Muzaffer Tatlı

Et kokarsa?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

14 Mayıs’ta yapılması düşünülen,

Cumhuriyet tarihimizin en önem

arz eden seçimi dolayısıyla, siyaset,

bu günlerde ısınmaya başladı…

*

Muhalefet 20 yıldan bu yana

halka başvurulan seçimleri

14 kez başaramamanın

temkinliğinde ve enine boyuna

yaptığı hazırlıklara karşın,

“Tek Adam” anlayışındaki iktidar da,

yıllardır biriktirdiği sorunları,

bütçeye koyduğu 350 milyar lira

gibi devasa harcama yetkisiyle,

halkına dağıtmak üzere, aileleriyle

birlikte, en az 8-10 milyon insanımızı

etkileyecek, EYT kanunuyla işaret

fişeğini atmış, yüzde 30 lara kadar

inmiş oyunu, tekrar yükseltme

derdine düşmüştür…

*

Benim bu gün sizlerle paylaşmak

istediğim, AKEPE nin iktidar olduğu

20 yılda, 15 kez çıkarılan mali

“AF YASASI” konusu…

*

Cumhuriyet kurulduğundan bu yana,

AKEPE iktidarına kadar, 28 kez

çıkarılan bu yasa, “Tek Adam”

rejimine geçtiğimiz 2002 den beri,

tam, 15 kez çıkarılmış…

*

Savaş olur, deprem olur, kıtlıklar

yaşanır da, ticaret hayatını canlı

tutmak için, böyle bir yasa çıkarılır…

Ama 20 yılda 15 kez çıkarılırsa

artık ülkede ticari ahlak kalmaz,

“Vergilendirilmiş Kazanç Kutsaldır”

gibi sözler, artık önemini kaybeder…

*

Vergisini zamanında ödeyen ve

devlet kurumuna saygı gösteren

yurttaş için, bu kutsal anlayış zedelenir,

zayıflar, hatta yok olur, bu anlayışla…

Yani “ET KOKARSA TUZ BASTIRILIR,

YA TUZ KOKARSA” durumuyla karşı

karşıya kalır Türk Toplumu…

*

Pandemiyi bahane eden AKEPE

iktidarı ise ; dünyada Nepal ve

Meksika’dan sonra, bütçeden

en düşük yardımı yapmasıyla da

artık Türk Halkını aldatamaz…

*

Toplumu yozlaştıran, yok imar affı,

yok vergi affı, yok trafikte magandalık

yaparken ehliyetine el konan 10 bine

yakın el konulan ehliyet ve trafik

cezalarının affı gibi uygulamaları,

üzüntüyle takip ederken;

30 sene önce, turistik amaçlı

gittiğim 20 günlük Amerika seyahatimde

yaşadığım bir olay aklıma geldi…

*

New York’ta dolaşırken, bize mutlaka

“China Town” bölgesini de gezmemiz

gerektiğini en ucuz malların o

Çin Mahallesinde olduğunu söylediler…

Yanımda benden daha az ingilizce

bilen, ama, bu dezavantajını, vücut

diliyle kapatan, uyanık mı uyanık

bir arkadaşımla bu mahalleye gittik…

Ben bir kaç tane rüzgarda sönmeyen

çakmak vesaire, ekspres ambar sahibi

arkadaşım ise 150-200 dolar vererek

araç telefonu aldı…

*

Elimizde, aldığımız paketlerle

New York’un merkezinde tur

atarken, bir dükkan sahibi

(aval aval yüksek binalara

baktığımızdan olacak, bize

“hey arkadaşlar siz Türk müsünüz..?”

“Evet” deyince, bizi dükkanına

davet edip, içecek ikram ederken,

“hayrola, o ellerinizde ne var,

ne aldınız” diye sorduğunda,

yanımdaki uyanık arkadaş,

“araç telefonu aldım…”

Bir bakayım deyince dükkan sahibi

kaça aldınız bu telefonu diye sorduğunda

(uyanık) arkadaşım, 200 dolar deyince,

işyeri sahibi, müthiş kazıklamışlar sizi…

Bunların değeri 75 dolar deyince,

benim arkadaş dükkanın dışına fırladı

ve hemen polisi buldu…

*

Polisle birlikte, 4-5 km uzaklıktaki o

meşhur Çin Mahallesine gittiler…

Yarım saat, bir saat sonra, arkadaşım,

elinde başka paketlerle geldi…

Hayrola, ne oldu diye sorduğumda,

polis telefonu satan adama, “sen

bu adama kazık atmış haksız para almışsın…

Ya uzlaşın, ya da mali polis tarafından

işyerine el konur ve haksızlığın

durumunda işyerin kapanır” deyince

adam, uzlaşmak için, bana yaklaşık

200 dolar değerindeki bu elektronik

malzemeleri verdi…Uzlaştık…

Polis de beni aldığı yere bıraktı…

*

İşyerine misafir eden Türk Arkadaş

dedi ki ; “Amerika’da en büyük iki suç var…

Bu suçları işlediğin an, tüm her şeyin biter…

Biri Vergi Suçu diğeri de Trafik suçu…

Bu iki suçun affı yok” deyince,

Amerika’nın, neden dünyanın en

büyük, en zengin, en gelişmiş

ülke olduğunu, bir kez daha anladım…

*

Trafikte, yaya için, kırmızı yandığı halde,

yaya kırmızıda geçse ve ona bir araç

çarpsa, yüzde yüz araç haksız oluyormuş…

Çünkü yaya dalgın olabilir, ama sürücü

dalgın olamazmış…

*

Biz de de “Önüne baksana moruk,

kırmızı yanıyor görmüyor musun

anlayışı” trafik magandalarının

cezalarının affı, ya da vergisini

ödemeyen zengin türemesiyle

oluşan toplum, en sonunda, tüm

özgürlüklerin yaşandığı, kişi başına

gelirin 40 bin dolarlara çıktığı devlet

yapısından, bu ülke için canını ortaya

koymanın bedelini, 80-90 yaşlarında,

sırf kin ve intikam almak için,

ceza evlerine konan generaller

ve bu “Tek Adam” rejimine karşı

dik duranları haksız yere hapse

atan, gelişmiş zengin ülkeler

topluluklarında zerre kadar itibarı

olmayan, kişi başına geliri

8 binlerde dolaşan, bir ülke

durumuna düşürülürüz…

*

Etin kokmasını bırakın, üzerine

bastıracağımız tuz koktuysa,

tek çare “TEK ADAM” rejiminden

kurtulmamız…

YOKSA..?
Muzaffer Tatlı yazıyor

Et kokarsa?

Yorumlar kapalı.