Yusuf Cinal
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Anayasa Mahkemesi mi, Yargıtay mı?

Anayasa Mahkemesi mi, Yargıtay mı?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sevgili okurlar,
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 85.Yıldönümünü idrak ettiğimiz şu günlerde, Türkiye Cumhuriyeti’nde bir başka “adalet tartışması” ister, istemez herkesi derinden sarstı..
Nasıl sarsmasın?
Tartışmanın başında “adalet” olursa, gel de, bu tartışmaya kayıtsız kal?
Olacak, iş mi bu?
Devletin tam tepesinde “adalet tartışması” olunca, bu herkesi, ama herkesi yakından ilgilendirmez mi?
Bir ülkede, “adalet krizi yaşanıyorsa, o ülkede, birlik, dirlik, adil bir yönetimden” söz edebilir miyiz?
CHP’nin bir önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sırf partili bir milletvekilinin hapse atılması sonrası, “Hak, Hukuk, Adalet” diyerek, Ankara’dan, İstanbul’a yürümedi mi?
Peki ne oldu?
Ne olacak, “imam bildiğini okumaya” devam etti!
Peki, şimdi yaşanılanları, nereye koyacağız?
Sepetimiz yok ki, sepete koyalım, iş bitsin!
Efendim, Anayasa Mahkemesi, Hatay halkı tarafından milletvekili seçilen Can Atalay ile ilgili bir karar verdi..

CAN ATALAY HALA HAPİSTE?
Yapılan genel seçimler öncesi, “halkın, hak ve hukuku” için mücadele eden Can Atalay ile arkadaşlarının hapse atıldığını bilmeyenimiz yok!
Türkiye İşçi Partisi(TİP) halkın gönlünde taht kuran Can Atalay’ı seçimlerde milletvekili seçerek, Türkiye Büyük Millet Meclesi’ne(TBMM) göndererek, “bu hukuksuzluğa, bu adaletsizliğe”, bir bakıma cevap vermedi mi?
TİP Hatay milletvekili olarak Can Atalay, mazbatasını aldı, Mecliste odası ayrıldı, sekreteryası belirlendi, hatta bir Komisyona üye bile seçildi..
Gel, gelelim, Can Atalay, bir türlü hepisten çıkarılmadı?
Zira, Can Atalay ile ilgili taraflar farklı düşünüyordu..
İş uzadı, uzadı ve Anayasa Mahkemesi önüne geldi..

HAK İHLALİ?
Anayasa Mahkemesi?
Devletin en üst mahkemesi ve kararları herkesi,her kesimi bağlayıcı nitelikte olan en üst, adalet dağıtılan, devletin yetkin, etkin, saygın bir kurumu..
TİP Milletvekili Can Atalay ile ilgili Anayasa Mahkemesi, bir karar vererek, Can Atalay’ın yargılamalarında “hak ihlali olduğu” kararı ile Can Atalay’ın serbest bırakılmasını ve dolayısıyla, milletvekili görevine dönmesine hükmetti..
Bu kararın, elbette bir alt mahkemede gereğinin yapılması gerekiyordu..

ANAYASA MAHKEMESİ Mİ, YARGITAY MI?
Ama,iş uzadı ve nihayet Yargıtay 3. Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin(AYM) bu kararına tanımadı..
Türkiye Cumhuriyeti’nde bunun bir “yargı darbesi” olduğunu söyleyenler kadar, hukukçular “Anayasa Mahkemesi’nin fiilen kapatıldığına” işaret ettiler..
Daha öncede, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Anayasa Mahkemesi” kararları ile ilgili açıklamaları da, bu manada gündeme taşındı..
Bütün bunlara bir de Yargıtay 3.Dairesi,bir başka karara imza atarak, Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, Can Atalay’ın milletvekilliğini düşürmesini istedi..
Siyaset dünyasında olduğu gibi, Adalet dünyasında da, büyük tepki çeken bu karar, Türkiye’de derin bir adalet krizinin yaşanmasına neden oldu..

HUKUK DARBESİ Mİ, KRİZİ Mİ?
Bu gelişmeler bağlamında, çiçeği burnunda CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel, partililerini toplayarak, gece yarısı, bütün bu gelişmeler bağlamında, yaşanılan bu yargı krizini, “bir hukuk darbesi” olarak değerlendirdi ve TBMM’ni ve Başkanı Numan Kurtulmuş’u, göreve davet ederek, Meclisin üzerine düşeni yapmasını istedi..
Anlaşılıyor ki, bu yeni hukuki gelişmeler,”Cumhur ittifakı” içinde yer alan AK Parti ile MHP arasında da bir gerilime neden olduğu, basına yansıdı..
Devletin tepesindeki bu “hukuk krizi”, sade vatandaşları yakından ilgilendirmez mi?
Nasıl ilgilendirmesin?
Böyle bir tartışmanın ortasında, “yargıya olan güvenin dibe vurduğunu” söyleyenleri, haklı çıkartacak bu gelişmenin, nasıl bir çözüme kavuşturulacağı merakla beklenmektedir..
Evet, bu yaşanılanlar, TİP Milletvekili Can Atalay’ı, aşmış ve bu bir, Anayasa mahkemesini devre dışı bırakmaya dönüştürülmüştür!

