Yusuf Cinal
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. “Baba, ben adam olmam!”

“Baba, ben adam olmam!”

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala



Sevgili okurlar,
Haftaya başlarken, size anlatmaya çalıştığım, “gurbetin bir başka yüzü” idi..
“Ders aldık mı” başlığı altında, bir babanın oğluna feryadı olan, “sen adam olamazsın” söyleminin hikayesini, bir nebze, sizlere anlatmaya çalıştım..
Brüksel’deki sanatçı dostlarım ile hep yakın ilişki içinde oldum..
Bunlardan,” sevgili Kubat, Hadise, Sibelim, Pınar Türker, Adnan Kotaoğlu, Cihan Sezer, Gulabi Kubat, İdris Desovalı, Mustafa Yıldırım, Ahmet Köksal, Ali Öztoprak, Suzan Taci, Ayşe Özdemir ile yeni kuşak sanatçıları da, haberlerime, yazılarıma, konu edinmeyi”, görev saydım..
Evet, ne anılarımız var, ne?
Ya, Türkiye’den gelen sanatçılar?…
Gurbette yaşayanlara, “moral değerler açısından destek olanlar, bir türkü, bir şarkı da”, yaşamı özetleyenler?

SANAT ELÇİLERİMİZ?
“Küçük Emrah ile başlayan, İbrahim Tatlıses ile devam eden periyotta, Bülent Ersoy, Sibel Can, Mustafa Keser, Onur Akın, Ferdi Tayfur, Müslim Gürses, Kıvırcık Ali, Neşat Ertaş, Aşık Mahsuni ve nicelerinin konserlerine” tanıklık ettim..
Evet, ne anılar var, ne?

O günler elbette, çok gerilerde kaldı, çoook!
Yine, “bir Brüksel gününde Akın Vardar” ile birlikteyiz..
Klip çekimi yapacağız..
İlk şarkısı ” Baba, ben adam olmam” oldu..
Şaşkınlığımı atamadan, Akın şarkıya girdi..
Brüksel’in ünlü parkını( Parc Josaphat) gitar sesleri inletiyor..
“Zım, zım, zım, baba ben adam olmam!?
Hep, boş işlerin adamıyım..
Baba, ben adam olmam!”
Şarkı bitti, Akın Vardar’ın gözlerine baktım..Nemli gözler ile “babam, bu günleri görsün isterdim” dedi..

Ah babalar ve oğullar, kızlar..
Ne desek, geçen günlerin hesabı olmuyor!..
Ne desek, boş!..
“Müzik ile uğraşmamı, gitar çalmamı boş iş” gören babam!
Berzah alemine gönderdiklerimize, Yüce Mevla’m rahmetler eylesin!

AVRUPA’YI MESKEN TUTTU?
Yakın zamanda kaybettiğimiz, “Ferdi Tayfur, Edip Akbayram ve Volkan Konak’ı, Filiz Akın’ı” unutmak olur mu?..
Onlar, gerçek halk ozanları, sanatçıları ve kahramanları idi..
Ruhları şad olsun!
Uzatmayalım, “Sakarya Pamukova İlçesi halkından Halit Aydın ile Brüksel’den Lüksemburg’a doğru”, yol alıyoruz..
Halit Usta, “yılların gedikli Ülkücüsü ve adını İstanbul’da Avrupa’da bilmeyen” yok..
“Nazik, kibar, az konuşmaları yanında, sakin duruşu ve bilgeliği”, hep üzerinde..
Yolboyu, “yeni aldığı hibrit otomobilini, evde bıraktığı dev jeep’ini anlatarak, sözü Pamukova günlerine” getirdi..
“O, yoksul Sakarya günlerinden, İstanbul’a taşınma hikayesini de” dinledik..
Ya “sağ-sol kavgasının ortasındaki” Halit Aydın?
Ya “Ülkücü Halit Aydın!”
Ya, diğer Halit Aydın’lar?Sıra gelirse, anlatırız elbette..
“Avrupa’yı mesken tutan Halit Aydın ile yol arkadaşlığının keyfi”, bir başka ya?

