Her yıl 24 Nisan tarihi yaklaştıkça, ABD başkanı “soykırım” diyecek mi, demeyecek mi tartışmaları altında, özelikle sosyal medyada çeşitli yayınlar yapılmaktadır. Ermeni tezlerine yakın duran bazı bayraksız ve vatansız dönme solcuların sesleri son yıllarda azalma gösterse de vatansever aydınlarımızın konuya yaklaşımlarında maalesef aynı hatalar tekrarlanmaktadır. Bu hataların en başında batılı emperyalist çevrelerin Türkleri soykırım yapmakla suçlayan yayınları karşısında genellikle savunma yapılması gelmekte, bu savunmayı desteklemek için tarihsel olgular ve bilgiler tekrar tekrar yayınlanmaktadır. Elbette bu tür bilgilerin yayınlanması, sahte Ermeni iddialarının çürütülmesine yardımcı olmaktadır, ancak unutulmamalıdır ki bu tür doğru ve gerçek bilgiler batılı mihraklarda zaten vardır.
İzlenecek mücadele yöntemi
1- 1948’den önce soykırım diye kavram ve kelime yoktur.
Soykırım hukuki bir kavramdır ve 1948 yılından önce değil “soykırım” diye bir suç, batı dillerinde Genocide (Soykırım) diye bir kelime bile yoktur. Bu nedenle, iddialara karşı verilecek cevaplarda “soykırım” sözcüğü kesinlikle kullanılmamalıdır.
2- Osmanlı tebaası Ermeniler devlete isyan etmiş, bir kısmı işgalci Rus orduna katılmıştır.
Özellikle 1915 Ocak ayında başlayıp yaklaşık bir yıl süren Çanakkale savaşı sırasında Anadolu’da yaşanan olaylar, Osmanlı tebaası olan Ermenilerin devlete karşı silahlı isyanı, bu isyanın bastırılması sırasında yaşananlar, silahlı çatışmalar tarihçiler tarafından araştırılmalıdır. Özellikle Ermenilerin katlettikleri Osmanlı vatandaşlarının sayısı her zaman vurgulanmalıdır.
Bu tür çalışmalar, Ermenilerin devlete karşı silahlı isyanına katılan ve o dönemde yürürlükte olan 1274/1858 tarihli Ceza Kanunname-i Hümayunu’nda tanımlanmış olan isyan suçuyla yargılanmış Ermenilere ait mahkeme kayıtlarıyla desteklenmelidir.
Özellikle ABD’nin “soykırım” suçlamalarına karşı yapılacak girişimlerde, Ermenilerin 1915’de işledikleri “devlete silahlı isyan” suçlarının, Amerikan anayasasına göre de “vatana ihanet” kapsamında olduğu hatırlatılmalıdır. [[1]]
ABD Anayasa Madde III, Fıkra 3
Birleşik Devletler’e karşı vatana ihanet, sadece şunlardan ibarettir;
– devlete karşı silahlı isyana kalkışmak,
– devletin düşmanlarıyla birleşmek,
– düşmana yardım ve yataklık etmek.
Hiç kimse, aynı fiili işlemiş iki şahidin şahitliği olmadıkça veya açık bir mahkemede itirafta bulunmadıkça vatana ihanetle suçlanamaz.
Kongre haine ceza verme hakkına sahiptir, ancak ceza verilen kişinin yaşamı sırasında, vatandaşlık hakları elinden alınanlar hariç, ceza, yargısız mahkum edilenin miras bırakmasına veya varlığının müsaderesine çalışamaz.
3- Alman Nazileri “soykırım” suçuyla yargılanmamıştır
Roma hukukundan buyana evrensel hukukun esaslarından olan “suç ve cezanın kanuniliği” ilkesi “nullum crimen sine lege, nulla poena sine lege praevia- kanun yoksa suç da yoktur, kanunsuz ceza olmaz” uyarınca Nürnberg yargılamalarından önce devletlerin ulusal hukukunda ve uluslararası hukukta “soykırım” diye bir suç tanımlanmadığından savaş suçlusu Almanlar soykırım suçundan değil; insanlık dışı muamele, işkence, toplu öldürme, katliam, vb. eylemleri içeren “insanlığa karşı suçlar” ile suçlanıp yargılanmış ve cezalandırılmışlardır.
4- Soykırım suçu 1948 tarihinde tanımlanmıştır
Nürnberg yargılamaları sonrasında, hukuki boşluğu doldurmak üzere Birleşmiş Milletler tarafından “soykırımın” bir suç olarak tanımlandığı “Uluslararası Soykırım Suçlarını Önleme ve Cezalandırma Sözleşmesi” isimli uluslararası bir sözleşme hazırlanmıştır. [[2]]
5- Neden Ermeniler Türkleri mahkemeye veremezler?
Çünkü 1948 tarihinden önce hukukta “soykırım” diye bir suç yoktur.
6- Soykırım suçu nedir?
Uluslararası ceza yasası niteliğindeki BM Uluslararası Soykırım Suçlarını Önleme ve Cezalandırma Sözleşmesi’nin 2. Maddesine göre soykırım suçları şunlardır:
“Bir ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel grubun tümünü veya bir kısmını, sırf o gruba mensup bulundukları için (İngilizce: as such) yok etmek amacıyla;
– bir gruba mensup olanları öldürmek,
– gruba mensup olanlara ciddi bedenî veya aklî zararlar vermek,
– grubun tümünü veya bir kısmını bilfiil (fizikî olarak) yok etmek amacını güden yaşam koşullarını bilinçli olarak gruba zorla uygulamak,
– grup içinde doğumları önlemeye yönelik önlemleri dayatmak,
– grubun çocuklarını başka bir gruba zorla sevketmek.”
