Sevgili okurlar,
Demokrasilerin gereği, “sandığın milletin önüne” getirilmesidir..
Ülkelere göre, “yerleşmiş bir demokratik temayülden”, söz edebiliriz..
Ancak, “yine ülkelere göre, demokratik haklarda, büyük bir geriye gidiş” gözlenmektedir!..
Gerçekten, ne oluyor?
Seçenlerin, seçtikleri siyasi liderler, partiler, “neden demokratik hakları, kendi lehlerine çevirmek için vargüçleri ile bu geriye gidişi” hızlandırmaktadırlar?..
Elbette, sorunun cevabını “yapay zeka” bile, cevaplayamayacak durumda?
Zira, ortada “o kadar yanlış, yalan ve algılara hizmet eden bilgiler var ki, yapay zeka, bunların hangisini alıp, size doğru bilgi ” diye sunsun?
Demek ki, neymiş?
-Yalan ve yanlış bilgi..
-Algılar ile halkı aldatmak..
Bunları, seçim meydanlarında yapanlar, hep kazanıyor mu?
Asla!
Bakınız, komşumuz Bulgaristan’da bile, kaç kere sandık, milletin önüne kondu..
Ya Almanya, ya Hollanda?
Onlarda da, aynı şey tekrarlanmadı mı?
Türkiye’de olup bitenler, hepimizin malum!
“Bizden sonrası kaos..
Biz gidersek, faturalarınızı PKK’lılar toplayacak?..
Bunlar, terör ile iltisaklı?..
Sizi gidi Kandil işbirlikçileri, sizi?
Türkiye ittifakı ile terör ile işbirliği yapmadılar mı?”
Daha neler, neler, maydanozlu köfteler!
Olsa da yesek, değil mi?
Bu pahalılıkta, neyin tadı kaçmadı ki, neyin?
Akıllanan var mı?
Yedirmeyiz ha?
“Çek bir İskender, yoğurtlu olsun” usta!
Lezzetini unuttuk da?
Yanından bile, geçilmiyor?
“Ülkenin, pahalılık ta dibe vurmasının hikayesi”, derin elbette!
Ülke içindeki dinamikleri harekete geçiren, “yapay olarak ta olsa, sandıkları patlatan bir zihniyet, yeni oyunlar” peşinde?
Oyunun adını, bilmeyen mi var?
Muhteremler, açıklamadı mı?
“Terörsüz Türkiye!”
Nereden, nereye ya?
Bu ” terörsöz Türkiye” söylemine, kim karşı ki?
Herkes, “kendini huzurda, güvende”, istemez mi?
Uzatmayalım, “bu minvalde, Türkiye’deki vatandaşlarımız gibi, Yurtdışında yaşayanlarımız da, bu seçim hilelerine, pardon mühendisliklerine alet” edilmedi mi?
Nasıl mı?
Almanya’da, Hollanda, Belçika ve Fransa’da “millet buluşmaları” adı altında yapılan toplantıları, hatırladınız mı?
Ne oldu?
“Bu değirmenin suyu” niye kesildi?
Hatta, “bu kervana katılıp, yurtdışında böyük toplantılar yapan ve kendini papa ile özleştirmeye çalışanları”, nereye koyacağız?
“Papa ile aynı kefeye konma” istemi?
Bunları da gördük, yaşadık ya?
Sonra?
“Şıp” diye kesildi, Avrupa salvoları?
İşe bakın?
Şimdi, “sırayı muhalefet” alıyor?
Brüksel’de, “Avrupalı Türklerin sosyal demokrat kesimi ile Türkiye’de siyasi iktidardan, pahalılıktan ve çeşitli nedenlerle rahatsız olanların buluşması”,
bakalım, neye, kime hizmet edecek?
12 Ekim 2025 Pazar günü, Belçika merkezli bir buluşmaya tanıklık edeceğiz..
CHP’nin genç, dinamik lideri Özgür Özel ve ekibi Brüksel’de seslenecekler..
Bu, ” 61. Alan buluşması ile Türkiye’de olup bitenleri”, Brüksel’de de sıralayacaklar..
Bu, “bir bakıma millete gitmek ama, keşke Türkiye’nin köklü siyasi partilerinden CHP, bunu diplomatik yollarla “yapabilseydi..
Demek ki, “bu noktada da bir eksiğimiz, söküğümüz olduğu, iktidar ile muhalefe arasında bir fark olmadığı” aşikar!..
Mevla’nın torunları, Brüksel’e gelmişken, Türk Mahallesine heykeli dikilen, Molla Nasrettin’e uğramayı ihmal etmezler inşallah?
“El elin eşeğini türkü çağıra çağıra arar!”(*)
Hoca’dan öğrenecekeleri, daha çok şey var da, ondan!
Hayırlısı, “bir yarın olsun” bakalım!
Yusuf Cinal yazıyor, 11 Ekim 2025
(*)“insan kendi sorunlarını ancak kendisi çözebilir, başkaları o sorunlarla ilgilenir görünse de yeterince ilgilenmezler” anlamında söylenir.