HUKUK DEVLETİ!
Üzülerek, ifade edelim ki, devletin bu tepesindeki tartışma, vatandaşlarımızı yakından ilgilendirmez mi?
Öyle ya, vatandaş, yargıyı devre dışı bırakanlara, nasıl güvenecek?
Devletin, bir hukuk devleti olduğuna, kim, nasıl inanacak?
Cumhuriyet ve hukuk tarihimizde, bugüne kadar yaşanmamış bir olayla karşı, karşıyayız..
Temennimiz, bu skandalın, bu krizin, biran önce çözülmesi ve “hukukun üstünlüğünün sağlanması ve devlet kurumlarına güvenin” tesis edilmesidir..
Siz, böyle bir karara hükmederseniz, “vatandaş yarın hangi hukuk kurallarına uyacak” ve hangi hukuka saygı duyacaktır?
Türkiye, “vahim bir hukuk krizi” ile karşı karşıyadır..
Devletin, “karşı karşıya kaldığı bu beka sorunu”, tez elden çözülür ve “hakuk adına, vatandaşlarımızın hukuka güveni”, tekrar tesis edilir..
Bunu bekliyor ve umuyoruz!

MİNNET VE ŞÜKRANLA!
Anayasa’yı hedef almak, Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef almaktır!
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 85.Ölüm yıldönümünde,” bu hukuk skandalının konuşuluyor olması”, ne acıdır!
Türkiye’nin geleceğini, kimsenin karartmaya, hakkı yoktur!
“Türkiye Cumhuriyeti’nde kimsesiz bir birey yoktur.Cumhuriyet, böyle bir kavramı asla kabul edemez.
İnsan hakları, yasalaramızın güvencesi altındadır.En güçsüz ve en kimsesizlerin yardımcısı devlet ve onun kamu hukuku temsilcileri olan Cumhuriyet Savcılarıdır.
Kendilerini kimsesiz görenlerin, yanlarında her an haklarını aramakla görevli Cumhuriyet Savcıları bulunduğunu asla unutmamaları,bundan emin olmaları gerekir.”
(Mustafa Kemal Atatürk, 9 Ekim 1925)
Ruhu şad, mekanı cennet olsun!
Cumhuriyeti kuranlara, şükran ve minnetlerimizle!
Yusuf Cinal yazıyor, 10 Kasım 2023



Sevgili okurlar,
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 85.Yıldönümünü idrak ettiğimiz şu günlerde, Türkiye Cumhuriyeti’nde bir başka “adalet tartışması” ister, istemez herkesi derinden sarstı..
Nasıl sarsmasın?
Tartışmanın başında “adalet” olursa, gel de, bu tartışmaya kayıtsız kal?
Olacak, iş mi bu?
Devletin tam tepesinde “adalet tartışması” olunca, bu herkesi, ama herkesi yakından ilgilendirmez mi?
Bir ülkede, “adalet krizi yaşanıyorsa, o ülkede, birlik, dirlik, adil bir yönetimden” söz edebilir miyiz?
CHP’nin bir önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sırf partili bir milletvekilinin hapse atılması sonrası, “Hak, Hukuk, Adalet” diyerek, Ankara’dan, İstanbul’a yürümedi mi?
Peki ne oldu?
Ne olacak, “imam bildiğini okumaya” devam etti!
Peki, şimdi yaşanılanları, nereye koyacağız?
Sepetimiz yok ki, sepete koyalım, iş bitsin!
Efendim, Anayasa Mahkemesi, Hatay halkı tarafından milletvekili seçilen Can Atalay ile ilgili bir karar verdi..

CAN ATALAY HALA HAPİSTE?
Yapılan genel seçimler öncesi, “halkın, hak ve hukuku” için mücadele eden Can Atalay ile arkadaşlarının hapse atıldığını bilmeyenimiz yok!
Türkiye İşçi Partisi(TİP) halkın gönlünde taht kuran Can Atalay’ı seçimlerde milletvekili seçerek, Türkiye Büyük Millet Meclesi’ne(TBMM) göndererek, “bu hukuksuzluğa, bu adaletsizliğe”, bir bakıma cevap vermedi mi?
TİP Hatay milletvekili olarak Can Atalay, mazbatasını aldı, Mecliste odası ayrıldı, sekreteryası belirlendi, hatta bir Komisyona üye bile seçildi..
Gel, gelelim, Can Atalay, bir türlü hepisten çıkarılmadı?
Zira, Can Atalay ile ilgili taraflar farklı düşünüyordu..
İş uzadı, uzadı ve Anayasa Mahkemesi önüne geldi..

