Sefa Yürükel:”Halkta olumsuzluklardan kendi payına düşeni almalı. Sadece kişileri suçlamamalıdır. “
Bugüne kadar bazı idealist bireyler, bireysel olarak vasıflı bir şekilde yetişmiş bir çok insan, halk için canıyla, işkencede sakat kalarak, aç bırakılarak, işinden olarak, okulundan olarak, hapisler yatarak ve sürgünlerde dahil çok ama çok bedeller ödedi.
Ama kısa vadeli menfaat hesabı yapan halk, hep bu bedel ödeyenleri bilerek görmemezlikten geldi. Bunları işine geldiği zaman andı, işine gelmediği zamanda unuttu.
Bunun sebebini bulmak ve bilmek için, iyi analiz etmekte yarar var.
Bir kere unutmayalım ki , Halk terazisi diye bir şey var gerçek hayatta. Halkın terazisindeki en önemli ağırlık menfaattir. Bunun için, örneğin Türkiye’de halk yıllarca örneğin ‘siyasi Umut tacirlerinin’ peşine gitti. Halk bu siyasi umut tacirlerine karşı kendisi için idealist bedel ödeyenler tarafından uyarıldığı halde, uyaranları dinlemedi ve arkasından yine hep kandırıldık dedi. Çünkü kendi umdukları menfaatler, istedikleri ve bekledikleri zaman içinde yerine getirilmedi. Bugünde bu durum aklını kullanmayı idrak etmeyen halk tarafından aynı seyirle hala devam etmektedir.
Bütün bunlara yol veren halk ta ki esas problem şudur: düşünmemesi, okumaması, yazmaması, kendi kahramanlarını korumaması, dinlememesi, sorgulamaması ve araştırmaya gerek duymamasıdır. Hep kısa vadeli menfaat düşünmesi ve hesap yapmasıdır. Bundan dolayı örneğin Türkiye gibi ülkelerin halkı kendi menfaatlerini bile hiç bir zaman koruyamaz.
Kaybeder.
Öylede oluyor.
Gerçek sonuçlara baktığımız zaman, bunu da bariz olarak görürüz zaten.
Öylede oluyor.
Gerçek sonuçlara baktığımız zaman, bunu da bariz olarak görürüz zaten.
Örneğin, halk kendisi için ağır bedeller ödeyen Atatürk’ü bimiyormu?
Tabiki biliyor.
Atatürk’ün bu halkı cahil bırakmamak ve uygarlaştırmak için elinden geleni yaptığını da biliyor. Ama şimdi ona bile halkın önemli bir kısmı kötü ve lakayt davranıyor!.
Neden?
Çünkü Atatürk bugün yaşamıyor!.
Tabiki biliyor.
Atatürk’ün bu halkı cahil bırakmamak ve uygarlaştırmak için elinden geleni yaptığını da biliyor. Ama şimdi ona bile halkın önemli bir kısmı kötü ve lakayt davranıyor!.
Neden?
Çünkü Atatürk bugün yaşamıyor!.
Eğer Atatürk bugün diyelim ölmemiş olsaydı, yaşasaydı ve yönetimde olsaydı, bugün kendisine kötü davranan ve lakayt olan halk, Atatürk’le kesinlikle menfaat icabı ‘beraber’ olurdu. Onu ‘dinlerdi’.
Burada şunu görmek gerekir ki, Halk ölmüş olandan bir menfaat elde edemeyeceğini kendince hesap etmektedir. Ve bugün Atatürk aramızda yaşamadığı için Halk, yeni yönetimi menfaat kapısı olarak görüp, ona yöneliyor.
Yani halk pozitivisttir.
O gün eline dokunana, geçene ve maddi menfaatine bakar.
Burada şunu görmek gerekir ki, Halk ölmüş olandan bir menfaat elde edemeyeceğini kendince hesap etmektedir. Ve bugün Atatürk aramızda yaşamadığı için Halk, yeni yönetimi menfaat kapısı olarak görüp, ona yöneliyor.
Yani halk pozitivisttir.
O gün eline dokunana, geçene ve maddi menfaatine bakar.
Bugünde görüldüğü gibi ,halkın önemli bir kısmı, sırf O gün kim onun menfaatini görece sağlıyorsa onun peşinden gitmektedir. Çünkü halk orta ve uzun vadeyi düşünmez. Onun içinde başına büyük problemlerin geleceğini de hesap edemez.
Türkiye buna en bariz örnektir.
Türkiye buna en bariz örnektir.
Hemen şimdiye bakar.
Tarih bilincini de zorlamaz.
Yani şunu kesinlikle bireylerin idrak etmesi lazım ki halk psikolojisi yöneticilere göre terazisini uyarlayan geçici menfaat psikolojisidir. Bunu anlamayan bireyler boşa kürek çekerler.
Ağır bedeller öderler.
Yalnızlaşırlar!.
Umutsuzlaşırlar!.
Üzülürler!.
Mutsuzlaşırlar!.
Ağır bedeller öderler.
Yalnızlaşırlar!.
Umutsuzlaşırlar!.
Üzülürler!.
Konu bu yani.
Bundan dolayı, Halk dalkavukluğu yapmaya gerek yok.
Romantik halkçılık yapmaya da hiç gerek yok.
Romantik halkçılık yapmaya da hiç gerek yok.
Benim önerim ise, zor da olsa, Halkın tüm bu karakterini, psikolojisini bilerek ve saklı tutarak, bireylerin toplamından oluşan Halkın, şimdi kısa vadede olsa örneğin, Türkiye ‘de kendi menfaatleri için doğru bir seçim yapıp, kendine sunulmuş suni önderler yerine, kendi hareketini ve kaderini yaratıp, kendi kaderini eline almasının gerekliliğini anlamasıdır. Buna göre davranmasıdır.
Halkın tecrübelerini birleştirmesi ve bundan sonra aldatıldık nakaratlarını bırakması ve sadece siyasi Umut tüccarlarına kızmasının bir getirisi olmayacağını anlaması gerekmektedir.
Bu sefer teraziye halk sadece kendi kısa menfaatlerini değil, gelecek nesillerin ve devletin menfaatini de koymalıdır.
Orta ve uzun vadeli düşünmeyi ve yüz yıllık plan yapmayı öğrenmelidir.
Orta ve uzun vadeli düşünmeyi ve yüz yıllık plan yapmayı öğrenmelidir.
Yoksa olanlar ve olacaklarda zaten malumdur.
Sefa Yürükel yazıyor
Sosyal Antropolog ve Etnograf
Soykırımlar ve terörizm araştırmacısı