1. Haberler
  2. Gündem
  3. Bodrum’da tarihten gelen zenginlikler…

Bodrum’da tarihten gelen zenginlikler…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Vakti zamanı içinde İngiltere de hastalıklar kol gezermiş, doktorların tedavisine yanıt vermeyen hastaları, alırlar, gemilere yerleştirirlermiş. İspanya, Roma, Atina, Girit derken Bodrum adasına bırakıp giderlermiş. Suriye, Filistin, Mısır derken , gemiler birkaç ay sonra tekrar Bodrum’a döndüklerinde, hastaların iyileştiğini,  görürler, onları alarak tekrar İngiltere ye götürürlermiş.
İşte bunu duyan iki İngiliz bir gün Bodrum Yalıkavak’a gelirler. Orada Selami Amca vardır. Kalacak yer sorarlar, otel, han, pansiyon sorarlar. Yanıt yok. Selami Amca onlara sorar,
“ size çadır kursam orada yatar mısınız? “  yanıt olumlu olunca, sahile bir çadır kurar, onlar bir süre kalırlar giderler. Bir yıl sonra daha fazla kalabalık gelir, onlara beş çadır kurar. Ama üçüncü yıl pansiyonlar yapılır, sonra ;  Selami Amca otelci olur.
Ünlü iş adamı klüp başkanı  na doktorlar der ki ;
“ kısa bir ömrün var. Git Bodrum’a, her gün yürümeye devam et, yaşayabildiğin yaşa “ der. O da kalkar, Yalıkavak, Gündoğdu oralara gelir,önce Karavan kurar, sonra köşk yapar. Her gün köpeği ile yürüyüşe çıkar. Biraz gerisinden onu bir sağlıkçısı takip eder.  Aradan yirmi beş yıl geçer. O iş adamı hala yürümeye, sağlıklı yaşama devam eder.
Bodrum da kış aylarında evlerinde kömür yakmazlar. Elektrikli klimalar, odun sobaları , kuzineler kurulur. Aman doğa kirlenmesin. Eski rum evleri elden geçirilir. İki katlı beyaz rum mimamrisi devam eder. İki katlı beyaz badanalı  taş evler. Oteller yapılır , onlarda aynı şekilde yapılır. İmara uyulur. Son yılarda zorlamalar olur. Kaçak yapılar yapılır. Ama yeni belediye başkanı onları birer, birer yıkmaya devam ediyor. Alt yapı sorunlarını , büyük şehir belediyesi, DSİ ile birlikte çözmeye kararlı. 500 milyon luk bir yatırımdan söz ediliyor.
İşte tarihi, turizm kenti Bodrum’un kısa öyküsü. İstanbul, Ankara , dünyanın her bir yerinden insanlar gelip ev yapmışlar, oteller yapmışlar. % 20 yerli halk çalışan , % 80 i ise burada yaşamına devam ettiren bir yer.
Halikarnas BALIKÇISI, Zeki Müren, derken tüm ünlülerin uğrak yeri. Kültür aktiviteler, spor, sağlıklı yaşama merhaba diyen insanlar. 1989 yıllarında Bodrum da insanlara balık sunmak üzere Balık Çiftlikleri kurulur. Bir iki, derken 2004 lere geldiğinde, koylarda kirlenme başlar. Turizm vardır, otel işletmecileri ayağa kalkar. 2008 lerde iki çalık çiftliği sökülür, kıyıdan 2 mil açışa taşınır. Torba Koyu temizlenir, ama Güllük koyu olduğu gibi kalır. Oysa Güllük Koyu deniz içi, bir ayna gibidir. Güzellikleri içinde barındırır. Dünyanın her bir yerinden dalgıçlar geliri su altı güzelliklerini izler, izletir.
Ama şimdi oralar çamur yığını, Kürşat  Tüzmen gibi dalgıçlar artık  buralara gelmez. Sırf dalma merakı yüzünden Milas’a yerleşen doktor, artık başka yerlere dalmaya gidiyor.
Balık çiftlikleri yörenin balık ihtiyacını karşıladığı gibi, dış satım da yapıyor. Karlı bir iş, balık çiftliklerini büyütmek lazım. Ama Bodrum da ki planlama buna izin vermiyor. Hatta tüm kaldırılması için lobi çalışmaları devam ediyor.
