Sigara İçimi; Sizi, Kanser Olmasanız Bile , Ya Koah, Ya Felç, Ya Kalp Hastalığı Yapmadan Bırakmaz!
9 Şubat sigarayı bırakma günü.Herkesin sigarayı bırakması dileğiyle yazıma başlıyorum.Ne mutlu ki; ben sigarayı 17 yıl önce bıraktım.Çok sayıda sigara içen birisi değildim. Bazen 4-5, stresim olduğu zamanlar yarım paket, bazen de günde bir adet içiyordum.
Bir gün televizyon izlerken dikkat kesildim.Bir doktor konuşuyordu.Kim olduğunu bilmiyordum.Beni konuşulanlar ilgilendiriyordu. Doktor diyordu ki; ‘sigarayı bırakın, kanser olmasanız bile, ömür boyu sağlıksız yaşayacaksınız’. Ben düşünüyordum. Kanser olur muyum?, olmaz mıyım?. ‘Yüzde 50 olasılıkla kanser olurum’ diyorum, üzülüyorum. ‘Yüzde 50 olasılıkla kanser olmam’ seviniyorum. Bir gün, bende hafif kırıklık vardı.Gündüz uyuyacaktım.Sağa tarafa döndüm ve sol tarafa döndüm ciğerlerimden ses geliyordu. Bu yaşadığım olay ve doktorun konuşmasından sonra sigarayı bırakmaya karar verdim. Bıraktıktan sonra o sesi hiç duymadım.
Sigara aslında ilk başlarda uyuşturucuda olduğu gibi birkaç kullanımdan sonra bağımlılık oluşturmaz, 30-40 kullanımdan sonra bağımlılık oluşturur. Şu an ara sıra içen varsa bırakabilir. Hatta ilk zamanlarda sigara almayı unutur insan.
Lisede okurken ailemden ayrı olmama ve etrafımda çok içen ve ikram eden olmasına rağmen hiç sigara kullanmadım. Üniversitede, kız öğrenci
Lisede okurken ailemden ayrı olmama ve etrafımda çok içen ve ikram eden olmasına rağmen hiç sigara kullanmadım. Üniversitede, kız öğrenci
yurdunda, kızlar toplanıp ara sıra sigara içiyorlardı.Benim de katılmamı istediler, katıldım. Aslında onlarda tiryaki değildi.Güle oynaya içtik.Bunu ara ara yapmaya başladık. Ben dedim ki ‘hep arkadaşlardan içiyorum, bir pakette ben alayım’ dedim. O günlerde yaşadığım stresler ve birazda özenti nedeniyle sigaraya başladım.
Bazı zamanlar. az sigara içmemin nedeni tamamen annemin çabalarının sonucudur.Tatilimi geçirmek için ailemin yanına gidiyordum. o zamanlar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde görevliydim. Tatillerim çok uzundu.Annemin yanında sigara içiyordum. Ben sigara içimini bitirinceye kadar annem ‘bu sigara seni kanser yapacak,erkek gibi olmaya başlamışsın’. diyordu. Bunları çok üzgün ve panik halinde söylüyordu. Köy evler iki kat olur, ikinci katta aile oturur, alt katta ,saman,tarım ilaçları ve malzemeleri ve kiler bulunur. Alt kata dam denir. Eskiden hayvanlar orada yatardı. Annem rahat vermediği için , ben gizlice dama gidip içiyordum. Köyde ailesinden gizli sigara gençler, bunu damda yaparlar Bu sefer ağzımı kokluyordu ve kızıyordu. Sigara içimi keyif yapmak içindir ve birisi o keyfi kaçırırsa tekrarlanmaz.Eğer sevdiklerinizin zararlı bir alışkanlığı varsa çatışmaya düşmeden keyfini kaçırabilirsiniz.Annemin gayretleri sonucunda vücudum temizlendi ve ben sigarayı azalttım.