SEN ADNAN’I TANIRMISIN?
“Oradan, buradan, şunu tanırmısın, bunu tanırmısınlı sorular ardından” bir başka soru geldi..
Bir ara durdu ve “sen Adnan’ı bizim Adnan’ı tanırmısın” dedi..
“Hangi Adnan” demeye, kalmadı!..
“Adam gibi adam, eski adı ile Çiçekçi Adnan, şimdiki adı ile medya patronu Adnan” diye ekledi!
Bakıştık, gülüştük!..
O otomatik MG otomobilinin, yol keyfini sürerken, ben Adnan Yüksel ustam’ı aradım..
Hemen karşısına, Halit ustam’ı diktim..
Adnan ustam, şaşırdı ve “Sen Halit Aydın’ı nereden tanıyorsun” diyerek, seslendi..
Sohbet, hasret ve gülüşmeler arda kaldı..
Yola devam ettik..
Lüksemburg’ta bekleyen,”Çukurova Üniversitesi Öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hakkı Çiftçi, adademisyen, asker kişiliği ile Doc. Dr. Cihat Yaycı ve evsahibi arkadaşlar” ile buluştuk..

TÜRK BAYRAĞINI AÇTIK..

Hani derler ya, “ver gaydayı”, sohbet şimdi başlıyor..
Prof. Dr. Hakkı Çiftçi Hocam, dünyanın her yanında, “Türk Bayrağını” göstermek gibi, bir ideali var..
Hemen Bayrağımız açıldı, arkasına geçtik..
Günün fotoğrafı, paylaşım ve yayın için hazır..
Lüksemburg, iç işlerinde serbest, savunma konusunda Belçika’ya bağlı, bir küçük devlet..
Milli geliri yüksek, fiyatlar oldukça cazip ve iyi..
“Ne alırsan, al keseye uygun bir ekonomi, lüksemburg’ta” sizi bekliyor..
“Vergiden muafların” ülkesi Lüksemburg..
Bizimkiler buraları da mesken tutmuş..
Toplu taşıma ücretsiz, tütün, alkol ve diğer ürünlerin kapışıldığı bir Avrupa Birliği ülkesi Lüksemburg…
Zenginlik, binaların cephelerine vurmuş gibi, ççek gibi bir manzara sizi karşılıyor..
Lüksemburg buluşmasından sonra, evsahibi ve rehberimiz Mevlüt Özdemir rehberliğinde, Fransa Forbach kenti için yola çıkıyoruz..

HEP BOŞ İŞLER?
Yol arkadaşım, hemşerim Halit Aydın, ” Hayat bu ya, hep boş işler içinde oldum hissi, beni rahatsız etse de, gönül verdiğim fikir ve düşünce peşinde, arkadaşlarımı yalnız bırakmamak için, bu yaşta bile yollardayım” diyerek, içindeki düğümü çözdü..
“Vatan, Millet, Sakarya!..”
“Baba, ben adam olmam” misali itiraf!..
Hepimiz, “aynı yolun yolcusu” olmadık mı?
Ah, “o vatan kurtarmalar, bitmek bilmeyen kavgalar, idealler, marşlar, şarkılar, türküler, şiirler, kükremeler ve en acısı ölmeler, acı ve yalnızlıklar!?..”

Ah, be hayat!
Halit Aydın ustam, ara sıra, sağ omuz bölgesi ve kolunun ağrısından şikayet etti, yol boyu!..
“Yaşlılık alametleri ya” söylemimi, Halit Aydın ustam, kabullenmedi..
“Benim de sıkıntım”, o dedim!..
Şaşırmadı bu sefer, “öyle mi” diyerek, bakıştık..

FRANSA, FORBOCH YOLCUSUYUZ!
Fransa’da gerçekleştirilecek, “merhum Alparslan Türkeş Külliyesi’ndeki anma töreni” için hedefe kilitlendik..
“Merhum Milliyetçiliğin önderi Alparslan Türkeş, Ülkücü Ozan Arif ve şehit ülkücüler için planlanan” bir buluşma bu..
Müsade ederseniz, gelecek yazımda, “Avrupa’nın önde gelen ülkelerinde ve Fransa’nın Forbach kentinde yıllardır yaşayan Türkleri” sizlere anlatacağım..
Gününüz aydın, sofranız bereketli olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 10 Nisan 2025

“Baba, ben adam olmam!”