır tartışmalar açmaya kalkmalarına bakmayın. Bölge halkının, devletin tüm unsurlarıyla harekete geçtiğini bizzat yaşayarak görüyor. Buradan bir kez daha depremin ilk anlarından itibaren sahada çalışan herkese şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Ülkemizin yardım çağrısına destek veren dost ve kardeş ülkelere de şükranlarımı sunuyorum. Daha önce eşi ve benzerine rastlanmamış bu felaketin muhasebesini yapıyoruz. Sorulması gereken hesapları da adli, siyasi olarak sormak boynumuzun borcudur.
Yavru muhalefet yargıyı bizim yönlendirdiğimizi, yargıya yön verdiğimizi… Ayıptır. Erdoğan’ın nasıl davrandığını Rabbim bilir, sen anlamazsın. Sen önce kendini düzelt. Bu millet inşallah vakit geliyor, 14 Mayıs’ta gereğini yapacaktır. Asla bu tür kuru sıkı atanlara prim vermeyecektir.
Birileri için atıp tutmak, frensiz şekilde konuşmak kolay. Onlar deprem bölgesine gidip konuşacak, poz verecek, acıların istismarını yapacak. Bunların sırtında ülkenin yükü, insanların vebali yok. Pek çok konuyu düşünmek, planlamak, uygulamak ve neticelendirmek mecburiyetindeyiz.
Enkazları kaldıracağız, yaraları saracağız. Yıkılanların yerine yenisini yapacağız, gönülleri alacağız, insanlarımızın önüne yeni bir gelecek yeni bir hayat sereceğiz. Helallik istemek, milletimizle aramızdaki samimi muhabbetin neticesidir. Deprem turisti edasıyla bölgeden gelip geçenler bu hasbi muhabbeti kavrayamaz. Biz can derdindeyiz onlar mal derdinde.
Rahatsız oluyorlar ama not ediyoruz. Vakti geldiğinde açacağız. Kulağımızı sadece millete veriyoruz, sözümüzü sadece millete söylüyoruz. Adaylık kavgasından, bakanlık paylaşımından, birbirlerine laf yetiştirmekten milletin derdine gidemeyenleri kendi hesaplarına bırakıyoruz. Ülkenin gündemine dönemeyenleri millete havale ediyoruz.”
DEPREM BÖLGESİNE KONUT YAPIMI
“Enkaz kaldırma faaliyetlerine başladık. Geçici barınma alanlarını önce çadır, ardından konteynerlerle ağırlıklı olarak dayadık, döşedik ve vatandaşlarımızı taşımaya başladık. Şehir merkezlerinde ticaretin devamı için geçici ticari alan yapıyoruz. Deprem bölgesinde 392 bin 350 konut ve 75 bin köy evinden oluşan 468 bin hane inşa etmeyi planlıyoruz.
Hatay’da 145 bin 650 konut, 15 bin 224 köy evi, Kahramanmaraş’ta 83 bin konut, 18 bin 681 köy evi, Malatya’da 62 bin konut, 16 bin 714 köy evi, Adıyaman’da 43 bin 400 konut, 11 bin 400 köy evi, Gaziantep’te 30 bin 150 konut, 8 bin 162 köy evi, Osmaniye’de 11 bin 600 konut, bin 598 köy evi, Diyarbakır’da 6 bin konut, 634 köy evi, Elazığ’da 4500 konut, 588 köy evi, Şanlıurfa’da 3 bin konut, 700 köy evi, Adana’da bin 800 konut, 293 köy evi, Kilis’te bin 250 konut, bin 681 köy evi inşa edeceğiz.
Bölgede kurduğumuz 356 bin çadırda 1,4 milyon, faaliyete geçirdiğimiz konteyner kentlerde ise 34 bin vatandaşımız barınıyor. Afet bölgesinde buralarda kalanlardan valiliklerimize ve kaymakamlıklarımıza başvuran 1,6 milyon kişiye barınma imkanı sağladık. Gelen yardımları da vatandaşlarımıza ulaştırıyoruz. Dağıttığımız battaniye sayısı 3,8 milyonu, yatak sayısı 350 bini, ısıtıcı sayısı yarım milyonu buldu.
Deprem sonra şehirlerin hızla ayağa kalkmasını temin için Afet Yeniden İmar Fonu kuruyoruz. Afetler için uzun vadeli kaynak sağlayarak bütçe üzerindeki yükü azaltacaktır. Yıkık, ağır ahasarlı binaların geçmişe dönük borçlarını siliyoruz. Depremzedelerin yaralarını sarmaya, bölgenin ihyasını sağlamaya kararlıyız.”
TEHDİT ETTİ
“Afet riski bakımından ülkemizin 20 yıl öncesiyle bugünkü fotoğrafı arasındaki fark herkes için gayet açıktır. Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, tarımdan sanayiye kadar ülkemize yaptığımız tüm hizmetler bugünler için bir hazırlıktır. Türkiye’de bütünleşik afet yönetimi dediğimiz anlayışla 2009’da AFAD’ı kuran biziz. AFAD’ın ve diğer STK’ların pek çok afette, insani krizde gösterdiği çalışmaları yakından takip ettik. Sivil yardım kuruluşlarına, bunlara yapılan hakaretleri de asla unutmadığımızı, kayıtlarımıza aldığımızı ifade etmek istiyorum.”
“BAY BAY KEMAL”
“Bizim son 20 yılda sadece kentsel dönüşüm projeleriyle güvenli konut seferberliği başlı başına devrimdir. İstanbul’da 93 bin konutun dönüşümü sürüyor. Ancak bu gayretimizin her adımında yaşadığımız zorlukların siyasi ve hukuki engelleri sizler biliyorsunuz.
Bay bay Kemal kentsel dönüşüme karşı, yanındaki hanımefendi karşı. Beykoz’a gidiyor orada kentsel dönüşüme karşı olduklarını söylüyorlar. Hadi bakalım bu neticenin altından kalk. Ama Erdoğan kalkıp Çamlıca Camisi’nin altında vatandaşa ‘Yarın istemediğimiz bir durumla karşı karşıya kalırız, kimse hesap soracaksınız; bana. Gelin şuraları boşaltalım güzel binalar yapalım’. Her yönüyle orada oturan vatandaşlarımız çok memnun. Eğer başında önümüzü açsaydılar, şimdi oralar bitmiş olacaktı. Ne ana muhalefet, ne yanındaki yavru muhalefetler kentsel dönüşümden anlamazlar. Bunlar depremi göremiyorlar.
Kahramanmaraş merkezli depremler bize artık bu konunun en hızlı şekilde, en kısa sürede çözümünün şart olduğunu göstermiştir. İstanbul başta olmak üzere kentsel dönüşüm projelerin bitirecek yeni çalışma modeli benimseyeceğiz. Bir kentsel dönüşüm süreciyle bu işi bitireceğiz. Meclis’in yeni döneminde gereken hukuki çalışmaları yapıp, hemen işe girişeceğiz.
Türkiye için hemen şimdi diyerek ülkemizi depremlere ve diğer afetlere karşı hazırlıklı hale getirmeyi milletimize karşı sorumluluğumuz olarak görüyoruz.”