Sevgili okurlar,
Şu sıralarda, mesleğimiz “gazetecilik” ile ilgili gündeme düşen haberler, sizleri ne kadar ilgilendiriyor bilemem?
Dün sabah saatlerinden itibaren, mesleğimizin duayenlerinden ve zirvede olan gazetecilerden biri olan “Fatih Altaylı ile ilgili mahkeme süreci” başlatıldı..
Altaylı,” günler, haftalar, aylar sonra, dört duvar arasından çıkarak, mahkeme huzuruna çıkarıldım. Bir gazeteci olarak yaptığım konuşma tarihten örneklemedir.. Konuşmamın bir bölümü alınarak, hakaret ile suçlandım. Bir gazeteci olarak insanımızı bilgilendirmek, haberdar etmekten başka bir görevimiz yoktur..” diyerek, tahliyesini istedi..
Maalesef, ülkemizde artık bu “hakaret” konusu insanları mağdur etmeye devam ediyor.
Bir gazeteci, kendini ifade edemiyorsa, diğerleri nasıl ifade etsin ki?
Siyaset kurumu, “artık basın mensuplarını susturma, sindirme, olana, bitene sessiz kalma konusunda olduğu kadar, hukukun gereğini yapması konusunda da..” beklenen adımları atmıyor..
“Cezalandırmak”, artık Türkiye’de, birçok alanda yaşanır oldu..
Mazeret hazır!
Seni gidi, hain!
İşbirlikçi, yandaş?
GAZETECİLERE YAŞATILANLAR?
“İnsanımızın seçip göreve getirdikleri, patır, patır, sabah ve gece operasyonları ile toplanıyor, belli suçlamalar ile günlerce, aylarca içeride tutuluyor!”
Bu durumu izah etmekte, inanın zorlanıyoruz..
40 Yıldır, insanımızı bilgilendirmekten öte, bir şey yapmayan bir gazetecinin,” yaşadığı ve yaşatıldığı duruma” bakınız!..
Biz de, 40 Yılı aşkın bir zaman dilimi içinde, bu mesleğin içinde yer alarak, “insanımızı bilgilendirmeye, haberdar etmeye”, devam ediyoruz..
Yıllar geçmesine rağmen, “mesleğimizin gereklerini yerine getirme konusunda kimseye boyun eğmedik, eğmeyiz ve bildik meslek kurallarından”, taviz vermeyiz..
“Yerelden başlayarak, ulusal bazda olduğu kadar, sınırlar ötesinde de gazetecilik mesleğinin ilkeleri, etik kuralları hakkında, hep yapılması gerekenlere”, işaret ettik..
Bu manada, “ülkemde yerelde, yurt dışında ise ulusal anlayışta, ülkemin, insanımızın hizmetinde” olduk..
HEDEFİMİZ HİZMET!
Hedefimiz, “hep insanımızı bilgilendirmek, haberdar etmek olduğu kadar, yaşadığımız bölgeye, kente, ülkeye, dile kültüre hizmet şiarı” olmuştur..
Bu görevi, “bir gazetede, bir sanal ortamda, bir televizyonda, bir radyo ve dergide, bir kitap ile” yerine getirebilirsiniz..
Hiçbir zaman, “etiket peşinde olmadım ve gazetecilik mesleği ile ilgili kimseye ödün” vermedim!..
“Mahkeme kapılarına da gittim!..
Hakarete de uğradım!..
Tehdit ve dava da ettiler!..
Güçlülerin baskısını da yaşadım..
Siyaset sopası hep ensemizde oldu..”
İstediklerini yazdırma, onların dediklerini yapma yolunda bildiğimi yapmaktan geri durmadım..
Ancak, “bu yaşanılan yıllarda gazetecilik mesleğinin ne kadar itibar ve irtifa kaydettiğini görmek,en büyük üzüntü” kaynağımızdır..
Hele de, “gazetecilerin hapse atılması, cezalandırılması, horlanması, siyasi saiklerle başının ezilmesi” kabul edilemezdir..
Gazeteciler, “hukuk güvencesi olmadan”, nasıl görev yapabilirler ki?
CESARET İŞİ OLDU?
Bu durum, “sadece Türkiye’de değil, dünyanın diğer ülkelerinde de” böyledir!
“Artık dijitalleşen, küreselleşen bir dünyada gazetecilik yapmak, hele doğru ve gerçek haber peşinde koşmak, sırları ifşa etmek, suiistimalleri günışığına çıkarmak, yolsuzlukları açığa çıkarmak, kamu mallarını talan edenleri teşhir etmek, uyuşturucu baronları dokunmak, kara para aklayanların peşine düşmek”, cesaret işi oldu..
Yaz bakalım, sizi neler bekliyor?
“Günümüzde araştıran, sorgulayan, kamu yararına gazetecilik anlayışı dibe vurmuş” durumda!..
Elbette, “bunun sebeplerini sadece bir kesime bağlamak haksızlık” olur!..
Meslektaşlarımızın günahları, yok mu?
Olmaz mı?
SİYASETİ TAKİP?
İşte Amerika’da, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı takip eden gazeteciler ile ilgili yansımaları hep beraber takip ettik..
“Amerika’da bir şey alamadık” diyerek, “isyanını dile getiren gazetecinin feryadı ile bir uçak dolusu gazeteciye servis edilen sorular konusu”, durumu özetlemiyor mu?
Velhasıl, ne desek boş!
Mesleği adına, “o uçakta bulunanların durumu elbette daha çok tartışılacak ve yeni mesleğe atılanlara, etik olarak” anlatılacaktır..
Bizim Sakarya Gazetesi ailesi içinde, “sizleri bilgilendirmeye, haberdar etmeye büyük özen gösterdiğimiz gibi, kendi yayın organlarımızda da aynı hassasiyeti” gösteriyoruz.
TÜRK DİLİ KONUŞAN GAZETECİLER?
Ekim ayı içinde,(16-20 Ekim 2025) Brüksel’de “ Türk Dili Konuşan Gazeteciler Medya Formu” için hazırlıklarımız sürüyor.
Başta Kazakistan’dan Türk Dili Konuşan Gazeteciler Birliği, İnter-Media Bruxelles Vakfı ile Brüksel İCC Dialog Derneği paydaşlığında hazırlıklar var.
Türkçe Dili’nin bayrak olarak benimsendiği bu toplantıya katılan meslektaşlarımız, son teknolojik gelişmeleri, ülkelerin medya alanındaki öngörülerini, siyasi, ekonomik ve turizm açısından gazetecilerin üstlenebileceği misyonu ve diğer sorunları başlıklar halinde masaya yatıracağız..
Buradan, ülkelerimiz, insanlarımız için olumlu fikirlerin çıkacağına inancımız tamdır..
NAZİYA BİSSENOVA?
Sevilen, sayılan Kazakistan Türk Dili Konuşan Gazeteciler Birliği Başkanı Naziya Bissenova’nın önderlik ettiği bu buluşmaya ev sahipliği yapmak bizleri heyecanlandırıyor..
Başta Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Azerbaycan ve Türkiye ile Avrupa ülkelerinden davetlileri ile buluşarak, mesleğimizin dününü, bugünü masaya yatıracağız..
İnşallah hayırlara vesile olur..
Yusuf Cinal yazıyor, 4 Ekim 2025
