Ülkede sıkıntılar arttıkça, bunu çözmekle yükümlü Akp iktidarı da büyük sıkıntılar yaşıyor. Artık yapılan hataları anlatmakta zorlanıyorlar. İşin içinden çıkamayınca da büyük çelişkilere düşüyor ve üst üste gaflar yapıyorlar.
Bir cemaat pansiyonunda 50 kadar çocuğa belletici hocalar tarafından tecavüz edilmiş. Sansasyonel haber manşetlere düşmüş. Şimdi bu nasıl savunulabilir ki! “Bir kereden bir şey olmaz.” Deyivermiş aileden sorumlu bakanları!
Hayret bunlar “ Ağam bizle eğlenir” modundalar. Fatih Portakal denen bir gazeteci her gün “Aklımızla alay etmeyin” şeklinde mizansenleştirmiş olanları. Darbı mesel olmuş.
Damat bakan kendinden emin “ Vallahi aya beş şeritli otoban yaptık desek inanacak seçmenimiz var” diyor.
Akp gençlik kolları eşşekli bir afiş hazırlamış “DEH” De Gidelim… “Çüş” De DURALIM… diye… Hayran kaldım zekalarına, kırk yıl düşünsem olayı bu kadar güzel anlatamazdım.
Aynalara bakmaktan korkan çirkin güzel gibi, ellerinden düşmeyen istatistiklere bakamaz oldular. Her gün oylar eriyor, kan kaybediyorlar. Yüzde bir bile, oya ihtiyaçları var. Cemaatlerden oy alabilmek için kendi ev sahipliği yaparak imzaladıkları “İstanbul sözleşmesi” nden çekildiler. Karşı çıkanlara rağmen büyük bir insan hakları savunucusu edasıyla benimsedikleri anlaşmadan neden çekildiklerini izah etmek gerekiyordu. Dediler ki, “aile bütünlüğünü bozuyor.” Başkanvekili sözcüleri Özlem Zengin hanım “ Belki yirmi defa okudum böyle bir madde göremedim” diyor. Göremezsiniz, zaten sizin göreviniz görünmezleri savunmak. Kadını çıplak arama yapmışlar, bir sene sonra şikayetini yapabilmiş. Diyor ki Özlem hanım; Namuslu kadın bir sene bekler mi! Yahu dükkandan telefonumu çaldılar, kamera görüntüsü var, karakola üç kere gittim ancak tam bir ay sonra polisler dilekçemi kabul etti!
Meclis başkanı, çekilmenin haklılığını savunabilmek için Nasrettin hocanın kulaklarını çınlatıyor. Marmara denizini ayran yapmak mümkündür! Oldu olacak senin gibileri de içine atıp bu pandemi döneminde açlığa çözüm getirelim. Cacık Projesi…
Bu pandemi döneminde her yer kapalı, düğün, cemiyet, toplantı ve kongreler yasak. Fakat bu yasak akp kongrelerine karşı uygulanamıyor. Akp’nin hala güçlü olduğunu göstermek için bu kongrelere katılımın yüksek olmasına özen gösteriyorlar. Bunu vurgulamak için de akp başkanı Tayyip Erdoğan; özellikle, bu pandemi döneminde salonları lebalep ( ağzına kadar, tıka basa) dolduruyorsunuz maşallah maşallah diyerek övgüler yağdırıyor. Ama bunu; karısıyla koyun koyuna yatıp, parkta yan yana oturdu diye ceza yazdığınız vatandaşa da anlatabilmeniz gerekir. İşte burada sıkıntıya düşüyorlar. Liderlerinin, maşallah tıka basa doldurdunuz dediğini, parti sözcüsü alt çekim, yatay çekim diye kıvırarak anlatmaya çalışıyor. Aslında tamamen yalan da söylemiyor. Hatırlarsanız geçtiğimiz seçimlerde akp mitingleri boş kalmaya, beklenen kalabalıkları toplamamaya başlamıştı. Yandaş kanallar ve gazeteler meydanları dolu göstermek için toplu yerleri göstererek ve yatay çekim yaparak meydanları kalabalık göstermeye çalışmışlardı. “ Çingene sirkatin söyler” diye bir ata sözümüz var. Bunlar da kendilerini ifşa etmiş oluyorlar.
Siyasetçinin biri gazeteciye şöyle diyor: Sizin işiniz kolay, gerçekleri yazabiliyorsunuz. Biz bazen inanmadıklarımızı da, anlatmak zorunda kalıyoruz. Akpli siyasetçilerin içine düştükleri durum, tam da bu. Bir Demokrat parti milletvekili, İzmit’te bir kongre konuşmasında İnönü için asker kaçağı ifadesini kullanıyor. Çevresindekiler. Yahu koskoca İsmet paşaya asker kaçağı dedin ayıp olmadı mı diye soruyorlar. Ne bileyim o anda, o aklıma geldi onu söyledim, diyor. Akpliler de, sıkıntıdan o anda aklına geleni söylüyorlar ama millete karşı biraz ayıp olmuyor mu?
Artık meydanlara inip halkın arasına karışamıyorlar. Halkın esnafın karşısına çıkabilecek yüzleri yok. Meydanlar ve istatistikler Abbas gidici diyor. Hani şair ne demişti; Bir namazlık saltanatın olacak musalla taşında. Görünen o ki, bir seçimlik saltanat kaldı artık. Bu gün devlet kadrolarında görev yapan, bürokratlar, memurlar, atanmışlar aman ha, kanunsuz bir şey yapmayın. Devlette hiçbir şey kaybolmaz. Yarın mahkemelerde, binlerce sayfalık iddianamelere cevap verirken ömrünüz biter. Koskoca ihtilal yapan devlet başkanı Kenan evren, anayasaya “ Milli güvenlik kurulu üyeleri, sorumlu tutulamaz, yargılanamaz.” Maddesini koydurup, %92,5 la halka onaylattırmasına rağmen, hasta yatağında yargılanıp öbür tarafa er olarak gitmedi mi? Allah bilir şimdi bir onbaşının nezaretinde alçak sürünme yapıyordur.
Necmettin Özgürsoy