Sevgili okurlar,
Birçok tartışmaları geride bırakarak, “hayat yolunda” emin adımlarla ilerliyoruz!
Yani, bir kuşak, hayata hazırlanıyor..
Bir kuşak, hayat mücadelesi içinde..
Bir kuşak ise, yaşlılık alametleri ile tanışıyor..
“Yokluklar, yoksulluklar debelenenler kadar, zenginlik ve varlık içinde keyif çatanlarımızın varlığını”, kim inkar edebilir?
Aile içinde başlayan yaşam koşulları ile sokakta, caddede, okulda, velhasıl çarşıda, pazarda durum, pek tabiidir ki, aynı değil!..
Aile içindeki, o sevgi, saygı ve paylaşımını, hangimiz aile dışında bulabiliyor ki?
Kızım, oğlum; ailenin büyükleri, anne ve babadır..
Sonra,” büyük kardeş, yani ağabey, abla ve yaş sıralamasına göre”, aile içindeki görev dağılımı yapılır..
Bir de, “geniş ailemiz” vardır..
Bu, “en yakınlarımızı ihtiva eden” bir durumdur..
Sonra, “içinde bulunduğumuz toplum ve onun kültür, gelenek değerleri”, varlığımızın vazgeçilmezlerini, oluşturur..
“Yaşadığımız, köyün, mahallenin, etiketi”, hep peşimizi takip eder..
Nerelisin loo?
Aaa, bende oralıyım?
Öyle mi?
Hep, sormaz mıyız?
BİR KÜLTÜRÜN TEMSİLCİSİ?
Bir köyde yaşıyorsanız, “o köyün okulu, camisi, sağlık ocağı, muhtarı, köy ihtiyar heyeti kadar, futbol takımı, köyün ileri gelenleri, yetişkinleri, gençleri, küçükleri, köyün ürün yelpazesi, lezzetleri ve diğer canlı hayatı, bir kültürün temsilcileri olarak” anılırlar..
İşte, yaşanılan bu çevrede, hem aileye, hem ait olduğumuz topluma, hem de diğer canlılara karşı, bir sorumluluğumuz var demektir..
Bu toplumun, “kültür temsilcilerinden başka temsilcileri de vardır”, şüphesiz..
O zaman, “bir fikrin mi, bir kültürün mü temsilcisini seçme konusunda”, ne yapmamız gerekir?
O toplum içinden çıkan, “öğretmen, mühendis, iş insanı, sanatkar, doktor, sporcu, bilim insanları kadar, siyasi kişiliklerde” vardır..
YEREL SEÇİM FIRSATI?
İşte, ”bu siyasi kişilikler” bizim için, çok hayati bir göreve talip olurlar..
Tam da “yerel seçimler “ öncesi, bu konuya işaret etmek istedim..
Bir kesimi, bir kültürü temsil edeceklerin seçimi, hayati önem, arz eder?
Neden mi?
Nedeni herkesçe bilinir, ama uygulamada maalesef, gereken yapılmaz?..
Bir kere, siyasi kişiliğin talip olduğu, kurum ve kuruluş için kendisinden istenilenleri, karşılıyor mu?
Yani, yeterliliği var mıdır?
Okur, yazarlığı nedir?
Bu görev için, yetkin midir?
Bu görevde adil, eşit, tarafsız olabilecek midir?
Çoğunluğun tasvip ettiği, kişilik midir?
“Milletin malanı kullanmada”, hassasiyet gösterebilecek midir?
KİMİ SEÇMELİYİZ?
Çalmayacak, çırpmayacak, milletin zenginliklerine, bir helal getirilmesine fırsat verme konusundaki, tavrı ne olacak?
Elbette soruları, daha da çağaltabiliriz..
Şimdi, “31 Mart 2024 Tarihi itibarı ile” ülke genelinde, seçime gidiyoruz..
Bu seçimlerde, “başta muhtar olmak üzere, belediye başkanlarını, belediye meclis üyelerini, il genel meclis üyelerini “ seçeceğiz..
Seçime giren siyasi partilerin, listelerinden olduğu gibi, seçimlere bağımsız olarak girecekleri, ne kadar tanıyoruz?
Bu kişilerin, “temsili yet, yöneticilik ve diğer meziyetler” konusunda, neleri biliyoruz?
ACELEYE GEREK YOK?
Yoksa, “muhterem, bizim partinin adayı” diyerek, oyları ona mı yönlendireceğiz?
Yoksa, “bu işin ehli, daha bilgili, tarafsızlığına, adaletine inandığımız bir başka aday mı”, tercihimiz olacak?