Sigarayı ilaç kullanmadan bıraktım.Geceleri yatarken bir tane içiyorum. Kimileride kahve ve çay içerken sigara içiyor.İşte bunu yapan insanların sigarayı bırakması biraz zordur. o an aklından hiç çıkmaz. Özellikle geç yatıp kendimi sersemletip ondan sonra uyuyordum. Kendimi motive etmek için günlük tuttum.
O günlerde kuaföre gitmiştim. Kuaför de sigarayı bir yıl önce bırakmış.Sigarayı bırakınca yüzümün parladığını söyledim. ‘ Kuaför bir de sen 6 ay sonra gör yüzünü’ dedi.Kişi sigarayı bıraksa bile nikotin yağ hücrelerinde uzun bir kalırmış.
İnsanlar bir sorun yaşadıklarında bir sigara yakarlar ve sigaranın sorun çözeceğini düşünürler.Sigara içmek sizin sorununuzu çözmez. Sorun, daha sonra, çözülmek üzere ertelenir. Bu böyle devam eder. Aslında sigara içmeseniz, ilk işiniz sorununuzu çözmek olacaktır. Vücudu güçsüz bırakma da ayrı bir konu.
Akciğer kanserinin % 90 nedeni sigara içimidir.Benim yaşadığım köyde, geçmiş zamanlarda sigara kullanımı erkeklerde çok yaygındı.Yüzlerce erkek akciğer kanserinden öldü.Akciğer kanserinden bir tek kadın bile ölmedi. Sosyal baskı kadınların sigara içmesini yasaklamıştır. Bir göçmen köyünde, eşimin akrabası olan kadın sigara içmemesine rağmen akciğer kanseri olmuşdu.Bu durumu oğluna sordum. Oğlu dedi ki ‘ daha önce bizim aile çok büyüktü. Dede, nine ,amcalar eşleri ve çocukları birlikte yaşıyorlardı ve annem her gün ekmek yapıyordu, zannederim ondan oldu’ dedi. Teyze hayatını kaybetti.
Sigara içen kişilerde, başka kanserlere yakalanma şansı kat kat artmaktadır. Hastalıklara yakalanma riski; günde ne kadar sigara içtiğinize ,hangi sigarayı içtiğinize,spor yapmanıza, beslenmenize göre değişmektedir.İzmirde çalışırken, 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Bölümü hocaları bize kanserle ilgili iki hafta eğitim verdiler. Kanserin bir nedeninin, herhangi bir maddenin aşırı tüketimi ile( sigara, alkol,ve bazı besin maddeleri ) vücuda yüklenilmesi olduğunu söylediler. Biz ne kadar yükleniyoruz ona, vücudumuz yine iyi dayanıyor.
Sigaranın içinde 4000’den fazla zararlı kimyasal madde varmış. Biz önceden tütün üreticisiydik. Ben bu zehirlerin tarım ilaçlar vasıtası ile geldiğini zannediyordum. Tarım ilaçlarından daha fazlası var. aseton, DDT, arsenik, temizlik ürünlerinde bulunan maddeler. Sigara fabrikasında çalışan bir tanıdık tütünü ispirtoyla yıkadıklarını ve bu işlem yapılmaz ise sigaranın yakılamıyacağını söyledi.
Son yıllarda televizyonda, haberlerde Bir doktor konuşuyordu.Diyordu ki ‘ 30 yıl günde iki paket sigara içen, kendine mutlaka çekap yaptırsın.Bu ne anlama geliyor. 30 yıl iki paket sigara içen kişide, mutlaka bir hastalık başlamıştır. Kişi 20 yaşında sigaraya başladı ve iki paket içtiyse 50 yaşında büyük ihtimalle hastadır. Asıl yaşam 50 yaşından sonra.
