Yusuf Cinal
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Sakarya’nın parlayan yıldızı!

Sakarya’nın parlayan yıldızı!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sevgili okurlar,
” Kent Yaşamı” içinde, okulların, yani eğitim kurumlarının önemine dikkat çeken yazımı, hatırlatmak isterim..
Aileden itibaren, yeni bireylerin kreşlerden başlayarak, anaokulları ve sonrasında ilkokullar ile tanışması ve orta dereceli okullardan sonra, yüksek öğrenim kurumlarına yerleştirilmesi sürecini hepimiz biliyoruz..
Gelişmiş ülkeler, “eğitim ve öğrenim programlarını”, çoktan rutine bağladılar..

Gelişmekte olan ülkeler ile Türkiye gibi ülkelerde “eğitim ve öğrenim” konusunda “belirsizlikler “, bir türlü halledilemiyor?
Neden acaba?
Fikir ayrılıkları mı?
Bir siyasi korku mu?
Yoksa, “siyasilerin kendi ideolojilerini dayatma istekleri mi, bu bağlamda etkin” oluyor, dersiniz?

Cumhuriyet’in ilanı ile “êğitim ve öğrenim” konusunda, gerçekten “radikal kararlar” alındı ve ” milli eğitim” konusu benimsendi..
Eğitim ve öğretim kurumlarının oluşturulması ve bu manada kurumların ihdası yaygınlaştırıldı..
O ilk dönemlerin, kurumları arasında parmak ile gösterilen ” Köy enstitüleri” her nedense, “siyasi anlayışlarla ideolojik” bulunarak kapatıldı..
Hesap, kitap neydi ki?

Zamanın siyasi anlayışlarını temsil eden, “Cumhuriyet Halk Partisi ile Demokrat Parti” arasındaki rekabet ve yeni anlayışlar ve dayatmalar, bugün hala devam etmektedir..

Şu, “AK Parti ile CHP arasındaki kavgayı”, nasıl izah edebiliriz ki?

KÖY ENSTİTÜLERİ?
“Köy enstitülerinin” kapatılmasından sonra, bugün ” genel liselerin” kapatılarak, “İmam Hatip Liseleri” konusundaki dayatmaları, nereye koyabiliriz ki?
Yüksek eğitim yolunda, “İmam Hatiplilerin yolu” bir, bir temizlendi..
Yani, İmam Hatipliler için, siyaseten engeller kaldırıldı..
Ama, “eğitim içindeki kaos, karmaşa, sınavlar, dershanelerler, yurtlar, öğretmenler, özel okullar, sınav sorularının çalınması, eğitimciler arasındaki ayrılık, diplomalı kesimin durumu”, hep devam ede-geldi..

Bütün bu tartışmalar, “insanımız arasında da ayrışmaya, kutuplaşmaya” neden olmadı mı?
Siyasi iktidarın, bu manada söylemleri ortada!..

Muhalefetin, karşı duruşu belli!
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bizzat, eğitim de ve kültür de yapmak istediklerini, yapamadıklarını itiraf etti..

KİNDARLIK MI, DİNDARLIK MI?

Hatta, siyasi anlayış, daha da ileri giderek, bu manada “kindar ve dindar” bir nesil yetiştirmekten dem vurdu..
Ne talihsiz, bir açıklamaydı!

İşte bu söylemler, ” milli eğitim projesinin” dibine dinamit koydu..
Hatırlayacağınız gibi, “siyasi iktidara karşı darbe kalkışmasına giren zihniyet ile ilk ayrışma, eğitim alanında” başladı..
“Dershanelerin kontrolü” konusu, bardağı taşıran son damla oldu..
Uzatmayalım, “bu bağlamda sadece eğitim alanında değil, kültür alanında da siyaset kurumu, önemli tasarruflarda” bulundu..
“Birçok ilde, kültür evleri yıkıldı, öğretmen evleri, askeri liseler” kapatıldı..
Yıkılanlar, “güya yapılacak ya”, ne zaman?

Merak, bu ya?
Hatırlatalım mı?

“Çıkmaz ayın son çarşambası söylemleri”, hala devam ediyor!
Yapılacak?

Ama, ne zaman?

CUMHURİYET’İN ESERLERİ?
Haklarını yemeyelim?
Birçok il de yükselen üniversitelerimiz oldu..