Yani, “önümüzde büyük sorumluluk isteyen”, bir sınav var..
Üstelik, ”bunun büyük bir vebali de olduğu”, bir kenara yazılmalı!?
Seçmen olarak ,sandık başına gittiğimiz de, hangi partiye, hangi parti adayına ve meclis üyelerine oyumuzu yönlendireceğimiz gibi, mahallemizde hangi muhtar adayına ve ekibine oy vereceğiz?
İyi düşünülmeli, seçilmeli ve vebal altına girilmemelidir?
Seçimlere, daha zaman var..
Öyleyse, “düşünme, inceleme, karar verme konusunda acele etmeye” gerek yok..
Bugüne kadar, sizlere, özellikle ülke genelinde öne çıkan adaylar yanında ;ilimiz, ilçemiz, mahallemiz(köyümüz) bağlamında adından söz ettiren aday ve adaylarını tanıtmaya büyük özen gösterdik..
Unutmayınız ki, kimse bulunmaz değildir!..
Bu topraklar, çok cömert!
YUSUF ALEMDAR ADI?
İşte, iktidar partisi(AK Parti), Sakarya Büyükşehir Belediyesi seçim çevresindeki aday adaylarından, Serdivan Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’ı aday olarak gösterdi..
“Biraz şok bir seçim oldu” diyenler oldu?
Başkan adayı Yusuf Alemdar, Ankara’ya çağrıldı, eller kaldırıldı ve parti birlikteliği içinde, “lidere itaat”, tam olarak sergilendi..
Buraya kadar adı, anketlerde, “hatta sızan listelerde geçen Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce’nin, son 24 Saat içinde adının listeden silinmesi, liste dışı kalması”, ne ile izah edile bilinir?
Burada, bir başka hususu da, göz ardı etmeyelim?..
KARAR NEDEN DEĞİŞTİRİLDİ?
Acaba, Başkan Ekrem Yüce adı gerçekten, “AK Parti içinde konuşulup, aday olarak” belirlenmiş miydi?
Yaşanılan süreç, “bir dezenformasyonu mu” içeriyordu?
Belirlenmişse, “neden 24 Saat kala, Ekrem Yüce adı çizildi ve yerine Yusuf Alemdar adı”, kamuoyu ile paylaşıldı?..
Bilgi kirliliği içinde, yazılanlara,
çizilenlere ne demeli?
Detaya girmek istemiyorum, ama bunlar, “elbette Sakarya gündemini meşgul edecek” konulardır..
Bize ise, “parti içi meseleleri deşmek” düşmez!..
Ama, “kararın gerekçesi de”, merak edilmiyor değil?
Her siyasi partinin, bir adayı olduğu gibi Yusuf Alemdar, AK Parti Sakarya Büyükşehir Belediye Başkan adayı ilan edilmiştir..
Kim, ne diyebilir?
Hayırlı ve uğurlu olsun!
Şüphesiz, diğer siyasi partilerin adaylarını da, öğrenme imkanı bulacağız..
Bunlar üzerine de konuşmalarımız, değerlendirmelerimiz olacak..
BİZE DÜŞEN GÖREV?
İşte, “burada bize düşen en büyük görev, bu ilçeyi, bu kenti, bu mahalleyi yönetecekleri titiz, bir şekilde inceleyerek, sorgulayarak, belirleyerek”, sandık başına gitmek olacaktır..
Burada, “asıl görev ve sorumluluk, seçenler olarak, bizde olduğu” unutulmamalıdır!.
Sırf, “salt particilik, adamcılık, bölgecilik ve hele, hem etni-site vurgularından kaçarak, hak edene, işin ehline oyumuzu kullanmamız, iyiyi seçmemiz, geleceğimiz, çevremiz, kültür değerlerimizin temsili yeti için de”, önemlidir..
FİKİR Mİ, KÜLTÜR MÜ?
Ha Yusuf, ha Hasan, ha Mehmet, ha Ayşe!..
Mesele, “bunlar arasından, kutuplaşmadan, yapılan algılardan, siyasi hesaplaşmalardan, bölgecilikten, mikro milliyetçilikten, senin partin, benim partim anlayışından kurtularak, sıyrılarak”, hak edeni seçebiliyor muyuz?
Bir fikre teslim olmak mı, bir kültürü temsil etmek mi?
İşte, asıl mesele bu?
Bir fikrin mi, bir kültürün mü temsilcilerini seçmeliyiz?
Lütfen, iyi düşününüz?
Yusuf Cinal yazıyor, 20 Ocak 2024