Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan TÜSİAD’a Çok Sert Yanıt! ‘Haddini Aştı, Buram Buram Provokasyon Kokuyor’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor. İşte Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AKP Grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Biz milletimize daha fazla hizmet üretmek için gecemizi gündüzümüze katarken, muhalefet bizim hızımızı kesmek için elinden geleni yapıyor. Milletin verdiği yetkiyi köstek olmak için kullanıyorlar. Türkiye’nin ihtiyacı varmış, ülkemiz küresel yarışta geri kalıyormuş. Bunların hiçbiri muhalefetin umurunda değil. Türkiye’de muhalefet açığı vardır.

Biz 15 Temmuz gecesi tanklara karşı milletimizle göğsümüzü siper ederken, bunlar keyif kahvesi içiyordu.
Muhalefette genel başkanlar değişti, yönetim kadrosu değişti fakat kendi halkına yabancı zihniyette herhangi bir değişim yaşanmadı. CHP’de gelen gideni aratma geleneği Özel’le de bozulmadı.
Bu partiye oy veren vatandaşlarımız adına biz üzülüyoruz. Özel, marjinal sol örgütlerin sloganını meşrulaştırmak için kendini paraladı. Grup kürsüsünde Almanca şiir okumaya kadar her türlü hünerini sergiledi. Ne oldu söyleyeyim. Motor su kaynattı. Devreler yandı. Hafıza, ‘error’ verdi. Özel, 85 milyona rezil rüsva oldu. Bize cahil derken, asıl kültür bilmezin kendisi olduğu ortaya çıktı.
Özel sol örgütlerin sloganına atlamaya çalışırken kendini rezil etti. Özel’e kendini geliştirmesi için bazı tüyolar verebiliriz.
Milletimiz sizleri buraya çalışmanız üretmeniz, kendisi için gece gündüz demeden koşturmanız amacıyla göndermiştir. Biz hizmet ve eser siyasetini temel ilke olarak belirlemiş kadroyuz. Milletimizin hayır duası almaktan daha büyük bir bahtiyarlık kaynağı tanımıyoruz. Muhalefet neyle meşgul olursa olsun biz işimizle meşgul olacağız.
MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli’ye bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum.

‘CHP’DE KAPANMAMIŞ HESAPLAR VARSA…’
Muhalefet cephesinde patlak veren iddiaların kendi seçmeni tarafından da takip edildiğine inanıyoruz. Medyaya yansıyanlar yenilir yutulur değil. Son tartışmalarda bizim tavrımız bellidir. Şeffaflığın, dürüstlüğün özgürce tecelli etmesinden yanayız. Gitsinler kozlarını mahkemede paylaşsınlar. Bizim üzerimizden hesap görme yanlışına girmesinler. Bu rezaletleri kaldıracak midemiz yok… Biz ne hançer biliriz ne şaibeli iş yaparız. Ahlaklı siyaseti kendisine rehber edinmiş bir partiyiz. CHP’nin kapanmamış bir hesabı varsa bizi alet etmesinler.
Eskisi ve yenisiyle CHP Genel Başkanlarının içinde debelendikleri gayya kuyusuna bizi çekmelerine izin vermeyeceğiz. Konu yargıya da intikal ettiğine göre gitsinler hesaplarını mahkemede görsünler. Bizim onların hançer siyasetiyle ne oyalanacak vaktimiz ne de midemiz var.
AK Parti’de gerilim çatışma bekleyenler bugüne kadar hep avuçlarını yaladılar. Bu gelenek 23 Şubat’ta gerçekleştireceğimiz kongremizde de bozulmayacak.
Bizim yaptıklarımıza onların hayalleri bile yetişemez. 3 ülkeyi kapsayan Güneydoğu Asya seyahatimiz bu gerçeği bir kez daha gözler önüne sermiştir.
‘TÜSİAD HADDİNİ AŞTI’
TÜSİAD’ın provokasyon açıklamalarına geçmeden önce şu gerçeğin altını çizmek istiyorum. Demokrasilerde hiç kimse eleştirilemez değildir. Yapıcı olması halinde eleştiriye açığız. TÜSİAD yönetiminin açıklamaları sonrası sıraya dizilen muhalefet figürlerini dikkate almıyoruz. Kraldan çok kralcı davrananların ederi onlara sahiplerinin biçtiği değer kadardır. Kuklalarla bizim işimiz olmaz. Bizim muhatabımız kuklacılardır.
TÜSİAD’ın açıklaması haddini aştı. TÜSİAD zihniyeti siyasetin zayıf ve devletin onun tasallutu olduğu dönemlerin zihniyetidir. 2002 öncesinde TÜSİAD zihniyetinin neye tekabül ettiğini biliyoruz. Eski Türkiye’de siyaseti istedikleri gibi dizayn ediyorlardı. Gazete manşetleri vasıtasıyla iktidarlar ayar veriyorlardı. Biz buna dur dedik.
Yurt dışındaki afetlerde can kayıplarının bile tam olarak açıklanmadığını bildikleri halde ileri geri konuşuyorlar. Ey TÜSİAD şu deprem afetinde siz ne yaptınız? Acaba siz AFAD’ın yanında ne kadar destek verdiniz. Neyle oralarda bulundunuz? Ta Azerbaycan, Pakistan, büyün buralar burada yardıma koşarken siz neredeydiniz? Zerre kadar vicdanları varsa çıkıp söylesinler. Dünyada bizim yaşadıklarımızın yarısını yaşasa ayakta kalabilen ülke olabilir miydi?