Bu siyasi anlayış zamanında olmasa bile,” Cumhuriyet kazanımları arasında Sakarya’da yükselen bir değer, bir yıldız olan, Sakarya Üniversitesi’nin kuruluş günlerini” çok iyi hatırlıyorum..
O zamanlar, üniversite kampüsü için yer arayışlarını, hatırlayan arkadaşlarımız iyi bilirler..
Adapazarı’nın, yani Sakarya’nın en güzel yerine, “Sakarya Üniversitesi” kuruldu..
O zamanlar,” Serdivan tepeleri” diye adlandırılan bu alan, “bugün Sapanca Gölü ve kent manzaralı olarak, gerçekten Türkiye’nin en güzel köşelerinden” biridir..

TAKİP ETTİM!
Dönemin valileri, merkez ilçe kaymakamları, siyasileri, iş insanları, vatandaşları, basın mensupları, kültür insanları ile el, ele vererek, Sakarya Üniversitesi’nin temelini attılar..
Onlara, ne kadar teşekkür etsek azdır!
Bugünlere geldiğimizde, “Sakarya Üniversitesi’nin (SAÜ), yeni bir eğitim, öğretim sezonuna hazırlık yaptığını ve yeni projeleri ile hedefleri olduğunu” öğreniyoruz..
Sevgili gazeteci dostum Fehmi Duman, SAÜ Rektörü Prof. Dr. Hamza Al’ın basın toplantısını, canlı olarak paylaştı..
Brüksel’de sevgili, saygıdeğer Hocamız Prof. Dr Hamza Al’ı, can kulağı ile dinledim..

Büyüyen ve yıldızlaşan Sakarya Üniversitesi ile gururlanmamak, ne mümkün..
Üniversitemizin, bugüne gelişinde katkısı olanlara teşekkür etmek, minnet duygularımızı ifade etmek boynumuzun borcudur..

BİR BAŞKA DÜNYA?
Bakınız, SAÜ Rektörü Prof. Dr. Hamza Al, üniversitenin uluslararasılaşma vizyonuna dikkat çekerek, 100’ü aşkın ülkeden yaklaşık, 6 Bin öğrenci ve 30’a yakın farklı ülkelerden öğretim üyesiyle, “dünya üniversitesi olma” yolunda, hızla ilerlediklerini söyledi.
Rektör Al,”Küresel iş birliklerimiz, Erasmus ve Orhun programlarımız, uluslararası projelerimiz, bu hedefimizin en önemli göstergeleridir.
Üniversitemiz aynı zamanda, toplumsal olaylara da duyarlılıkla, Gazze’de çoğunluğunu bebeklerin, kadınların, hasta ve yaşlıların oluşturduğu sivil halka yönelik saldırılara karşı derslerde ve kampüs yaşamında sürdürülmesi, az şey değildir.

HEDEFLERİ BÜYÜK

Sakarya’nın bir üniversitesi olarak, yerel aktörler ve paydaş kurum ve kuruluşlarla birlikte üretim gücüne katkı sağlıyor, kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetlerimizle, şehrimize zenginlik katıyoruz..” diyerek, Sakarya Üniversitenin vizyonunu, kısa vadede Türkiye’nin ilk 20, orta vadede, ilk 10 Üniversitesi arasına yükselmek, uzun vadede ise ulusal ve uluslararası ölçekte saygın bir konumda yer almak istediklerini vurguladı..
Bir gazeteci, bir yazar, bir Sakaryalı olarak Sakarya Üniversitesi ile sürekli irtibatta olduğumu söylememe gerek var mı?
Bu yıl içinde, “bazı akademisyenleri Brüksel’e davet ettiğim gibi, erasmus öğrencilerini de staj için kabu devam ediyor”, yeni adayları, içtenlikle bekliyoruz..
Birçok akademisyen dostumuz ile sürekli irtibatta olduğumuzu da ifadeyle, “ofisimde Sakarya Üniversitesi’nin bayrağı” özgürce dalgalanmakta, kitapları baş köşede yer almaktadır..

KENTİN PARLAYAN YILDIZI
Temennimiz o dur ki, “Sakarya Üniversitesi, bir gün hak ettiği yere mutlaka gelecek ve yarım asırlık vizyonu ile diğer üniversitelere örnek olacak, bu kente, insanına, iş insanlarına, öğrencilerine katma değer sunmaya”, devam edecektir..
“Siyasi anlayışların gölgesinden, tarikat ve cemaat zihniyetinden uzak, özgür ve serbest eğitim yuvası olma yolunda, yıldızı parlayan Sakarya Üniversitesi, bu kentin gururu ve en büyük eserlerinden” biridir..
Bu kültür yuvasına sahip çıkmak, her Sakaryalı’nın görevidir..
Bu vefalı yuvaya, bu büyük aileye hayat verenlere selamlar olsun!
Yeni eğitim-öğretim yılınız, hayırlara vesile olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 29 Eylül 2025

Sakarya’nın parlayan yıldızı!
Yorum Yap