Yöremize baktığımızda; binlerce yıl önce yerleşim yerleri : taşlık, kayalık yerlere yapılmış. Ovalar a yerleşim tarihleri daha çok yeni. Önce kerpiç evler yapılmış. Yanına birer ahır. Bahçe evleri büyütülmüş.. gün gelmiş, bir iki katlar üçe, beşe, yediye sonra da 15-17 katlara çıkarılmış. Hem de tarım arazileri imara açılarak yapılmış. Hani diyoruz ya ; beton yığını. İşte öyle bir şey. Depremi önce 17 katlar hissediyor… sonra yeşillik bitti diye bağırmaya başlıyoruz. Belediye neden park yapmaz.
1990 yıllarda Silifke belediyesi İmar Komisyonu Başkanı rahmetli demirci Kemal Çelik ‘ti. Görev başında iken , 3,5 katlar yerinde kaldı.. gelen imar değişikliklerine imza atmadı.. sonra ne oldu. 1994 sonrası üçler beşe, beşler yediye çıktı. Kentin içinde binalar yıkıldı, yeniden yapıldı… araçlar çoğaldı. Park yeri sorunu başladı.
Bir zamanlar Tosmurlu köyünün Avarlığı olan Sarıcalar mahallesindeki tarım arazileri imara açıldı. Hem de ucu açık. Alan hesabı, bırakılan park, bahçe, yol hesabı.. 17 kata varan imarlar verildi.
Oysa Sayağzı mahallesi üstünde yer alan kısımda yapılacak imar değişikliği ile orada yer alan çarpık kentleşme sona erebilir, orada yeni yerleşim yerleri yaratılabilirdi.
Yani kentsel dönüşüm dediğimiz; bir model ile taşlık, kayalık alan da evler yükselebilirdi. Ne yaptık? Göksu deltasının, kumluk, tarım arazilerini kazarak sağlam konut yapmaya çalıştık.
Mukaddem mahallesi sırtlarında hisseli tapular üzerine plansız rastgele yapıların yerine yine kentsel dönüşüm yolu ile o dik yamaçlar imara açılabilirdi.
Kolayını seçtik, ovaya doğru tarım arazilerini imara açarak , ekilecek alanları yok ettik. Yok etmeye devam ediyoruz.
Kent içinde ; araç park edecek yer bulamıyoruz. Belediye ye kızıyoruz. “Park yeri neden yapmıyor “ diye.. dip, dibe binalar yapmışız. Nere yıkılacak, nereye park yeri yapılacak.
Kent içinde park yeri sorunu çözülebilir. Hem de bir yerler yıkılmadan. Hükümet konağı Anıtlar kurulunca korumaya alınan tarihi bina, herkesin işi orada.. hemen yanında Tapu işleri, vergi ve belediye binası.
Bir kent plancısı getireceksin. Size Hükümet konağı, belediye binası ve içinde meydan olan bir alanı size çizecek. Uygulama planına geçildiğinde park yeri sorunu bitmiş olacak.
Bir zamanlar belediye olan Taşucu ‘nda , yerel yönetimler planlar yapmışlar, gece kondu önleme bölgesi kapsamı ile hazine arazilerini imara almışlar. Hem de taşlık kayalık yerde. Deniz kenarına da bir mastır plan yapmışlar. iki katlı bahçeli evler.
Birkaç yıl önce limon bahçelerine çok katlı evler yapılması denendi. Ama halkın tepkisi üzerine bu plan iptal edildi. Reşadiye, Kum Mahallesi, Çavuşbucağı nda iki katlı imar uygulamasına devam ediliyor.
100.yıl sitesi , Toki evleri ve yüksek okul, liseler, okullar hepsi bu kazanılan imar alanlarına yerleşmiş. Park sorunu yok denecek kadar az. Sonra keyfilik başlamış , yol kenarında bulunan ticari alanlara beş kata kadar olan izinler, yeni bir hesaplama yöntemi ile 17 kadar ulaşmaya başladı. Şimdilerde tüm ev yapıcılar Taşucu na geldiler. Susanoğlu, Silifke kent içi bitti… öyle diyorlar.
Mansuriye Mahallesin de son hızla çok katlı imar beton yığınları devam ediyor. Hem de dip, dibe. Birkaç yıl sonra nefes alamayacaklar.
Oysa Yeni Mahalle sırtlarında taşlık, kayalık imara uygun araziler boş duruyor. Bu bölgenin gece kondu önleme bölgesi olması da dikkate alınarak; yerel yönetimlerin bu arazileri imara açmaları, tarım arazilerinin yok olmasını engelleyecektir.
Deprem uzmanı Prof. Dr. İlyas Yılmazer :
“Bana depremin ne zaman olacağını sorma. Ne kadar yıkacağını sorun söylerim.
Depremden ölmemek için; ovadan, dağlara taşının. Ovada tarım arazisi üretime bırakılmalı.
Bu örnek ; tüm ülke genelinde düşünülürse; ticari kafa , yerine kent plancısına kulak vermeli. Kentler onlar ile birlikte anlam kazanır. Kent plancısı/ Psikolog dostum Eşref Arısoy, ona sormuştum.
“ KENT PLANCILIĞI VE PSİLOLOJİ bağlantısı nedir ?”
“ İNSAN. “
Eğer insan sağlığını düşünürsek, doğanın canına ok tıkamadan çok güzel yapılar ortaya çıkabilir.