Sevgili okurlar,
Bugün müsaade ederseniz, “sizlere sınır ötesi yaşanan, ama bizleri yakından ilgilendiren tatsız olaylardan söz etmek” istiyorum..
Ramazan ayı malum!
Türk toplumunun olduğu her yerde, “Ramazan ayı kültürünün yaşatılması” önceliktir..
Bu, Türkiye’de de böyledir, Türklerin yaşadıkları yurt dışında da..
Gelin sizlere, “biraz Belçika’dan”, söz edelim?
Daha önceleri de, Belçika ile ilgili sizlerle paylaştım..
Belçika, bir Kuzey Avrupa ülkesi..
11 Milyon 500 Bin nüfusu var..
Bir tarafta Flamanlar, bir tarafta Valonlar ve bir tarafta Brükselliler ile Alman kökenli vatandaşlar yaşıyor..
Yani, “siyasi olarak üçe bölünmüş, kültürel olarak dörde bölünmüş, federatif yapı içinde, Kraliyet şemsiyesi altında varlığını söz ettiren” bir Belçika’da var..
1831 Yılında resmen kurulmuş, “bayrak rengi olarak siyah, sarı, kırmızı” benimsenmiş..
Evet, “bir zamanların sömürgeci ülkesi Belçika’dan” söz ediyoruz!..
İLK TANIYAN ÜLKELERDEN OLDUK!
Belçika’nın, “Türkiye için önemi” büyük..
1847 Yılında Osmanlı’nın resmen tanıdığı Belçika ile Cumhuriyet döneminde de önemli ilişkiler kurmuşuz..
Bu ilişkiler, “o kadar ileri taşındı ki, Türkiye’nin Belçika’da, Belçika’nın ise Türkiye’de yatırımları” var..
Hatta, “Türkiye’nin üç büyükelçi, iki başkonsolos bulundurduğu” ülkenin adıdır Belçika..
Evet, “birası, çikolatası, şikonu, Brüksel lahanası, kızarmış patatesi, Atomium anıtı, işeyen çocuğu(Manken pis), dantel örgüleri, duvar halıları olduğu kadar, turist çeken Brüksel, Brugge ,Gent, Namur, Anvers, Liege, Genk, Charleroi, Ostende kentleri ile ünlü” Belçika ile anlatacaklarımız elbette çok..
TÜRKİYE’DEN UZAKTA?
Peki, “Türkiye’den 3 Bin kilometre ötedeki bu ülkede Türk varlığı ile ilgili”, neler söyleriz?
Cumhuriyet döneminin yoksulluğu içinde, yurtdışına işçi göçü kararı alındığı zaman, “başta Almanya olmak üzere çevre ülkelere de işçi göçü” hızlandı..
Belçika’ya, “1961 Yılından itibaren Türk iş göçü”, akın etti..
Bu göç dalgası, “1963’lü yıllardan itibaren”, daha da hızlandı..
Nihayet,” Belçika ile Türkiye arasında 1964 Yılında Ankara anlaşması imzalandı ve bu iş resmiyete” bağlandı..
İlk yıllar maden ocaklarında, demir ve çelik fabrikalarında çalışmaya gelen işçilerimizin bir bölümü de ,tarım alanlarında, hizmet sektöründe istihdam edildiler..
DAVUL ZURNA İLE KARŞILANDILAR!
O yıllar, “Türkleri davul, zurna ile karşılayan Belçikalıların, ülkede bulunan yabancılar arasında en çok Türklerden memnuniyeti” dillendirilir..
Ama gel görelim ki, “Türklerin terör örgütü PKK ve DHKPC ile diğer radikal örgütlere karşı hassasiyeti” bilinir..
Bu yüzden, “bu hassasiyet bazı kentlerde dikkate alınır, bazı kentlerde ise, iş toleransa bırakılır ve işte o zaman ortaya çıkan sorunları yatıştırmakta” güçleşir..
PKK BİLİNEN BİR ÖRGÜT?
Uzatmayalım, “Belçika’daki PKK Terör örgütü varlığı”, bilenen bir gerçektir..
“PKK ile iltisaklı milletvekilleri, iş adamları, militanlar, dağ kadrosunda yer alanlar dahil, PKK’nın birçok unsurunun da Belçika’da örgütlendiğini”, bilmeyen yoktur!
İşin tarihi ve detayına girmek istemiyorum ama, “bilinsin ki, Belçika’da PKK yandaşları ile Türkler arasında hep hır-gür çıkmıştır, bu bazen bayrak yakmaktan, cam, çerçeve indirmekten, otomobil yakmaktan, APO posteri göstermekten, velhasıl propaganda yapmaktan” kaynaklanmıştır..
