Provokasyon.
Fransızca bir kavram olan provokasyon; kışkırtma,tahrik etme, ortalığı karıştırma anlamına geliyor.
Provakasyon sahiplerine de kısaca “provokatör” deniyor.
Kendimi bildim bileli bu coğrafya da provokasyonlar ve provokatörler hiç eksik olmadı.
Dikkatimi çeken en önemli nokta ise, tüm provakasyonların hep aynı dokunulmazlardan kaynaklı olmalarıdır.
-Dinimize hakaret ettiler,söz söylediler..
-Camiye ayakkabıyla girdiler.
-Başörtülü bacıma saldırıp üzerine işediler…
– Cami de bira içtiler, şarkı söylediler…
Tabii provokasyonların amacı gereği de sonra ki aşama, hedeflenen kitlenin linç edilmesidir.
Tüm linçlerin, provokasyonların aynı merkezli olması tesadüf değildir.
Hatta diyebilirim ki her köşe başına reislerinin posterlerinin dikilmesi, cami veya benzeri yapılarla doldurulması ihtiyaç duyulduğunda, provakasyonlara alet edilme amaçlıdır da.
Öyle de oluyor.
Yıllardır da böyle.
Bir gün bayraklar,başka bir gün cami ve benzeri kaynaklı provakasyonlarla bir anda tüm gündemler değiştiriliyor.
Bir ara Adıyaman da camiye, “Müslümanlara ölüm ” yazıldı!..Bu gerekçeyle linç edilerek katledilen öğretmenin görüntüsü gözümün önünden hiç gitmez mesela.
Yazıyı yazanlar da,linç edenler de aynı kişilerdi.
”Aydınlar,Aleviler, Kürtler, Ermeniler muhalifler.. “her dönem bu linçlerin hedefi olmaktan kurtulamadılar!?
Aklı başında bir toplumda provokasyonlar fazla etkili olmaz.
Aklı başında bir toplumda ama.
Tüm provokatör ve provokasyonları lanetliyorum.!!!
Zuhal Kayhan yazıyor