Amerika birleşik devletleri zaman zaman göçmen kabul eden bir ülkedir. Ama aynı ulustan insanları göçmen kabul ederken bir takım kural ve yasaları uygular. 2008 yılı Temmuz ayında uzun bir ABD gezisine çıkmış, Baltimore şehrinde AHISKA Türklerine misafir olmuştum. Konuştuğum Ahıskalıların anlattıklarına göre; devlet onları göçmen olarak kabul etmiş. Ama akrabalar dahil ülkenin çeşitli yerlerine birbirlerinden habersiz olarak yerleştirmişti. Bir araya gelmesinler diye de; hiç bir bağlantı kuracak şey bırakmadığını anlattılar. Çünkü zaman içinde bir araya gelip; devlete baş kaldırabilir, nüfus artışı sağlayabilir, toplumla bağlantı kuramaz ve asimile olamayabilir, dil öğrenmezler, gibi bir çok sebepten dolayı tedbir alıyorlarmış. Bizde nasıl mı oluyor bu işler? Yürüyerek sınır geçiliyor. İstedikleri şehre gidiliyor. Getto gibi girilmez mahalleler yaratılıyor. 10-15 kişi aynı odada yaşıyorlar. Soygun, tecavüz, hastalıklar, topluma düşmanlık vs gibi olaylara asla dikkat edilmiyor. Ve gelenler kurdukları mahallelere ülkesinden yenilerini getiriyorlar. O bölgenin insanı mecburen orayı terk etmek zorunda kalıyor. Çatışmalar, kavgalar sürüp, devam edip gidiyor. Yani devletimizin göçmen politikası yok. Başı boş bir ülke. Kontrol sadece bizim üzerimizde. Her yerde polis kontrol noktaları ve karayollarında gözetleme kameraları ile takip altındayız.
Ülkenin güney Doğusu elektrik su telefon parası ödemez. Devlet tahsil edemez. Çünkü gücü biz masum insanlara yeter. Biz kim miyiz? Biz bu vatanın gerçek sahibi, kurucusu: Türkler. Canı ve kanı ile bu vatanı kuranlar. Doğudan gelen sefil göçmenler; sadece karşı devrimin oluşmasında gericilerin işine yarayacaktır.
Başka da bir sonucu olmayacaktır: MHP mi?
Onların görevi Akp yi koruyup kollamak ve Meclis’te kalmak.
Erdal Bıçakcı yazıyor
