Sevgili okurlar,
Elbette, ülke gündemi yoğun..
Devletin tepesinde, liderler bir araya geliyor, yeni mesajları, yeni söylemleri ile sarsılmıyoruz değil..
Gerçekten,”nereye, bu gidiş” diyenler, yerden göğe kadar haklı!
İktidar ucağında seyahat edenlerden biri, elinde cep telefonu, bir dönerci kuyruğunu çekerek, “hani yokluk, yoksulluk” diye soruyor?
Ankara’nın göbeğinde, cep telefonu ile “yokluk ve yoksulluk” izlerini arayan, bir gazeteci işte!?
Ne diyelim?
Bunlardan, ülkede çok var, çok?
Tuzu kurular?
Hangi birini, yazalım?
“Vatan, millet Sakaryam” nutukları ya?
Her devirde, “bu şakşakçıları”, çok görürüz!
“İktidar şakşakçıları” bilinmez mi?
Ne, denir?
Neyse, gündeme ilişkin, bir iki laf edeyim dedim..
Huyum kurusun!
“Etliye, sütlüye karışmayayım” diyorum, ama, ülke gerçekleri yakamı bırakmıyor!
Yine, sanal ortam yıkılıyor!?..
Eski adı, “twitter, yeni adı x olan”, sanal ortamda, bir tarafta “teğmenleri” savunanlar, bir tarafta ise “ kafa koparıcılar” çene yarışında!…
Belli ki, iktidar, yapacağını, yapacak?
Neden mi, söz ediyorum?
Canım, “şu Kara Harp Okulu öğrencilerinin mezuniyet töreninden” tabii ki?
Hani, resmi tören sonrası, sevinç gösterilerini, kılıçlarını çekip göstermişlerdi ya?
“Ülkeye, ülkenin kurucu değerlerine, bağlılıklarına” , yemin etmişlerdi ya?
Hah işte, onlardan söz ediyorum..
KİMDEN YANASINIZ?
Bakın bir vatandaş,”Kara Harp Okulu birincisi Teğmen Ebru Eroğlu, TSK’dan ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edildi. “Atatürk’ün Askerleriyiz ” diye ant içen teğmenimizin ordudan atılmasını kabul etmiyoruz!
Teğmenimizin yanındayız..
Lütfen, siz de, 1 twit atarak destek olunuz!” diye, durumu izah ediyor..
Neler, yazılıyor, neler?
Aleyhte ve lehte bir yarış var!
Şimdi anladınız mı, Hanya ile Konya’yı?
Vah, memleketim vah?
Ya da, vah memleketlim, vah?
Ne diyelim?
“Kader utansın”, demeye dilim varmıyor?
Sahi, siz kimden yanasınız?
GÜNDEM, TEĞMENLER Mİ?
Durumu daha iyi anlamak için, askerliği bizden iyi bilen ve üstelik Kara Harp Okulu mezunu, hemşerimiz, yazar, askerlik öğretisini çok iyi bilen Galip Yenidünya’ya, kulak verelim:
“Gündem hakkında birkaç söz:
Bilinmeyen veya anlaşılmayan konu şudur. Harbokulu diploma töreninde, “hiçbir disiplinsizlik veya tatsız bir olay” olmamıştır.
Herşey, “kurallar içinde ve disiplinli” bir şekilde, icra edilmiştir.
Diploma töreni bitip, Devlet ricali ve komutanlar gittikten sonra, yeni mezun teğmenler, kendi aralarında, mezun olmanın, teğmen olmanın coşkusu İle eğlenmiş, kılıç kuşanmanın heyecanı ve sevinci ile bazı sloganlar, veya sözler sarfetmişlerdir.
Burda da, “devletin, hükümetin aleyhinde” bir söz söylenmemiştir.
Bir de, yapılan hareket veya söylenen sözler, okulun bahçesinde, dışa kapalı bir yerdedir. Cadede, sokakta yapılan birşey yoktur.
Söylenen söz de, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”.
Mustafa Kemal, kim?
Bu devletin kurucusu ve en büyük askeri rütbeyi almış, ”Mareşal” olmuş, devletin ilk Cumhurbaşkanı.
Burda, “art niyetli kişilerin, olayı büyütüp, tırmandırması” vardır. Yoksa, biz nerden bilelim, Harbokulu’ndaki bir kutlamanın detaylarını?
ZATİ TABANCALAR?
Bir anıyla konuyu bitireyim.
Ben, Harbokulu 1973 mezunuyum.
Daha önce, Harbokulu’nu bitiren her teğmene “zati tabancası” diploma töreninden sonra verilirdi.
Fakat, 1970 mezunu teğmenler, trenle piyade okuluna giderken (Yeni mezun teğmenler, daha sonra sınf okullarına giderdi.Piyade ve jandarmalar da toplu olarak trenle, Tuzla Piyade okuluna giderdi), yolda tenha bölgelerden geçerken, kuşlara, ağaçlara ateş etmişler.
Bu silah atanlar da, 5-6 kişi. Bu olaydan sonra, yeni bir karar alınarak, mezun olan teğmenlere, kanuni hakları olan tabancaları, Harbokulu’ndan mezun olunca değil de, sınıf okulunu bitirince, verilmeye başlandı. Biz de, sınıf okulundan sonra, tabancalarımızı alabildik.
DİSİPLİN MESELESİ?
Burda bir incelik daha var. Teğmen, tabii ki disiplinli olacak. Zaten Harbokulu dünyanın en disiplinli kurumlarından biri. Yalnız disiplinli olmak, “çelebi” olmak değildir. Harbokulu mezunu bir teğmen veya polis akademisi mezunu bir komiser, disiplinlidir ama, “çelebi” değildir. Onlardan “çelebi” olmalarını bekleyemezsiniz. Çünkü onlar, savaşmak için yetiştiriliyorlar.
Biraz “coşkulu ve şövalye” olmak onların hakkı.
İyi akşamlar, iyi tatiller…”
Sevgili yazarımız Galip Yenidünya, durumu böyle yorumluyor..
İnadına hareket edilirse, “ülkede kutuplaşmaya, zıtlaşmaya hizmet, kime ,ne kazandırır, ülkeye ne faydası” olur?
ADINI SİZ KOYUN?
Maalesef, eskiden, ülke evlatları, “sağ-sol” adına birbirlerini yerlerdi, kırarlardı!..
Şimdi mi?
Vallahi, adını koymakta zorlanıyorum!..
“Kindarlık mı, dindarlık mı?
Laiklik mi, Laiklik karşıtı mı?
İktidar mı, muhalefet mi?
AK mı, Kara mı?
Cumhuriyetçilik mi, Osmanlıçılık mı?”
Adını, siz koyun?
Halkımız, iyi hakemdir..
Onlardan, iyi bilecek değiliz ya?
Yusuf Cinal yazıyor, 18 Kasım 2024