Karşılıklı gösterileri bilmeyen mi var?
İşte, “25 Mart 2924 Pazar günü, akşam saatlerinde( 19.00 gibi), bir PKK araç konvoyu, Nevruz kutlamaları adı altında, ülkenin Limburg bölgesi yerleşim birimlerinden olan Kessel Lo’dan, Türklerin yoğun olarak yaşadıkları, komşu ilçeler Houthalen ile Heusden/Zolder istikametine doğru” yola çıktı..
Nevruz kutlamasına mı, kavgaya mı, huzur kaçırmaya mı?
NEVRUZ KONVOYU?
Gazetelere yansıyan haberler ile yörede yaşayan arkadaşlarımızın, vatandaşlarımızın anlattıklarına göre, “bu Nevruz konvoyu, Houthalen ilçe merkezinden geçip, Heuz/Zolder’e ulaştığında kornalara basılıyor, el, kol işaretleri ile iş, ilçede yaşayan vatandaşların tahrik derecesine” vardırılıyor!..
Türklerin, “Belçika’da ilk geldikleri yer olan ve yoğunlukla yaşadıkları Heusden Zolder ilçe merkezinin, tam ortasından geçen yolun iki tarafı tamamen Türk işyerleri” ile dolu..
Buradan, “PKK bayrakları geçmek, kornalara basmak, el kol işaretleri ile insanları tahrik etmek”, ne demek?
PKK bayraklarını gören, korna seslerini ve tantanayı duyanlar sokağa fırlıyor elbette!..
Mahallede şenlik mi var?
Sadece, “APO posterinin taşınması bile”, işi çığırından çıkartmaya yetiyor!
İşte bu, “sıcak çatışmanın geliyorum” dediği anlar oluyor!..
Konvoydaki PKK’lı gençlerin araçlarından birinin durup, “araç içindekilerinin, kendilerine karşılık veren, bir Türk gencini dövdükleri haberi”, hemen ilçede yankılanıyor..
Toplanan Türkler, araçların önünü kesip, konvoydakiler ile kavgaya tutuşuyor..
Bu hengâmede, “ilçede bazı işyerlerinin camları kırılıyor, otomobiller hasar görüyor, PKK bayrakları, APO posterleri” toplanıyor..
Polisler, panzerler bile, olayı zor yatıştırıyor!
Heusden/Zolder’de, tam bir terör estiriliyor!
BİR EVE SIĞINDILAR?
Ve en önemlisi bıçaklanmalar, yaralanmalar oluyor!..
Kalabalık Türklerin önünden kaçanlar, bir Suriye kökenli olduğu belirlenen bir vatandaşa ait bir eve sığınıyorlar..
Ev kuşatılıyor..
Kalabalık, daha da artıyor..
Bölgeye, yakın komşu ilçelerden Türkler akın, akın geliyor..
Sonunda, “olaylara güvenlik güçleri müdahale ediyor, bir evdeki mahsur PKK yandaşı gençler” sağ-salim tahliye ediliyor..
Bölgede yaşayan Türkler ve diğer unsurlar, itidale, sükûnete davet ediliyor..
Sonuç, 6 Yaralı ve bir kişi tutuklu..
İş bitti mi?
Hayır!
Soruşturma, çok yönlü olarak sürdürülüyor..
Şüphesiz, “Belçika’da bu tür sıcak çatışmalar, Brüksel’de Anvers’te, Gent ve Genk kentlerinde”, daha önceleri de yaşanmıştı..
Bilinen bir durum bu, elbette!
Sonuç olarak, şu mübarek Ramazan ayında, bölgede huzuru, güveni altüst eden bu olay, büyük üzüntü ile karşılandı..
SEÇİMLERE MALZEME OLMAK?
Belçika’da, “9 Haziran 2024 Tarihinde yapılacak Federal, Avrupa ve Bölge seçimleri için bu olaylar, yabancı düşmanı, ırkçı söylemli siyasilere”, büyük koz oldu..
Belçika’da, “yeni bir yaşamı benimsemiş, bu ülkenin vatandaşı olmuşların, bu siyasi kavgası”, inşallah yatıştırılır..
Belçika makamları da, “terör örgütü PKK’nın sembollerinin taşınmasına, Türklerin tahrik edilmesine”, izin vermezler..
Bilinen bir gerçektir, “tahrik, aşağılama, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, bir gücü dayatmanın acısını çeken toplumların yaşadıklarını” unutmayalım!
Lütfen itidal, lütfen empati!
Yusuf Cinal yazıyor, 26 Mart 2024