Benim babam, 50 yıl sigara içti. Günde bir paket sigara alıyordu ve içinde 4-5 tane kalıyordu. Korkusundan akciğer röntgeni çektiremiyordu. Ellerinde karpal tünel sendromu nedeniyle uyuşma vardı. Sigara bırakmak için baharat karışımı tabletler vardı. Ona satın aldım ve ellerinin uyuşmasına iyi geleceğini söyledim. Ağızda erimesi zaman alıyordu. Öğrendim ki tableti dilinin altına yerleştirmiş ve sigara içmiş. Bundan 12 yıl önce sabah uyandığında ağzında yastığına kahverengi akıntılar olmuş. Hastanede tedavi oldu ve sigarayı bıraktı.Doktor tedavi ettiğini ama hastalıkları tamamen ortadan kalkmadığını söyledi. Çok üzülmüştüm.Babam çok ağır olmamak üzere koah ve kalp hastasıydı. İlaçlarını bittiğinde kullanmamaktan dolayı felç oldu. iki ay onu tuvalete iki kişi taşıdı. Tedavi ve gayreti sonucu iki ay sonra yürüdü. Şu an 85 yaşında.Babam köyde yaşadı, iştahlı ve güzel yemek yerdi. Stressiz rahat ve etrafında sorunlarını çözen annem vardı. Herkes bu şansa sahip olmayabilir.
İki yıl önce varislerimden dolayı Koşuyolu Kalp Hastanesine gittim. Bahçe kalabalıktı. Hastalar aşırı bir şekilde sigara içiyordu. Bahçe kapalı bir alan gibi, duman altıydı.Burada kalp hastalığının nedenini bilmem anlatmaya gerek var mı?
Kapalı alanlarda sigara içme yasağı geldiğinde uygulanacağına inanmıyordum. Bence,iyi uygulandı.Önceden 7-8 kişinin ve çocukların olduğu salonda sigara içiliyordu.Şehirlerarası otobüs yolculuklarında sigara içmek yasak değildi. Yolculuk bitince herkesin giysileri sigara kokuyordu. İçen de içmeyen de bundan nefret ederdi.Artık evlerde en az bir sigara dumanı farkediliyor ve herkes tarafından reddediliyor.Kimsenin sigara dumanına tahammülü yok.
Kapalı alanlarda sigara içme yasağı geldiğinde uygulanacağına inanmıyordum. Bence,iyi uygulandı.Önceden 7-8 kişinin ve çocukların olduğu salonda sigara içiliyordu.Şehirlerarası otobüs yolculuklarında sigara içmek yasak değildi. Yolculuk bitince herkesin giysileri sigara kokuyordu. İçen de içmeyen de bundan nefret ederdi.Artık evlerde en az bir sigara dumanı farkediliyor ve herkes tarafından reddediliyor.Kimsenin sigara dumanına tahammülü yok.
Sigarayı bırakmak isteyen, şöyle düşünebilir.Sigarayı içmeyi çok seviyorum. Bir daha hiç içmeyeceğim. Bir tane içersem bağımlı olacağım.Böyle bir şey yok. Sigara içerken beyinde reseptörler uyanıyormuş, bırakınca kapanıyormuş.Bırakan birisinin keyifli ve sıkıntılı anlarında hatta bunalımlı anlarında bir paket sigara içmesi, tekrar başlamasına neden olmuyor. Kişi kontrolünü koruyor. Ancak; yan komşunuz sigara içiyor da ara ara size geliyorsa .hiç farkında bile olmadan başlayabilirsiniz.
Montaigne ne güzel söylemiş. ‘Alışkanlık pek yaman bir hocadır ve hiç şakası yoktur. Yavaş yavaş, sinsi sinsi, içimize ilk adımını atar; başlangıçta kuzu gibi sevimli, alçak gönüllüdür ama, zamanla, oraya yerleşip kökleşti mi, öyle azılı, öyle amansız bir yüz takınır ki kendisine gözlerimizi bile kaldırmaya izin vermez’
Hatice ÖZDEMİR/ 05.02.2021. /İSTANBUL