Sevgili okurlar,
Geçtiğimiz haftasonu, “bir günlük gezi ile yurdumuzun önemli turizm beldelerinden ikisini görme imkanı” bulduk..
Aslen Akyazı Dokurcunlu olan, ama Adapazarı’nda yaşayan Hatice Ekici ve arkadaşlarının, mükemmel bir organizasyonu ile yola çıktık..
Tam bir Aile ortamında, Adapazarı, Akyazı ve Hendek ilçelerinden yolcular, gecenin bir saatinde tek, tek toplandı..
Bizlerde,”Adapazarı Kent Meydanı” adresinden otobüse bindik..
“Gecenin bu saati” dedim ya, “amaç gün içinde geziyi tamamlamak” olarak açıklandı..
Haklıydılar ya!
Gecenin, bu saatinde, uyumak yok..
Müzik açıldı ve eğlence başladı..
Havadaki yağmur sesi ise, bir başka hoşnotsuzluk yaratsa da, buna aldırış eden, yok..
Adapazarı, Akyazı, Hendek, Düzce ve nihayet Safranbolu yolundayız..
Safranbolu’ya doğru, yağmur hızını kesti..
Bu durumu, “sevinçle karşılayanlar” olmaz mı?
Kış şartları için hazır olanlar, şemsiyelerini ihmal ederler mi?
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şapka giydiği yörelerde, şapkasız dolaşılır mı?
Şapkamı takıp, gecenin sessizliğinde, Safranbolu’nun, bir dar alanında duran, otobüsümüzden indik..
Sabah kahvaltısı, bizi bekliyor..
HERKES KESESİNDEN YİYİP,İÇEÇEK?
Herkes, “kesesinden yiyip, içeçek”, elbette..
Hatice Ekici Hanım, “ Kahvaltı için bir mecburiyet yok..” diyerek, “kahvaltıya katılacakların sayısını, öğrenmek” istiyor..
Eh, fire yok gibi!..
Sabah, ha oldu, olacak!
“Ezan okundu mu” diyenler, çoktan, yakın bir caminin yolunu tuttular..
Belli ki, önce namaz, sonra kahvaltı keyfi!
Sabah namazı eda ediliyor, kahvaltı ise sırada..
Batı Anadolu, Safranbolu’da, sabah bir başka güzel..
SAKARYALI MİSAFİRLER?
Mekan sahibi, “Sakarya’dan gelen misafirleri” için seferber..
“Serpme kahvaltıda”, bir “kuş sütü” eksik, sanki!
Yolcuyuz ya, kent gezilecek, tarihi dokuya dokunulacak ve yeni bilgiler edinilecek..
Dumak yok, günü iyi değerlendirmek gerek ve sırada Amasra var..
Haydi, “Safranbolu’nun tarihi ahşap, harika mimari özellikler taşıyan, cumbalı evler arasında” yürümeye?
Fotoğraf makineleriniz hazır mı?
Ya, cep telefonlarınız?
Canlı yayın mı?
Vay, vay, tekkonolojiye bak?
İyi ki, her yere asfalt atılmamış!
Belli ki, “siyasi zihniyetin kepçe ve kamyonu buradan” geçmemiş?
İyi ki?
Bu tarihe, yazık ederlerdi!
DİKEN GİBİ SIRITIYOR?
Ama, “bu tarihi evlere inat, betona yatırım yapanların, iğreti binaları gözümüze mertek gibi batmıyor” değil..
Niye, gerek duymuşlar ki?
Bu tarihi güzelliklerin içinde, “diken gibi sırıtmıyor” değiller..
Neyse, “taşlı patika yollar arasında, camiler, tarihi konaklar”, Safranbolu’nun olmazsa, olmazı “Safranbolu Lokumu” ve bu lokuma, ayrı bir tat veren “Safran” bitkisi hakkında bilgileniyoruz..
Çarşı içinde, “incik, boncuk, tahta kaşık, kepçeler, yemeniler, bakır kaplar, bir yanda, o eski tarihi demirciler çarşısı, bir tarafta, kül ateşte kahve içimi için, sıra bekleyenler arasından sıyrılıp”, Safranbolu’yu dolaşıyoruz..
Gerçekten, “UNESCO korumasında olan tarihi yapılara, camilere hayran kalmamak”, ne mümkün!?
Ya, Yörük Köyü?
Ayrı bir, tarihi köşe?
Evleri, yolları, camisi ve yetiştirdiği değerleri ile hala dillerde..
Çamaşırhanesini ve konaklarını geziyoruz..
LÜTFİYE TEYZENİN SUNUMU?
Lütfiye Teyze, Yörük Köy’de, bize bir sunum yapıyor..
Safranbolu, “Yörük Köyde konak yaşamını” anlatıyor..
Ama, ne anlatım?
Diller, bal olmuş sanki?
“Türkçe dersi almamış, diksiyon nedir bilmeyen Lütfiye Teyze, Yörük Köy’de bizi şaşırtıyor, mest” ediyor..
“Yılların sinema sanatçıları, haber sunucuları, tiyatrolara hayat verenler”, neredesiniz?
Belli ki, “bu köyden yetişen Gülgün Feyman’dan” çok şey öğrenmiş..
Ve Köyün bir başka ünlüsü Leyla Gençer’e, “heyecanı, coşkusu, bilgeliği ile olduğu kadar, işini yapma becerisi ile taş” çıkartıyor..
İşte, sana “Anadolu kadını” örneği..
İmkan verildi mi, neler yapmaz?
Uzağa gitmeye, ne gerek var?
Yanıbaşımızda Lütfiye, Ayşe, Emine teyzeler, ablalar..
Safranbolu’dan çok, “bu Yörük Köyü”, bizi çok etkiliyor..
AH, ŞU HİJYEN KONUSU?
Bu güzellikler üzerine, yazmaya elim varmıyor ama, ah şu “hijyen(Temizlik)” yok mu, “hijyen” sorunu?
Yani, temizlik!
Kısacası, her alan ve mekandaki tuvaletler..
Buralar, denetlenmez mi?
Bu tarihi dokuya, yakışıyor mu?
Lütfen, bu görevi de devlet erkanına, siyasilere yüklemeyiniz?
Bu tarihi dokudan para kazananlar, lütfen, bu işi siz evet sizler hallediniz!?
“Memleket hallerini, güzelliklerini”, yazmaya devam edeceğiz!
Evet, bu Safranbolu, ama sorunlar dolu!
Yusuf Cinal yazıyor, 28 Kasım 2024
Yusuf Cinal
Diğer Yazıları
Yönetici