Yusuf Cinal

Bizi asıl hasta ve deli eden?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sevgili okurlar,
Memleketin içinde bulunduğu “ekonomik krizi” görmek için, elbette “kahin” olmaya gerek yok!..
Şurada, memlekete geleli bir haftayı geçmedi..
Çarşıda, pazarda, kahvehanede, bakkalda, markette, otobüste, trende yansıyan manzaralar, ülkenin içinde bulunduğu durumu yüzünüze vuruyor!
Ülkenin krema kesimi, alış-verişlerini AVM’lerde yapıyor..
Bu kesimin, en büyük hastalığı marka ürünler, gösteriş, lüks yaşam ve ihtişamdan geçiyor..
Yukarıdaki dilim içinde gidip, gelenler, bu ballı-kaymak yaşam kesiti içinde, maalesef yer alamıyorlar!..
Ülkenin tepesinden, ”itibardan tasarruf edilmez” tavsiyesi çıkarsa, olacağı budur!
Cafcaflı arabalar, lüks restoranlar..
Ülke dışı geziler..
Gelsin ihaleler, kıymalı, peynirli börekler, suşiler…
Söz kesmeler, nişanlar, düğünler..
Plajlar, marinalar, tekneler, yatlar..

YİNE YEŞİLLENDİ FINDIK DALLARI!
Bizim Sakarya Gazetesi yazıyor..
“Yine yeşillendi fındık dalları..”
Fındık taban fiyatı, “Sakaya 54” plakası olmuş!
Vay be!
“Cevizin yaprağı dal arasında!
Güzel severler bağ arasında..”
Eskilerde kaldı bu türküler ama, ekosu ve kokusu bile güzel..
Bugünü görüp, eskiye sucu atanlara ne demeli?..
Uzatmayalım, önceki gün Sakarya Araştırma Hastanesi’ndeyim..
Brüksel’de yıllarca market işleten ablam Hatice Şimşek-Cinal’ın rahatsızlığı nedeni ile hastane yolundayım..
Bu yolu çok iyi bilenlerdenim..
Sakarya Devlet Hastanesi’nin Sakarya Araştırma Hastanesi’ne dönüşmesinden sonra, her izin mevsiminde bu ocağa mutlaka uğrarım..

FAKİR, FUKARANIN ADRESİ?
Burası fakirlerin uğrak yeridir..
Hastalıklarına çare aradıkları, derman merkezi!
Üstü, başı pek iç acıcı olmayan kadını, erkeği şifa aramak için koşuşturduğu adres..
Yani bildik adres!
Aralanan kapıların önü dopdolu..
Güvenlik güçleri, bir oraya, bir buraya koşuşturuyor..
Beri salondan, yüksek bir ses yankılanıyor!
Hoop herkes, o tarafa yöneliyor?
Ne oluyor ya?
Belli ki, bir sıra kavgası var!
Burası Sakarya Araştırma Hastanesi, Acil Servis platformu..
Bulduğu koltukta uyuyanlar, şekerleme yapanlar, getirdiği poşet(naylon torba) içinden çıkardığı ekmek ve zeytin ile açlıklarını yatıştırmaya çalışanlar!..
“Zeytin” deyip te geçmeyin?
“Ufacık, karaçık” ama, “fakirin üç öğün” yemeği!

KEŞANLI ALİ BİLE, HAVA ALIR?
Belinde, eşarbı bağlı bir kadın, değme delikanlılara taş çıkartırcasına nara atıyor..
Vallahi, ”Keşanlı Ali” bile yanında hava alır!
Haydaa, salon birden boşalıyor?
“Ne oluyor” diyenlerin, sesini duymayan yok?
Kimi, “deprem oluyor” korkusunda?
Kimisi ise, herkesin koştuğu yöne koşturuyor..
Biz de o yöne yöneliyoruz..
Yan binanın tepesinde genç bir adam?
Belli ki psikolojik sorunları var?..
İtfaiye, polis ekipleri ve vatandaşlar objektiflerini bu şahıs üzerine dikmiş..

BU EKSİK İDİ?
Belli ki bir “intihar” girişimi!..
Öğreniyorum ki, “30 Yaşında genç bir adam, ilaçlarını alamadığı için hastanenin çatısına” çıkmış?
Hemen tanı konuldu,” psikolojik” sorunları olan bir adam?
Adı sanı belli de, yazmaya gerek var mı?
“Psikolojik” sorunluların olduğu, hastane bahçesindeki manzara, hastane yöneticisi doktorun gözünden kaçmıyor..
Herkes, bir ağacın etrafında sanki tavafta!..
Her gelen, ağacın kaburgasındaki deliğe bakıp, tekrar sıraya giriyor..
Merak bu ya, yönetici doktor aşağıya inip sıraya giriyor, o da onlar gibi, ağacın deliğine bakmaktan kendini alamıyor..
Bu arada doktoru gören biri, “Hay yaşa be doktor, sende içimizden biri gibisin” demeyi ihmal etmiyor..
Fıkra bu ya, hastanenin çatısına çıkan genç adama hemen tanı konuldu..
“Psikolojik” sorunlu adam?

PSİKOLOJİ MESELESİ?
Bu memlekette, “psikolojisi” bozulmayan mı kaldı?
Sadece, “Sedat Peker’in açıklamaları” bile, insanı çileden çıkartmaya yetmez mi?
Ablam Hatice Şimşek –Cinal, müşahede odasına alınmış!..
Koridorda  Ağabeyim Mustafa Cinal, kız kardeşim Zeynep Cinal-Eser ve oğlu Kubilay Eser..
-Bir haber yok!
-Geldiği gibi yatıyor!
Telefonlar durmuyor!
Kardeşim Zeynep, gelen telefonlara cevap yetiştiriyor..
6 Saattir acil servisteyiz!..

BOLU DEDİLER?
Sonunda, hastamızın “yoğun bakım ünitesinde” yer olmadığı için, Bolu’ya sevki iletiliyor..
Yeğenim Brüksel’den gelmiş,” Dayı Bolu çok uzak, nasıl Bolu yollarına düşeriz! Annem çok hasta ölümcül, bu yolculuğa bile dayanamaz! Adamını bulmak lazımmış” diyerek, yardım istiyor?!..
“Sağlıkta çağ atladığımız günleri” yaşıyoruz ya?
Tepkiler, isyanlar ve sonra nasıl olmuşsa, yoğun bakım ünitesinde yer açılıyor..
Allah eksikliğini vermesin, kimseleri de muhtaç etmesin!
Devir bu, düzen bu!
Hakkını yemeyelim, görevlilerimiz, doktoru, asistanı, hemşerisi, güvenlik görevlisi, hizmetçisi, hademesi teyakkuz halinde çalışıyor..
Ama, ”şu stres, şu acili yet, şu hoşgörüsüzlük, şu tahammülsüzlük, şu sabırsızlık, şu bencillik” yok mu?
Bizi, ”asıl hasta ve deli” eden bu?
Bir bilseler?
Yusuf Cinal yazıyor, 3 Ağustos 2022 Adapazarı








Bizi asıl hasta ve deli eden?

Yorumlar kapalı.