HAK İHLALİ?
Anayasa Mahkemesi?
Devletin en üst mahkemesi ve kararları herkesi,her kesimi bağlayıcı nitelikte olan en üst, adalet dağıtılan, devletin yetkin, etkin, saygın bir kurumu..
TİP Milletvekili Can Atalay ile ilgili Anayasa Mahkemesi, bir karar vererek, Can Atalay’ın yargılamalarında “hak ihlali olduğu” kararı ile Can Atalay’ın serbest bırakılmasını ve dolayısıyla, milletvekili görevine dönmesine hükmetti..
Bu kararın, elbette bir alt mahkemede gereğinin yapılması gerekiyordu..

ANAYASA MAHKEMESİ Mİ, YARGITAY MI?
Ama,iş uzadı ve nihayet Yargıtay 3. Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin(AYM) bu kararına tanımadı..
Türkiye Cumhuriyeti’nde bunun bir “yargı darbesi” olduğunu söyleyenler kadar, hukukçular “Anayasa Mahkemesi’nin fiilen kapatıldığına” işaret ettiler..
Daha öncede, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Anayasa Mahkemesi” kararları ile ilgili açıklamaları da, bu manada gündeme taşındı..
Bütün bunlara bir de Yargıtay 3.Dairesi,bir başka karara imza atarak, Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, Can Atalay’ın milletvekilliğini düşürmesini istedi..
Siyaset dünyasında olduğu gibi, Adalet dünyasında da, büyük tepki çeken bu karar, Türkiye’de derin bir adalet krizinin yaşanmasına neden oldu..

HUKUK DARBESİ Mİ, KRİZİ Mİ?
Bu gelişmeler bağlamında, çiçeği burnunda CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel, partililerini toplayarak, gece yarısı, bütün bu gelişmeler bağlamında, yaşanılan bu yargı krizini, “bir hukuk darbesi” olarak değerlendirdi ve TBMM’ni ve Başkanı Numan Kurtulmuş’u, göreve davet ederek, Meclisin üzerine düşeni yapmasını istedi..
Anlaşılıyor ki, bu yeni hukuki gelişmeler,”Cumhur ittifakı” içinde yer alan AK Parti ile MHP arasında da bir gerilime neden olduğu, basına yansıdı..
Devletin tepesindeki bu “hukuk krizi”, sade vatandaşları yakından ilgilendirmez mi?
Nasıl ilgilendirmesin?
Böyle bir tartışmanın ortasında, “yargıya olan güvenin dibe vurduğunu” söyleyenleri, haklı çıkartacak bu gelişmenin, nasıl bir çözüme kavuşturulacağı merakla beklenmektedir..
Evet, bu yaşanılanlar, TİP Milletvekili Can Atalay’ı, aşmış ve bu bir, Anayasa mahkemesini devre dışı bırakmaya dönüştürülmüştür!

HUKUK DEVLETİ!
Üzülerek, ifade edelim ki, devletin bu tepesindeki tartışma, vatandaşlarımızı yakından ilgilendirmez mi?
Öyle ya, vatandaş, yargıyı devre dışı bırakanlara, nasıl güvenecek?
Devletin, bir hukuk devleti olduğuna, kim, nasıl inanacak?
Cumhuriyet ve hukuk tarihimizde, bugüne kadar yaşanmamış bir olayla karşı, karşıyayız..
Temennimiz, bu skandalın, bu krizin, biran önce çözülmesi ve “hukukun üstünlüğünün sağlanması ve devlet kurumlarına güvenin” tesis edilmesidir..
Siz, böyle bir karara hükmederseniz, “vatandaş yarın hangi hukuk kurallarına uyacak” ve hangi hukuka saygı duyacaktır?
Türkiye, “vahim bir hukuk krizi” ile karşı karşıyadır..
Devletin, “karşı karşıya kaldığı bu beka sorunu”, tez elden çözülür ve “hakuk adına, vatandaşlarımızın hukuka güveni”, tekrar tesis edilir..
Bunu bekliyor ve umuyoruz!

MİNNET VE ŞÜKRANLA!
Anayasa’yı hedef almak, Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef almaktır!
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 85.Ölüm yıldönümünde,” bu hukuk skandalının konuşuluyor olması”, ne acıdır!
Türkiye’nin geleceğini, kimsenin karartmaya, hakkı yoktur!
“Türkiye Cumhuriyeti’nde kimsesiz bir birey yoktur.Cumhuriyet, böyle bir kavramı asla kabul edemez.
İnsan hakları, yasalaramızın güvencesi altındadır.En güçsüz ve en kimsesizlerin yardımcısı devlet ve onun kamu hukuku temsilcileri olan Cumhuriyet Savcılarıdır.
Kendilerini kimsesiz görenlerin, yanlarında her an haklarını aramakla görevli Cumhuriyet Savcıları bulunduğunu asla unutmamaları,bundan emin olmaları gerekir.”
(Mustafa Kemal Atatürk, 9 Ekim 1925)
Ruhu şad, mekanı cennet olsun!
Cumhuriyeti kuranlara, şükran ve minnetlerimizle!
Yusuf Cinal yazıyor, 10 Kasım 2023

Anayasa Mahkemesi mi, Yargıtay mı?
Yorum Yap