Yusuf Cinal
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Elbette karar, siyasi iradenindir!

Elbette karar, siyasi iradenindir!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sevgili okurlar,
“Seçimler, yağmurlar, kötü hava şartları” derken, yaz geldi çattı..
Maşallah, çocuklmarımız da karnelerini alıp, evin yolunu tuttular..
Şurada “Pandemi” döneminde, ne okudulalar, ne öğrendiler ki?
Hele de, seçim dönemi ve deprem nedeni ile üniversiteli öğrencilerimizi eve göndermedik mi?
Okusalar, ne olacak ki?
Ya da, okuyanlara iş bulabiliyor muyuz?
Bir de bunlar,” sıkıntı yaratmasınlar”, öyle mi
Nasılsa, küçüklerimiz için, Kur’an Kursları, açık tutulda ya?
Ya, depremzedeler?
“Eğitim ve öğretim ordumuzu kaldıkları yurtlardan, tahliye edip, buralara depremzedeleri” yerleştirmedik mi?
Ne oldu?
Ne olacak, ”biz yaptık, oldu, bitti”, maşallah!
Hep böyle, olmuyor mu ki?
“Siyasi iradeden, daha iyi bilecek” değiliz ya?
Neyse?
Televizyonlarda, bangır, bangır Fransa’daki olaylar konuşuluyor..
Bilen de konuşuyor, bilmeyen de, ahkam kesmeye devam ediyor!
Ne bilgili, yorumcularımız, ne bilgili analistlerimiz, ne uluslararası dehalarımız var mış?
“Göç, göçmen, mülteci, sığınmacı, kaçak, kültür, aidiyet, sömürge, emperyalist, tepki, etki” dillerinde..
Maşallah, maşallah, tu, tu maşallah!
Nazar değmez inşallah!

EYFEL KULESİ VE GÖRKEMİ?
İçlerinde elbette Paris’e gidenler vardır..
Paris’e gidip de, “Eyfel kulesi önünde poz vermeden” olur mu?
Hele, “şu aşıklar tepesine çıkıp, üstten kente bakmak, Eyfel kulesini izlemek, resim çektirmek,s onra bunları sanal ortamda paylaşmak”, ne güzel olur!
Ya, “dertleri ötelemiş, yarın kaygısında olmayan, avro-dolar yükselişini umursamayan, zamlara kafa takmayan, Paris’in Şenzelize bulvarındaki görkemli kahvehanelerde, güneşin, havanın, güzelliğin, arkadaşlığın, sevginin, saygının tadını kahve fincanlarında, camdan bardaklarda çıkaranlara”, ne dersiniz?
“Bütün bu görkem, ihtişamda, Afrika’nın zenginlikleri, insanların alınterinin olduğunu”, bilmeyen mi var?

PARİS’İN BÜYÜLÜ DOKUSU!
Hele de, Sen nehri üzerindeki, tarihi gerdanlık köprüler..
Nehir üzerindeki, meraklıları gezdiren gemiler, sağda, solda, görkemli tarihi binalar, müzeleri ile Fransa’nın başkenti Paris’te olup bitenlere kafa takmak, kafa yormak!?..
Tüm bu güzelliklerin ötesinde, varoşlardaki, gettolardaki yaşam?
Hiç akıllara gelir mi?
Öyle ya, “bu varoşların bıçkın, yeni yetme delikanlıları, gençleri, sokaklarda ne arıyor, ne istiyor, niye bu otomobilleri yakıp, yakıyor, dükkanları yağmalıyor”, polisle niye çatışıyorlar ki?
İşte, asıl görünmeyen, “Fransa’nın bir başka yüzü”, bu işte!?
Bu durum,  “Paris’te böyle de, Brüksel’de, Amsterdam’da, Köln’de, Berlin’de, Viyana’da, Londra’da”, bir başka mı?
“Sömürgeci Fransa’nın, Afrika ülklerindeki eli, hala orada durdukça, bu tepkiler, bu başkaldırı ve gösteriler” bitmez!

CEZAYİR, AH CEZAYİR!

