Sevgili okurlar,
Geçtiğimiz hafta sonu, takdirlerinize sunduğum yazımda,
” kent yaşamından” söz ettim..
Evet, “kent yaşamı” içinde yer alan kurum ve kuruluşları hatırlayınız?
Bunlar içinde,” okullar ve bu bağlamda Üniversiteler” gerçeğini unutmayalım?
Maalesef, “siyasi iktidarın, oy hesabı ile köyleri, mahalleye dönüştürmesinden sonra, yaşanan sıkıntıları” bilmeyenimiz yok!
Unutmuş olanlar için hemen hatırlatalım!..
Köy yaşamı içinde olanların, “bir cami, okul” ortak alanı dışında, her köyde olmamasına rağmen, bir ” köy odasından” söz edebiliriz..
Kısacası, “köy gerçeğinde, öğretmen ile din görevlilerin, muhtarın, köy ihtiyar heyeti yanında önemli bir yerleri olduğunu” unutmayalım?
Neden mi?
Neden olacak?
“Köy yaşamı içinde”, önemli bir devlet kurumu olan ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın köydeki temsilcisi olan “köy okulları, taşımalı eğitim”, adı altında kapatıldı!?
Murad edilen neydi?
İşe bakınız ki, “köy ilkokullarını kapatıyorsunuz, köy çocuklarını, uzun mesefeler ile sabah evlerinden alıp, kent merkezlerindeki, uzak köşelerdeki okullara” taşıyorsunuz?
Amaç, “köye, köylüye, gelecek nesillere” hizmet mi?
Sıkı durunuz?
BİR TAŞLA İKİ KUŞ VURMAK
İşte, dünden, bugüne gelindiğinde, “şu görüldü ki, asıl amacın, köyden öğretmeni uzaklaştırmak olduğu, yeni, yeni anlaşılır” oldu?
Oh, ne güzel memleket!
“Köy çocuklarına ışık olacak, onlara yaşamın gereklerini öğretecek, ülke genelinde sürdürülen eğitim yarışında akranları ile rekabet edebilecekleri, köylerinden al, uzak bir yerde eğitime tabi tut ve öğretmeni de”, köyden uzaklaştır?
Ne güzel iş, değil mi?
Al sana, “bir taşla iki kuş vurma fırsatı”, babo!?!
KÖYLER KİMLERE KALDI?
“Köyden öğretmeni uzaklaştırdılar”, köy kime, kimlere kaldı?
“İmam ile muhtara” değil mi?
Birine bol maaşlar, birine Ankara’da ballı kaymak kabuller!
Şimdi sıkı durunuz, “köylerde okulları kapatanlar, kent yaşamı dibinde, yeni kayya kuyularını intiva eden görkemli, çok katlı TOKİ binalar” yaptılar..
Köylünün çocuklarını okullarından edenler, “bu sefer köylüyü de bağından, bahçesinden, çiftinden, çubuğundan, toprağından, tavuğundan, ineğinden, öküzünden, koyunundan, kuzusundan, keçisinden, sütünden, yoğurdundan, yağından, biberinden,. domatesinden, salatalığından, patlicanından, patatesinden, soğanından, mısırından, buğdayından, traktöründen..” ettiler!!?
Al sana, yeni bir tüketeci kümesi!
PANDEMİ GÜNLERİ
“Pandemi(Corana)” döneminde olduğu kadar, bugünlerde köyüne dönenleri ve köylerinden ayrılmayanları bir düşününüz?
Benim köyüm, Akyazı Alaağaç’ta da, aynı anlayış ile okulu yıkanlara, köy halkı karşı çıktı..
Büyük tartışmalardan sonra, yıkılan yeni yapım okul binası yerine, “nihayet bir okul yapıldı ve köy çocukları, diğer çocuklarımızın uğradığı eğitim sopası dayağından kurtulmuş” oldu!..
Ama diğer köy çocukları, Alaağaçlı kardeşleri kadar şanslı değildiler..
