Ahmet Davutoğlu, dün İçişleri Bakanlığı’na başvurusunu yapıp, bugün tanıtım toplantısı gerçekleştirdi.
AKP ile yol ayrımına gelerek yeni bir parti kuran eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun genel başkanlığını üstleneceği Gelecek Partisi’nin 154 kişilik kurucular kurulunun büyük çoğunluğunu, AKP’de görev almış isimler oluşturuyor. Davutoğlu’yla birlikte AKP’den 13 Eylül’de istifa etmiş olan eski milletvekili Ayhan Sefer Üstün, Parti kuruluş dilekçesini bakanlığa ilettikten sonra basın mensuplarına yaptığı açıklamada, detay vermekten kaçınmıştı. Ancak gece geç saatlerde, Kurucular Kurulu listesi basına yansıdı. Böylece Davutoğlu’nun öncülüğünde “Gelecek Partisi” adıyla bakanlığa yapılan başvuruda, 154 kişilik Kurucular Kurulu listesindeki isimler ortaya çıktı.Gelecek Partisi Kurucular Kurulu’nda ağırlıklı olarak “AKP küskünleri” olarak adlandırılabilecek, AKP’den istifa etmiş ancak öncesinde partide yöneticilik kademelerinde bulunmuş, milletvekili olmayı hedeflemiş pek çok isim yer aldı.
Yine son dönemde AKP’nin iktidar biçimine yönelik eleştirileriyle gündeme gelmiş isimlerden bazıları da Davutoğlu’yla birlikte hareket etme kararı aldıklarını kurucu üye olarak gösterdi.Kurucular Kurulu’nda Davutoğlu’nun dışında 18 eski AKP’li milletvekili yer aldı. Bu isimler Abdullah Başcı, Avni Erdemir, Ayhan Sefer Üstün, Cemalettin Kani Torun, Cesim Gökçe, Cuma İçten, Feramuz Üstün, İbrahim Mustafa Turhan, Mehmet Ali Pulcu, Mehmet Atilla Maraş, Mustafa Baloğlu, Mustafa Bilici, Mustafa Öztürk, Ömer Ünal, Selçuk Özdağ, Şenol Gürşan ve Talha Erol Durmaz oldu.
İlk Belediye Başkanı
Gelecek Partisi, kuruluş aşamasıyla birlikte bir belediye başkanlığına da sahip oldu. Kurucu üye Halil Kulak, 31 Mart seçimlerinde, bağımsız aday olarak Karaman’ın Sarıveliler ilçesi belediye başkanı seçilmişti.
GELENEĞE SAYGILI ÖZGÜRLÜKÇÜLÜK
“Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına yürürken, geleneksel değerlerin yeniden keşfedildiği kritik bir tarihi eşikte kapsayıcı bir yenilenme ihtiyacına cevap vermek için yola çıkıyoruz. Geleneğe saygılı, vatandaşlık hukuku ve milli egemenlik konusunda modern ve çağdaş küresel bir siyaset anlayışını benimsiyoruz. Geleneğe saygılı özgürlükçülüktür ana felsefemiz.
GAZETECİLERİN YARGILANMADIĞI BİR DÜZEN…
Siyasetimizin temeli insan onurunu korumak ve yüceltmektir. Bütün siyasi mekanizmaları, kurumları ve teamülleri birer araç olarak görüyoruz. İnsanı ve onun temel haklarını ikinci plana iten hiçbir devlet baki olamaz. Geleneğimizde esasları konulan aklın, inancın, neslin korunması Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi özgürlük haklarını tanımlar. Dünyada otoriter yönetimlere yöneliş olmasına rağmen insanların onurlu ve başı dik yaşadığı bir ülke inşa etmeliyiz. Basında tekelleşme insanın zihnini kapatır. Sansür ve otosansür olmadığı, gazetecilerin yargılanmadığı bir düzen inşa edeceğiz.
Özgürlüğü garanti olmayan insanın onurunu koruması mümkün değildir. Güvenlik adına özgürlüklerin kısıtlnamasını dikta rejimine yol açtığı görülmüştür. Her türlü kaos girişimine karşı vatandaşlarımızın caını, malını koruyacak hak ve adalet mekanizmasının işlemesi en temel vazifemizdir.
EĞİTİMDE DAYATILMIŞ İDEOLOJİYİ REDDEDİYORUZ
Sağlık ve eğitim konularını doğumdan ölüme kadar temel insan hakları bağlamında ele alıyoruz. Sağlığı ulusal ölçekli gelecek projeksiyonumuzda ele alıyoruz. Eğitimi de formal bir formasyon olarak görmüyoruz. Resmi veya dayatılmış bir ideolojiyi reddediyoruz. İnsan devşirme değil, nitelikli insan yetiştirme olarak görüyoruz. Tek tipçi değil demokratik ve çoğulcu bir yaklaşımı benimsiyoruz.
NEZAKETTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ
Siyasi iletişim ilkemiz nezakettir. Siyaset dilimiz insan onuruna ve özel hayatın mahremiyetine saygı temeline dayanmaktadır. İnsan onuruna doğrudan saldırı niteliği taşıyan tahkir, küçük görme, aşağılama, hakaret ve nefret dili aramızda barınamaz ve hangi gerekçeyle olursa olsun meşru gösterilemez. Bugün siyasi hayatımızda halkımızın en çok özlediği nitelik seviyeli ve nazik bir siyaset dilidir. Siyasi muhataplarımız bize karşı hangi dili kullanırsa kullansın bu temel ilkeden taviz vermeyeceğiz.
PARLAMENTER SİSTEMİ SAVUNUYORUZ
Başkanlık Sistemi, hemen her alanda yürütmenin yasama ve yargı üzerindeki etkisini artırma ve yürütmeye mümkün olduğunca fazla güç devretme düşüncesiyle inşa edilmiştir. Yeni sistemle birlikte; karar alma süreçlerinde ve yetki kullanımında yaşanan daralma, yönetimde ciddi bir verimlilik, etkinlik ve güven sorunu ortaya çıkarmanın yanında, demokratik standartlarda da sert bir düşüşe yol açmıştır. Bu sistem devam ettiği takdirde demokratik toplum düzenini sürdürmek mümkün olmayacaktır. Bu çerçevede, ülkemizin tarihi tecrübesi ve mevcut yapısını göz önünde bulundurarak, her türlü vesayetten arındırılmış demokratik bir Parlamenter Sistemi savunuyoruz.”