Sevgili okurlar,
Son günlerde, ” duyarlı çevre bilinci”, harekete geçti..
Bu toprakları miras olarak üstlenen, bir kültürün temsilcileri, “yaşadıkları alanların talan edilmesine, yakılmasına, kirletilmesine, çıkar çevrelerinin amaçlarına alet edilmesine karşı, yurdun her köşesinde”, eylemler gerçekleştirdiler ve hala da gerçekleştiriyorlar..
“Her vicdan sahibinin, her duyarlı insanın yapması gereken” bu değil midir?
“Bir kültürü temsili yet bilinci”, budur işte!
Bu uğurda, “dozerlerin, kepçelerin önüne çıkanlar, yatanlar ve jandarma ve polis ile karşı karşıya gelenleri”, iyi anlamak gerek..
Bu bilinç, yurdun her köşesinde var ama?
Bizlere emanet edilen bu toprakların,” talan edilmesi, yağmalanması ve zenginliklerinin üç kuruş adına paylaşılması” kabul edilmezdir..
Durmak, beklemek, seyretmek işe yarıyor mu?
Sesini, Ankara’ya kadar duyuranlara bakınız!
KÖR VE BİLİNÇSİZ SİYASET!
Bu toprakların zenginliklerinin, özellikle yabancılara, çıkar çevrelerine yağmalatılmasının altında, “kör ve bilinçsiz siyaset” yatmaktadır!
Bu ” kör ve bilinçsiz, vizyonsuz siyaset, ülkemizin geleceğini, insanımızın birlik ve beraberliğini de tehdit etmekte”, hiçe saymaktadır!..
Bu durum karşısında, sadece yangınları söndürmeye koşmak yetmiyor?
“Bu topraklarda altın, gümüş ve diğer madenleri çıkarmak için, ormanlarımızı, meralarımızı, hatta tapulu arazilerimizi işgal edenlere karşı pankart açmak, slogan atmakta”, işe yaramıyor?!
DEVLET KİM, MİLLET KİM?
Devletin polisi, jandarması ile insanımızı karşı karşıya getiren, “bu kör siyasete karşı, daha bilinçli olarak, yasa koyucuları, bizi yönetmeye talip olanları seçme hususunda, titizlik” göstermeliyiz..
Salt, “kör particilik” ile ne yapabiliriz ki?
“Biat kültüründen” sıyrılarak, ” vatan, millet, bayrak, birlik ve beraberlik ülküsü ile hareket etmek, işin özünü” oluşturmaktadır..
Maalesef, yurdun birçok yöresinde, “çevreyi, vatan toprağını, yeşili korumak, temiz su kaynaklarımızı sahiplenme adına yola çıkanları” yalnız bıraktık!
Bu uğurda mücadele edip, hapishanelere düşenleri bile unuttuk!
Söyler misiniz?
Devlet kim, Millet kim?
“Bu eylemleri, salt zeytinlikleri koruma eylemleri sandık!”
Şöyle geri dönüp bir bakın?
Neler göreceksiniz,neler?
Şöyle hafızanızı yoklayınız, “bakın ne mücadelelere, ne karşı koymalara”, tanıklık edeceksiniz?
AKYAZI HASSASİYETİ!
İşte son olarak, bu eylemlerden biri, Akyazı’da gerçekleştirildi..
“Mudurnuçayını kirleten zihniyetlere karşı, çiftçi, sivil örgüt, siyasi temsilcilerimiz ile muhtarlarımız, vatandaşlarımız” karşı çıktı..
Haberleri, Bizim Sakarya Gazetesi’nden okudunuz..
Duruma, Sakarya Valisi Rahmi Doğan el koydu..
Bununla yetinilmeyerek, konu, Ankara’ya kadar taşındı..
Ankara’da, ilgili bakanlıklar nezdinde girişimlerde bulunuldu..
Sakaryalı hemşerilerimiz Türkiye Ziraat Odaları Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türk-İŞ Genel Başkanı Ergun Atalay da konuyla ilgili olarak bilgilendirildi, kendilerinden yardımları istendi..
Bunlar, elbette güzel gelişmeler..
Ancak, “çevre bilincini hiçe sayan anlayışların yasak kararları, paragözlükleri” bitmiyor!..
Bu defa,” Acelle Yaylası için giriş ücreti istenmesi”, insanımızı çileden çıkardı..
Kim, kimin adına, karar verdi ki?
Bu işler, bu kadar kolay mı?
DOĞA YARIN SİZİ AFETMEZ!
“Yanlışları, doğru gibi sunmaya kalkan, çıkar çevrelerine karşı da”, mücadele etmeliyiz..
Bu topraklar, sahipsiz değildir!..
Bu topraklarda;” karıncaların, böceklerin, kelebeklerin, kuşların ve yaban hayatının hakkı olduğunu” unutmayınız!
Son olarak, “Adapazarı merkez köylerinde yaşanan çevre katliamını”, bir sonraki yazımda sizlerle paylaşacağım..
Lütfen, “çevrenize, toprağınıza, temiz su kaynağınıza, derenize, çayınıza, nehir ve göllerinize, yeşilinize, yaprağınıza, çiçeğinize..” sahip çıkınız..
Bilin ki, doğa, yarın sizi affetmez!
Yusuf Cinal yazıyor, 21 Ağustos 2025
