Yusuf Cinal
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Ankara, bu sesi duyar mı?

Ankara, bu sesi duyar mı?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sevgili okurlar,
Yine ormanlarımız,” cayır, cayır” yanıyor..
Yine “yürek yaralarımız” kanatıldı..
Sadece ormanlarımız değil, yerleşim merkezlerimiz de yanıyor..
“Köylerin tahliyeleri”, ne demektir bilir misiniz?
Ekiplerimizin yangınlara müdahalesi sürüyor..
Yeterli mi?
Hayır!
Maalesef, “topyekün harekete” geçemiyoruz?
Bu refleksi de kaybettik!
Burada çıkıp, “orada, burada suçlu aramaya” gerek yok?
Neden mi?
Suçlu biziz, hepimiziz!

Burada, “yangını söndürmek için birliktelik yapanların hakkını” teslim edelim!
Ya, diğerleri?
Seyrediyoruz!

Bon, bon ve miskince köşelerindeler..
Aman kimse dokunmasın, ezilir, büzülür, kırılırlar?!
Sadece Çanakkale ormanları değil, “ülkenin birçok yerinde 5 Bini aşkın yangın ile mücadele” ediliyor..
Allah yardımcıları olsun!
Bizim ellere gelecek olursak, “özellikle Geyve, Pamukova, Erenler bağlamında çıkan yangınları”, çok şükür söndürdük..
Geriye elbette yanmış, kül olmuş topraklar kaldı!..
Ya, yaban hayat?

BOYNUMUZUN BORCU?
Oraları canlandırmak, ağaçlandırmak, yeşile boyamak boynumuzun borcu..
Keşke, bunu becerebilsek?
Böyle kötümser yazdığımı anlamışsınızdır!
Ülke insanının, “bu kadar kutuplaşdığı, ayrıştığı” bir dönemde “Terörsüz Türkiye” projesinde bile buluşamıyorsak, neyi, kime nasıl anlatalım!
Allah, beterinden saklasın!
“Mudurnuçayı’nın kirletilmesi” ile ilgili olarak yazımı okumuşsunuzdur..

AKYAZILILAR AYAKLANDI?
Neyse ki, yazımın okunduğu gün, “Akyazılılar da Batakköy’de bir protesto mitingi” düzenlediler..
Beni bile ters köşe yaptılar..
Helal olsun!
Başta öğrencim, Akyazı Ziraat Odası ve İl Ziraat Odaları ile Akyazı Ticaret Borsası Başkanı Ali Şener Bayraktar, mikrofonu eline aldı ve tarihi bir konuşma yaptı..
Orada değildim, ama konuşmayı canlı olarak izledim..
Çok cesur, kararlı, içten kelimeler ile sadece Mudurnuçayı’nın kirletilmesine değil, genelde ülke pınarlarının, kaynaklarının kirletilmesine karşı çıkarak, ağır kelimeler ile yetkililere” yüklendi..
Haksız değildi!..

Başka, ne yapabilirdi ki?
Sorumluluk, bu ya?

BUNUN HESABI?

Ama, bıçak kemiğe dayanmışsa, başka türlüsü, ne olabilirdi ki?
“Çocuklarımızın geleceklerine kastediyorlar. Ey katiller, buradan size sesleniyoruz. Bunun hesabını vereceksiniz!

Bu dünyanın hesabını da vereceksiniz, ahirette de işlediğiniz cinayetlerin hesabını vereceksiniz! Zannetmeyin ki, yanınıza kar kalacak!”
Sevgili Ali Şener Bayraktar, sadece Mudurnuçayını, çevreyi kirletenlere değil, devlette görev alanlara da bir değil, birkaç çift söz söyledi..