Yıllar önce Taşucu yakınlarına yapılan küçük bir balık çiftliği onlara ilham veriyor. Haydin Akdeniz’e, Mersin ‘e gidelim “ diyorlar. Silifke Dana adası yakınlarına iki firma geliyor. derken duyan harekete geçiyor. 20 firma, 60 balık çiftliği .oysa bölge 1. Derece sit alanı. Binlerce yıllık liman ve gemi yapım yerleri ortaya çıkıyor. Tam deniz altı merak edilirken, işte karşımıza balık çiftlikleri çıkıyor.
Balık çiftlikleri ile istihdam gelecek, yöre halkı balık yiyecek. Ama deniz dibi akıntı haritalarına bakılmadan başlayan planlama ile bir on sene içinde kıyılar çamur yığınına dönecek. Bu çamur  yığını ile  çamur banyosu yapılmaz. O bölgede deniz altını merak eden dalgıçlar artık dalamaz.
Aydıncık ilçesinde her yıl dünyanın her bir tarafından dalgıçlar gelerek , yörede cennet koyları iliyorlar. Hatta bir de bunun ile ilgili Yüksek Okul açılmış.  Silifke, Anamur arasında tertemiz kalabilmiş bir yöreye göz dikmişler.
Hani şu 7 turizm bölgesi var ya, yıllardır bir türlü başlanamıyor. İşte onlar temeli bir atmaya başlasa, bu balık çiftlikleri, termik santrallerin adı anılmaz. Kirli işler lobisi bu turizm bölgeleri projelerini, Göksu üzerine ,yapılması düşünülen Kayraktepe Baraj projesini bir türlü başlatamıyorlar.
Bu günlerde yapılan Çevre DEĞERENDDİRME toplantıları bu anlamda çok önemli.  Bodrum da ki turizm lobisi bu bölge de yok. Ama yerel yönetimler, halk bir araya gelirse, balık çiftlikleri buralara kurulmaz. 7 turizm bölgesi kurulduğunda, öyle 5000 yerine 40-50 bin kişi istihdam sağlanır.
Eğer termik santrallerden vazgeçilir, rüzgar ve güneş santralleri projelerine destek sağlanırsa, Nükleer santrale bile gerek kalmaz. El değmemiş, Mersin, Anamur arası dünya cenneti, insanlara miras kalır.
Bodrum u anlatmıştık ya, işte başta Göksu vadisi olmak üzere bu bölgede yaşam ömrü 20-30 yıl uzamakta. İnsanlar sağlıklı yaşamak için buralara akın etmekte. Gelin bu cenneti yaratalım. Anamur , Silifke belediye Başkanı, Büyük şehir Belediye Başkanı ve en önemlisi Aycıncık  Belediye  başkanın içi kan ağlıyor. Yörelerini seviyorlar. Bu güzelim yerleri cennete çevirme zamanı. Planları tekrar gözen geçirelim.  Ya yaşanılacak bir cennet yaratalım. Ya da çöplük olmasına göz yumalım.
Birkaç gündür  BODRUM sokaklarında dolaştım.  Yazar Prof. Dr.  Özer- Filiz  Ozankaya çifti,  gazeteci  Yaşar Anter, çevreci dalgıç Çağlayan ÜÇPINAR , buraya yerleşen Silifke li , Özcan Seyhan
, Mehmet Doğan, Deniz Cennet  Yiğit, yat işleten  Akdereli  Kahraman Ardıç,  onlar ile sohbet ettik, dedikleri aynen şu :
“ Balığın ilk tadına kanmayın, sonra kurtulmak için çok uğraş verirsiniz. Şu anda Bodrum da turizm devleri başlarına gelen belayı atlatmak için uğraş veriyorlar. Yeni Turizm Bakanına ümit bağlamışlar.
Mersin ‘in seçilmiş 13 vekiline seslenmek istiyorum.  El ele tutuşun, Boğsak , Dana ,Adası, Aydıncık, Anamur arasında bir tekne ile gezin, görün, şu cennet koylarına balık çiftliklerini kurdurmayın.
Şimdilerde Bodrum Torba limanına gidersen, balıkçılar üzgün. Her gün balığa çıkıyorlar. Ama elleri boş geliyor. Galiba balıklar mekan değiştirmişler. Artık deniz dibinde kirlikten kaçmışlar.  Turgut Reis, Yalıkavak balıkçıları daha farkına varmamışlar. Onlar şimdilik avlanmaya devam ediyorlar.
Celal Necati Üçyıldız yazıyor
 
 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Bodrum’da tarihten gelen zenginlikler…
Yorum Yap