Ormanlarımız sağlığın ve huzurun en güvenli adresidir…
Son günlerimizde cennet vatanımızın 16 güzide kentinde, meydana gelen orman yangınları oldukça düşündürücüdür. Türk devletinin, huzur ve güvenliğini bozmak isteyen bölücü terör örgütü tarafından, sistematik olarak organize edildiği aşikardır.
Bu manada; ülkemizin suyunu kirletenler, ormanlarımızı yakanlar, devletimize ve aziz milletimize nifak tohumları ekmeye çalışan hain zilletin, bir tek amacı vardır :o da bu cennet vatanda, Türk milletine yaşam hakkı tanımamaktır.
Türkiye yeşili ve mavisi ile tam bir açık hava müzesi ve oksijen deposudur. Ormanlarımız, tarımın sigortasıdır. Oksijen saçan ağaçlara beşikten mezara kadar ihtiyacımız vardır. İşte bu sebeple ormanlarımız sağlığımız ve huzurumuz için en güvenli limanıdır.
Özellikle son yıllarda artan orman yangınları ağaçlara, bitki örtüsüne ve ormanda yaşayan birçok canlıya ciddi zararlar vermektedir.
Hem insan marifeti yok edilen ormanlarımız, hem de son yıllarda değişen iklim değişikliği ve sıcaklığın artması da yangınların çıkmasının diğer önemli etkenlerden birisidir. Bu durum, orman yangınlarının önceden daha iyi tahmin edilebilmesi için, yangın- iklim ilişkini daha iyi anlama ve daha güvenilir modellerin geliştirilmesi ihtiyacını ortaya koymuştur.
Milli servetimiz ormanlara sahip çıkmak vatandaşlık borcudur. Türkiye, iklim ve jeomorfolojik özellikler nedeniyle
biyolojik çeşitlilik oranının yüksek olduğu bir ülkedir.
Türkiye’nin bulunduğu konumda orman yangınları tamamen önlenemese de, ülke nüfusunun bilinçlendirilmesi ve alınacak önlemlerle orman yangınlarını ve olumsuz sonuçlarını, en aza indirgemek mümkün olacaktır. Ülkemizin geleceği ve sürdürülebilir ormancılık faaliyetleri açısından bu son derece önemlidir.
Çok yönlü özellikleri ile ormanlar, dünyanın en önemli doğal kaynaklarının başında gelmektedir. Orman yangınları, birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de, çok
büyük mal ve can kaybına yol açan doğal afetlerin başında gelmektedir.
Orman yangınlarının başlamasına neden olan etmenleri iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Yıldırımlar,cam parçalarının optik özellik göstermesi ve rüzgârlı havalarda kuru dalların birbirine sürtünmesi doğal etmenleri; bilinçli (ekonomik ve terör amaçlı) ve istem dışı (sigara izmariti, piknik ateşi, kazalar v.b.) davranışlar ise beşeri etmenleri oluşturmaktadır.
Dünya ülkeleri arasında, orman yangınlarının en çok zarar verdiği
ülkelerden biri de, Türkiye’dir. Coğrafî konum olarak ülkemiz, Akdeniz havzasında yer almakta ve ormanlarımızın büyük bir bölümü, yangın tehdidi altında olduğu bilinci ile hareket etmek zorundayız.
Kasıtlı olarak yangın çıkartan şer odakları millî servete zarar vermek suretiyle ülkemizin ekonomisini zayıflamak ve cazibesini kaybettirmek istemektedirler.
Demem o ki, ormanları korumak sadece Orman Bakanlığının görevi değildir. Aynı zamanda, top yekün bir milletin milli bir vazifesidir.
Bilerek, isteyerek ve kasten ormanlarımızı yakan hainler unutmayınız ki, ölüm var ölüm. Onca canlı ve cansız varlıkların canını yakmakla, belki bu fani dünyada hesabı sorulmasa da, ahirette mutlaka hesabı sorulacak ve cehennemin yakıtı olacaksınız!
Ey hain zillet!
Bilesiniz ki;Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük bir devlettir. Gün gelince bunun bedelini size misli ödetir. Bir başka ifadeyle;
Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı da asla unutmaz…
Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin.
Bu duygu ve düşüncelerimle orman yangını nedeni ile zarar gören tüm Türk halkına ve Aziz Devletimize en derin kalbi duygularımla geçmiş olsun dileklerimi sunarım.
Aziz Şahin
ATİK Uluslararası Ticaret ve İşbirliği Konseyi Genel Başkanı