Tarihi süreç içinde Cezayir’i işgal eden, Fransız askerlerininin estirdiği ,ortaya koyduğu zulüm, işkence, katliamlardan, daha kötü mü, bugünkü eylemler?
“Tasvip manasında” söylemiyorum elbette?
Eylemin, ayaklanmanın, başkaldırının, yakıp, yakmanın iyisi ve köütüsü mü olur?
Ama Cezayirli gençlerin düşüncesi, daha başka?
Sırf delikanlı Cezayir asıllı bir ailenin evladı Nahel’in polis kurşunu ile öldürülmesi ardından gelişen, bu olayların özünde, “derin bir geçmiş, eziklik, ötekileştirme, dışlama, ayrımcılık” olduğu bilinmiyor mu?
Bir kere Fransa’da,” iki ayrı Cezayırli grup ve kümesini oluşturan bir toplum” bulunuyor..
Birincisi, Fransaz askerleri ile işgal sırasında işbirliği yapanlar..
İkincisi ise, Fransız işgali sonrası, bir şekilde Fransa’ya gelenler..
Bu iki grup kendi arasında çatışma halindeyken, aynı zamanda ikinci grup, Fransızların yaptıklarını bir türlü unutamıyor, kabul  edemiyor..
Meselenin asıl düğümü burada gizli..

TARİHİ TEPKİ İÇERİYOR!
Bu bir nevi,” tarihin geri tepkisi” şeklinde açıklanıyor..
“Vatanlarını korumayan, bir şekilde Fransız askerlerine buyur” diyen ve sonra da onlarla birlikte çekip Fransa’ya gidenlerin içinde bulunduğu durumu, anlatmak çok zor..
Bu kesimin, “özellikle, göçmenlerin kaldığı varoşlardan çok uzaklarda kalmaya, hatta Fransa dışına kaçarak, izlerini kaybettirmeye çalıştıklarını”, bilmeyen yok..
İşte, “bu tarihi süreç içinde, küçük bir kıvılcım ile sokaklara, caddelere dökülenlere, yine diğer ülke Fas, Tunus ve diğer Frankofon Afrikalıların destek verdiklerini” görmekteyiz..
Oysa Fransa, Cezayir ile ilişkilerini medeni bir şekilde sürdürüyor..
“Tarihi, kin ve öfke”, çok gerilerde kaldı..
Demek ki, unutmayanlar var!
Bu konuda yüzleşmeler de yapıldı..
Hatta, “Fransa’da bir müzede sergilenen Cezayirli dirinişçilerin kafatasları bile ülkelerine iade edildi, bu konuda törenler” düzenlendi..
Ama, bütün bunlar,” Paris’in ve diğer kentlerin varoşlarında, gettolarında yaşayanları” tatmin etmiyor..
Bir şekilde, bu tarihi acı debreşiyor ve isyana dönüşüyor!..
Meselenin özü bu!

ÜLKELERİNİ SAVUNMADILAR?
Bizde de aynı durum, yaşanmıyor mu?
Sokaklarımıza, caddelerimize, mahallemize, kentlerimize gelip, yerleşen ve yaşam ortaklarımız ,Suriye ve Iraklılar için “ kaçıp geldiler, ülkeleri için bile savaşmadılar” demiyor muyuz!?
Öyleyse, “Türkiye’nin bu konuda yapacaklarının olması” gerekmez mi?
“Fransa’nın, diğer AB(Avrupa Birliği) ülkelerinin düştüğü hataya düşmemek için, kolları sıvamak, gelecek için projeler ortaya koymak, ülkede, göçmen, ya da mülteci statüsünde bulunanlar için,  uyum projelerini”, hayata geçirmeliyiz!..
Bu işin kuralları bellidir!..
“İşte Gaziantep, Kilis, Hatay ve Kocaeli’ndeki olaylar,  geliyorum diyen tehlikenin” ayak sesleridir..
Siyasi iktidarın, “bu kesimden nemelanma projeleri, yarın elimizde, gelecek günlerde ise kafamızda” patlayabilir!
Tedbiri, vakit geçirmeden, şimdiden alma mecburiyetimiz ortadır..
Ağzı laf yapanların sıkça dile getirdiği, ”göç, göçmen, mülteci, sığınmacı, kaçak, ensar..” misafirlerimiz hakkında, artık karar verme zamanı, gelip geçiyor!
Elimizi de çabuk tutma mecburiyetimiz ortada!
Tedbir mi, çözüm mü noktasında?
Elbette karar, siyasi iradenindir!
Siyasi iradeye de baskı, hatırlatma hakkı, onlara yetkiyi verenlerdedir..
Bilmem anlatabildim mi?
Yusuf Cinal yazıyor,  6 Temmuz 2023




Elbette karar, siyasi iradenindir!
Yorum Yap