1. Haberler
  2. Gündem
  3. Fakir Ülkemin,”Zengin Memurları!”

Fakir Ülkemin,”Zengin Memurları!”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu resmi çok kişi yayınlamıştır.
Audi Long A 8. Fiyatı 1.700.000 TL. Parasını ödeyen Türk halkı. Araca binen ise bir vali.
Ne iş yapar da; bir devlet memuru böyle bir araca binmeye gereksinim duyar?
Çoğu devlet başkanları bile böyle bir araca binmiyor.
Ülke paramız yabancı paralar karşısında pul olmuş.
İşsizlikte dünyanın zirvesine oturmuşuz.
“Hepimiz Müslümanız” diyoruz. İslamiyette israf, gösteriş haramdır. “Eve ekmek götürürken bile sarmamız sünnettir” diye öğrettiler bizlere.
Bu lüks ve şatafatın anlamı nedir?
Vali il yöneticisi bir devlet memurudur. Yetkileri büyük ölçüde alınmıştır. Şehir içi ve ilçeleri ziyaret için Uruguay devlet başkanının bindiği araca benzer bir otomobile binmek gururunu mu incitiyor?
Toplam 125 bin makam aracı ile ülke kaynakları tüketilmektedir.
Gelişmiş ülkelerde devlet başkanları bisikletle işe gidip gelmekteyken; bizde müftü yardımcısının bile makam aracı ve şoförü vardır. Almanya’dayken Berlin baş savcısı ile arkadaşımın içki satan küçük dükkanında karşılaşmıştım.
Bisikletle gelmişti.
Üstünde kot pantolon ve ucuz bir tişört vardı. Sempatik bir insandı. Etrafında koruma ordusu falan da yoktu. Ve kendi içeceğini kendi almaya gelmişti. Ülkesinin başkentinin cumhuriyet başsavcısı. Onu görünce ülkemizi düşündüm. Onların bütçesi yılda 300 milyar Euro fazla verirken; bizim sadece dış borcumuz 460 milyar doları geçmişti. Bütçemiz her yıl açık veriyordu. Almanların yüzlerce dünya markaları vardı. Audi, Mercedes marka araçları da onlar üretip, bize satmaktaydı. Üreten bisiklete, borçlu devletin memuru ise onların ürettiği süper lüks araca biniyordu. Sonra bizim etkili ve yetkili kişilerimiz, sıkışınca her yerde; “bayrak, ezan, birlik, bölünme, bekaa, müslümanlık, ahlâk” nutukları atmaktalar.
Bu düşünce ile sosyal devlet olabilir miyiz?
Gerçekten bizi kıskanılacak günler gelecek mi?
“Tulumbada su bitti “dendi. Tulumbaya yurt dışından yüksek faizle su aranıyor. Ama bu görünen tablo ile bulmamız artık imkânsız.
Bunlar yanlış şeyler.
Yapılması gereken: lüks tüketimi bırakmak, üretime dayalı bir ekonomik model uygulamak, kısacası; atalarımızın dediği gibi; ayağımızı yorganımıza göre uzatmaktır.
Bu gidiş çok kötüdür.
Sata, sata bitirdik!.
Yastık altı, üstü kalmadı. Borç alıp, bütçe yapma dönemi bitmiştir. Bu ekonomi ile ülkenin tek parça ayakta kalması da zordur.
Herkese görev düşüyor. Araba, telefon, elektronik eşyaları yenilemeyi bırakalım. Eskileri onarıp kullanalım. Üretime katılalım. Bedenen bile olsa bulduğumuz yeri ekelim. Hayvan besleyelim. Şehirleri terk edip köylere dönelim. Doğayı ve hayvanları koruyalım.
Yoksa bizim için alarm zilleri çalıyor.
Erdal Bıçakcı yazıyor

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Fakir Ülkemin,”Zengin Memurları!”
Yorum Yap