Ankara’nan Çankaya İlçesi sınırları içinde 1944 Yılında temeli atılan ve 1953 Yılında tamamlanan, bugün anıtmezar olarak tanımlanan Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün huzuranu çakınlar, o’na minnet ve şükran duygularını iletiyorlar..
BİR Osmanlı Paşası olarak, yurdun dört bir köşesinin işgal altına alınmasından sonra, bir avuç arkadaşları ile 1919 Yılında Samsun’a çıkarak,” İstiklal Mücadeleseni” başlata, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, başkent Ankara’daki Aıntmezarı, her gün ziyaretci akınına uğruyor.
Biz de Belçika’dan eşim Fatma Cinal, kızım Ebru Cinal ve torunum Elif Can ile birlikte Adapazarı’ndan yola çıktık..
Uzun ince bir yol gibi görünse de üç saat sonra Ankara’ya ulaştık..
“Anıtkabir” tabelaları bizi, Anıtmezara’a ulaştırdı.
Otomobilimiz ile kontrol sırasına girdik.. torunum Elif Can, çok heyecanlı ve sabırsız idi..” Mustafa Kemal Atatürk” yazan şapkasını ve “Atatürk” yazan saç tokasını takıp, eline Türk Bayrağını çoktan almıştı..
Eşim Fatma Cinal ve Kızım Ebru Cinal ise ilk defa Türk Milleti’nin kalbinde büyük yer eden bu eşsiz komutan,lider,önder ve kurtarıcı için Ankara yolundaydık..
Kısa zamanda Aslanlı yoldan yürüyerek, Anıtmezar önündeki alana geldik.. Merdivenleri tek,tek çıkarak, Anıtmezar’ın bulunduğu salona geldik..
Salon girişi iki yanında ve Aslanlı yol başlangıçında nöbet tutan askerler dikkatlerimizden kaçmadı.
Elif, Gazi Mustafa Kemal Atatürk için hazırlanan mezoleye, iyice baktı..Gözlerini açtı ve asıl mezarın alt katta toprakta olduğunu öğrendi..
Elbette öğreneceği daha çok şey vardı.. Belçika’da okulunda, Atatürk tişortunu hatırladı ve Bayrağını sallayarak,askerler önünde o da nöbete durdu..
Az sonra kahraman Mehmetçiğin nöbet değişimine ve bir çelenk koyma törenine tanıklık ettik..
Duygular elbette başkaydı..
Bizim gibi Hacettepe Ezcacılık Fakültesi öğrencileri de orada mezuniyet sevinçlerini yaşıyorlardı..
Ya yurdun dört bir köşesinden gelenler, Avrupa’dan koşup gelenler, hep bir arada, Atatürk sevgisinde buluşmuştuk..
Bu bir başka Türklük, gurur ve şuuru idi.. Yaşamak, yaşatmak gerek..
Ne mutlu Türk’üm diyene!
ANITKABİR İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER.
Mustafa Kemal Atatürk’ün anıt mezarı olması sebebiyle büyük önem taşıyor. Bunun dışında yapılış şekli ve konumunun seçilmesi de Anıtkabir’i farklı klan unsurlardan. Vatandaşlar özellikle gençler, “Anıtkabir’i kim inşa etti?
Anıtkabir’i kim, ne zaman yaptı?
Anıtkabir nasıl yapıldı” sorularına cevap arıyorlar?
Öyle ya,” Anıtkabir’i kim yaptı?
Anıtkabir’i kim inşa etti, ne zaman yaptı” diye merak ediliyor?.
ANITKABİR İNŞAATI?
Anıtkabir’in inşaatı ise 9 Ekim 1944’de görkemli bir temel atma töreni ile başladı. Anıtkabir’in inşası 9 yıllık bir süre içinde 4 aşamalı olarak yapılmıştır. Toprak seviyesi veAnıtkabir aslanlı yolun istinat duvarının yapılmasını kapsayan birinci kısım inşaata 9 Ekim 1944’te başlamış ve 1945’te tamamlanmıştır.
Emin Onat ile Orhan Arda’nın tasarımı olan Anıtkabir’in 1944’te başlanan inşası 1953’te tamamlanmıştır.
ATATÜRK’ÜN VEFATI?
Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümü, kendisinin sağlığının 1937 yılından itibaren bozulmaya başlamasına müteakiben 10 Kasım 1938’de gerçekleşti. Ölümünün ardından, 21 Kasım 1938’de geçici olarak Ankara Etnografya Müzesi’ne konulan naaşı, 10 Kasım 1953’te kendisi için inşa edilmiş anıt mezar olan Anıtkabir’e nakledildi.
Bugün Tük Milleti’nin eşsiz lideri, önderi, kurtarıcısı ve kahramanı Atatürk, kalbimizde hep yaşayacak, yaşatılacaktır.
BelHaber/www.belhaber.be