DEVLET?
“Eğer devlet hukukunu işletmezse, kanun yapan, denetleyen, kural koyan, ceza kesen devlet gereğini yapmazsa, vatandaş, halk kendi hukukunu geliştirir, kendi kanununu koyar, illegal sonuçlar doğar! Buradan çağrımızdır.
Devlet, devlet olmanın gereğini yerine getirsin. Ceza kesecek, denetleyecek kurumlar, bu halkın vicdanında gereğini yapsınlar.
Yapmazlarsa bilsinler ki, bu halk gereğini yapacak. Bu tesislerin sahiplerine bir kez daha sesleniyorum.”

TEMİZ VİCDAN, TEMİZ ÇEVRE?
Bizim Sakarya’da da bu eylemi manşete çektik..

Bizim Sakarya Gazetesi’nin duyarlılığını,diğer basın emekçileri de gösterdi..
Şimdi, eylemin hedefe ulaşması için işin peşini bırakmamak gerek..
“Temiz vicdan, temiz çevre” sloganı ile çıkılan bu yolda, gözler elbette “siyasileri de” aradı..
Neredeydiler acaba?

Ara ki, bulasın?

SADECE, MUDURNUÇAYI MI?
Vatandaşlar ile çiftçilerin destek verdiği mitingde, “Mudurnuçayı” ile birlikte, kirlilikleri bir türlü kirlinmeleri önlenemeyen,“Karacasu, Dilsiz, Küçücek” dereleri ile Sakarya ovasına hayat veren “Sakarya Nehri” ve gözbebeğimiz “Sapanca Gölü” can çekişiyor..
Ankara, bu sesi duyar mı?
Bilmem ama, Akyazılı isyanlarda!
Sağduyulu vatandaşlarda da aynı tepki, artık gereği yapılır ya?
Elbette, bizim de yapacaklarımız unutulmamalı..

O gün, Dokurcun’daydım!..

Eylemi öğrenseydim, mutlaka orada olurdum..
Mudurnuçayı, baştan itibaren kirletiliyor, baştan itibaren!
Üzülmemek, elde değil!

İDAM FERMANI?
Bakın Sevgili Erol Çam kardeşim, yazıma nasıl bir tepki göstermiş?
“Yine, çok önemli ve can alıcı bir konuya parmak basmışsınız üstadım!
Mudurnu Çayı ile Küçücek Deresi arası sanayi alanı ilan edilip, buraya bir sürü tesis yapıldıktan sonra, bu tesisler (büyük çoğunluğu asgari ücretle çalıştırılan) yüzlerce işçi ve ailelerinin ekmek kapısıdır, aman ses etmeyelim bahanesiyle, her türlü su, hava ve toprak kirliliğine ve çevreye verdiği zararlar görmezden gelinerek, idam fermanı imzalanmış oldu.

DENETİM GÖREVİ?
Denetlemesi gerekenlerin, görevlerini neden tam olarak yapmadığı veya genelde göstermelik olarak yaptığı ise, ayrıca sorgulanması gereken bir konu!🤔 Mudurnu Çayı’ndan, sulama yapan veya hayvanlarını sulayan çiftçilerin sorunlarına kulak asan ve dile getiren ise, hiç yok!.
Tabii, o tarlalardan ve hayvanlardan elde edilen ürünleri tüketenlerin de, bunlardan hiç haberi bile yok maalesef!
Eskiden Mudurnu’dan yakaladığı balıkları satarak geçinen aileler vardı.
Kirlilik ile birlikte balıklar da ortadan kayboldu ve bu aileler de başka geçim alanları bulmak zorunda kaldılar!”

KOCAMAN BİR TEŞEKKÜR!

İşte, duyarlı vatandaş olmak bu!

“Vatan topraklarının, derelerimizin, çaylarımızın, nehirlerimizin, göllerimizin, yaylalarımızın, ormanlarımızın her türlü kirlilikten, betonlaşmadan, ranttan, siyasetten, çıkar hesaplarından” korumalıyız..
Demek ki, neymiş?
Duyarlılık gösterenlere, kocaman bir teşekkür!
Yusuf Cinal yazıyor,14 Ağustos 2025


Ankara, bu sesi duyar mı?
Yorum Yap