Altı çizilmesi gereken husus, bir eylemin veya suçun soykırımı olarak nitelendirilebilmesi için, bir gruba mensup insanları sırf o gruba mensup oldukları için öldürme, yok etme kastının (saikinin) olması gerekir.
1915 olaylarında isyancı Ermeniler Osmanlı vatandaşlarını katletmeye başlamışlar, bunun üzerine meşru müdafaa halinde vatandaşlar ve kolluk güçleri de silahlı Ermenileri öldürmüştür. Bu meşru müdafaa için yapılan öldürmeler, soykırım suçları arasında yoktur.
7- Yetkili mahkeme neresidir?
BM Soykırımı Önleme ve Cezalandırma Sözleşmesi’nin 6. maddesine göre;
“Soykırımı işlemekle suçlanan kişileri yargılama yetkisi bulunan organ ise, suçun işlendiği ülke Devletinin yetkili mahkemesi veya Tarafların kabul etmesi halinde bir uluslararası ceza mahkemesidir.”
Bu 6. madde çerçevesinde, bugüne kadar Türklerin Ermenilere soykırım yaptığı iddiasıyla, devletlerin devamlılığı ilkesi uyarınca, Osmanlı İmparatorluğunun ardılı olan Türkiye’deki yetkili bir Türk mahkemesinde, hakkında soykırım davası açılmış ve/veya hükmolunmuş hiçbir Türk vatandaşı yoktur. Çünkü, Ermeni iddiaları, Sözleşmenin yürürlüğe girdiği 1951 yılından önceki bir tarihe, 1915 yılına aittir ve o tarihteki bir olayı Sözleşme kapsamına sokmak imkânsızdır.
8- BM Soykırımı Önleme ve Cezalandırma Sözleşmesi geriye doğru işletilemez
Soykırım suçunu tanımlayan uluslararası Sözleşme, yürürlüğe girdiği 12 Ocak 1951 tarihinden sonra meydana gelebilecek ve Sözleşmenin 2. ve 3. maddelerinde sayılan suçlara uygun eylemleri “Soykırım” olarak tanımlamış olup, bu uluslararası Sözleşmeye göre ancak, Sözleşmenin yürürlük tarihinden sonra işlenen soykırım suçları cezalandırabilir. Yani bu Sözleşme GERİYE DOĞRU işletilemez (mâkabline şamil değildir).
9- Viyana Anlaşmalar Hukuku Sözleşmesi
27 Ocak 1980 tarihinde yürürlüğe giren, 23 Mayıs 1969 tarihli Viyana Anlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’nin (Vienna Convention On The Law Of Treaties) 28. maddesi [[3]];
“Sözleşmelerin (devletler arasındaki ikili veya çok taraflı antlaşmaların- H. Dural), tersine bir hüküm bulunmadıkça, o Sözleşme yürürlüğe girdiği tarihten önce vuku bulan eylemlere veya Sözleşme yürürlüğe girmeden önce sona ermiş durumlara UYGULANAMAYACAĞINI”
belirtir.
10- Tehcir soykırım suçu değildir [[4]]
Savaş veya savaş benzeri hallerde her devlet kendi vatandaşlarını ülke toprakları içinde daha güvenli bölgelere tehcir edebilir. Zaten soykırım suçları arasında “tehcir” sayılmamaktadır.
Sonuç olarak:
Soykırım suçlarıyla ilgili yukarıda anılan Sözleşme, emperyalist bir yalan olan Ermeni soykırımı iddiaları karşısında, Türkiye ve Türk vatandaşları açısından en sağlam uluslararası hukuk platformudur. Bu hayâsız ve asılsız Ermeni soykırım iddialarıyla mücadele edecek olan sorumluluk sahibi her Türk vatandaşı, Soykırım Suçlarını Önleme ve Cezalandırma Sözleşmesini en iyi şekilde öğrenmeli ve kullanmalıdır.
Son Not: Daha ayrıntılı bilgiler için lütfen yazarın diğer makalesine bakınız.[[5]]
[[1]] : U.S. Constitution, http://www.law.cornell.edu/constitution/constitution.table.html#preamble
[[2]] : https://www.un.org/en/genocideprevention/genocide-convention.shtml
[[3]]: VIENNA CONVENTION ON THE LAW OF TREATIES, SIGNED AT VIENNA 23 May 1969, ENTRY INTOFORCE: 27 January 1980
Article 28 : Non-retroactivity of treaties
Unless a different intention appears from the treaty or is otherwise established, its provisions do not bind a party in relation to any act or fact which took place or any situation which ceased to exist before the date of the entry into force of the treaty with respect to that party.
[[4]] : Ayrıntılar için bakınız: Haluk Dural, Ermeni soykırım iddiaları hukuk dışıdır, Tehcir soykırım suçu değildir.
https://www.academia.edu/40996293/Ermeni_Soyk%C4%B1r%C4%B1m_iddialar%C4%B1_hukuk_d%C4%B1%C5%9F%C4%B1d%C4%B1r_Tehcir_soyk%C4%B1r%C4%B1m_su%C3%A7u_de%C4%9Fildir_Hal%C3%BBk_DURAL
[[5]] : Haluk Dural, ABD’nin Ermeni soykırım iddiaları hukuk dışıdır, https://www.academia.edu/40876120/ABDnin_Ermeni_Soyk%C4%B1r%C4%B1m_iddialar%C4%B1_hukuk_d%C4%B1%C5%9F%C4%B1d%C4%B1r
Haluk Dural
DPT Eski Uzmanı
Milli Merkez Genel Sekreteri/27.04.2020