Her gün, başka bir adrese, takur, tukur taşındılar!.
SINDIRGI KÖYLERİ
Uzatmayalım, “geçtiğimiz günler, Balıkesir İl’i, Sındırgı İlçesinde, sevgili dostum Tevide ile Fazilet Er çiftinin konukları” oldum..
Bir iş kadını olan Fazilet Er Hanımın, hem doğum gününü kutladık, hem de, yeni kitabının sevincine ortak olduk..
Bugünlerde, deprem nedeni ile sıkça gündeme gelen Sındırgı ve köylerini gezme imkanı buldum..
Büyük geçmiş olsun!
Neylersin ki, depremler ülke gerçeğimiz!
Bir gece, “Sındırgı Öğretmen Evi’nde misafir” edildim..
“Böyle bir mekan için el, ele veren ve birliktelik yaparak, arkadaşlarını burada ağırlayan, böyle bir hizmeti onlara sunan öğretmenlerimizi ve onlara destek verenleri tebrik” ediyorum..
Sındırgı köyleri mi?
Köy okulları kapatılmış, köyler kaderine terk edilmiş!
Manzara hazin!
AKYAZI LİSESİ
Gel, gelelim Sakarya’ya?
Akyazı’da, emekli öğretmenlerimiz için tahsis edilen bina, “depreme dayanıksız mazereti” ile kapatıldı!
“Üç-beş emekli öğretmenin bile, bir araya gelmesi” niye hazmedilmedi ki?
Aynı akıbete, “Adapazarlı öğretmenlerimiz maruz” kaldılar!
Bu mazeret ve gerekçeler ile “imamların kaldığı lojmanlardan, dışarı edildiğini” duydunuz mu?
Sanmam!
Sakarya’da buna benzer bir değil, birçok yıkım var!?
Bir kere, “Cumhuriyet’e, Atatürk ilkeleri ışığında, nesiller yetiştiren Akyazı Lisesi, hangi gerekçe ile yıkıldı, ortadan kaldırıldı” dersiniz?
“Fay hattı” denilerek, “yerine hangi okul yapıldı” lo?
İmam Hatip Kız Ortaokulu!
EĞİTİM KURUMLARI
“Kent yaşamı içinde, eğitim kurumlarımızın durumu, Sakarya’da mutlaka, ama mutlaka masaya” yatırılmkalıdır..
Başta, “İl Milli Eğitim ile İlçe Eğitim Müdürleri, devlet okulları, özel okullar ve bu yapıya musallat olan siyaset eli, mutlaka geri” çektirilmelidir..
Ama, “dindar ve kindar bir nesil yetiştirme vurgusunda bir beis görmeyenler, bu alanda geri adım” atarlar mı ki?
VELİ İŞBİRLİĞİ
Burada, “veli işbirliği sonuç” alabilir!
“Kuzu, kuzu büyük paralar ödeyerek, çocuklarınızı, ne kadar eğitim ağı içinde” tutabiliriz ki?
Artık köyleri geçtim, “kent yaşamı içinde bile eğitim kurumlarımızın içinde bulunduğu durum, vatandaşımızı kara, kara düşündürmekte ve aile ekonomisini tehdit eder boyutta” gelişmektedir..
20 Yılda, soruların çalınması ile “liyakatsiz kadrolar oluşturulmuş ve siyasetin hizmetine” sunulmuştur!..
Acı, ama gerçek budur!
ÖĞRETMENLERİMİZ
“Köylerden, öğretmenlerin neden uzaklaştırıldığını”, şimdi anladınız mı?
“Hem siyasete, hem de birilerine rant”, yaratılmadı mı?
“Köylerimizden öğretmenlerimizin uzaklaştırılmasının faturasını”, kimler ödemektedir?
“Eğitim, öğrenim, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının hakkıdır.. “
“Siyaset kurumu”, bu gerçeğe, sadece bu gerçeğe hizmetle mükelleftir..
Yusuf Cinal yazıyor, 25 Eylül 2025
