Sevgili okurlar,
Bir “10 Oc ak Çalışan Gazeteciler Günü” daha geldi çattı..
1962 Yılından bu yana, “çalışan gazetecilere dikkat çekmek, onların sorunlarını irdelemek, meslek güçlüklerini gündeme taşımak ve en önemlisi gazeteci meslektaşlarımızı onurlandırmak, ödüllendirmek” adına kutlanan “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” dolayısıyla, hem yerelde, hem de genel mesajlar yayımlanmaya başlandı..
GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR?
Türkiye’de olduğu gibi, yurtdışında da örgütlenmeye giden meslektaşlarımızdan bir bölümü ile önceki gün Brüksel’de birlikte olduk..
2002 Yılından bu yana faaliyette olan “Avrupa Türk Gazeteciler Birliği(ATGB)”, Brüksel’de bir etkinlik düzenledi..
“Gazetecilik Suç Değildir” Teması altında Brüksel’in gözde mekanlmarından Avrupa Birliği Vadisi’nin, en önemli küçük meydanı “Schuman’da” gerçekleştirilen etkinliğe bizzat katıldım..
Etkinlik haberini de kendi haber sitelerimize taşıdık..
MESLEKTAŞLIK BU YA?
ATGB Başkanı Recai Aksu’yu, Avrupalı Türklere büyük hizmet veren Milliyet Gazetesi’nden tanırım..
Telefonda bir iki konuşmuşluğumuzun dışında, bir görüşmüşlüğümüz yok..
O yıllar Milliyet ve Hürriyet Simavi Ailesi’nin himayesindeydi..
Merhum Gazeteci büyüğümüz Çetin Emeç ve Gaziantep’in has, yiğit evladı merhum Şerif Sayın referansları ile 1993 Yılında Hürriyet Avrupa’da “haberci” kimliği ile çalışmaya başladık..
NE HABERLER,NE KOŞUŞTURMALAR?
Bu süreçte, birçok yerel, ulusal haberlere imza attık..
Derken gazete Doğan Medya’ya satıldı..
Yine zor şartlar altında göreve devam ettik!..
Ardından gazete çalışanları 2010 Yılından itibaren hepten tasfiye edildi!..
Gazete, yine el değiştirdi!?..
Bu defa gazete iş insanı Yıldırım Demirören’e(2018) satıldı..
Hikayeyi bilmeyen yok ya, geçelim!..
Birçok arkadaşımız bu süreçte işsiz kaldı!
“İşsizlik konusu” mahkemelere taşındı!..
Hoş olmayan durumlar yaşandı ve bugünlere geldik..
“Gazetecilik” mesleğine gönül verenler, Avrupa’nın çeşitli kentlerinde kendi basın yayın organlarının temelini attı..
Kimi, günlük, kimi haftalık, kimi aylık gazete çıkarmaya başlarken, kimileri de dijital gazetecilik alanında vatandaşımıza hizmet vermeye başladı..
GELECEĞİ ÖNGÜRMEK?
Biz, bu süreci öngördüğümüz için 1985 Yılından itibaren, kendi yerel gazetemizin hazırlıklarını sürdürdük..
Çark Europe ile yola çıktık..
Sonra Hasret, Gurbet gazetelerini ve ardından BelTürk, YeniHaber Belçika, BelgoTürk, BelHaber, BrükselTürk yazılı ve dijital gazeteleri ile yol aldık..
Yıllar akıp gitti..
“Brüksel’de de gazeteci olmak” varmış kaderde!?
Köroğlu’nun söylediği gibi “Tüfenk icat oldu, mertlik bozuldu, gayri kılıç kında paslanmalıdır” sözünde olduğu gibi “cep telefonları çıktı, dijital dünya keşfedildi, gazetecilik, matbaacılık” alanında da büyük değişimler oldu..
Bugün hala bu değişim sancıları büyük oranda yaşanıyor..
Bugünlerde öyle pahalı kameralar, fotoğraf makineleri, malzemeler almanıza gerek yok?
CEP TELEFONU?
Bir cep telefonu ile “canlı yayınların” yapıldığı bu günlerde, ara ki “çalışan gazeteci” bulasın!?
Yıllar sonra Avrupa Birliği Vadisi, Schuman meydanındayız..
Almanya’dan Recai Aksu ve yönetici arkadaşları gelmiş..
Brüksel’de, “mesleğe, meslek çalışanlarına ve Türkiye’deki gazetecilik ile ilgili son duruma” dikkat çekecekler ve “Gazetecilik Suç Değildir” diye haykıracaklar..
Karikatüristlerin çizdiği eserler ellerde, bir siyah çarşaf arkasında ATGB yöneticileri ve sonra etkinlik başlıyor..
Avrupa Birliği’nin camdan sarayları önünde, Schuman meydanında sadece biz Türkler yokuz!
İRANLI KOMŞULARIMIZ?
Az ötede İranlı komşularımızda, “ülkelerindeki acı durumu, Molla rejimini protesto ederek, idamların, kadına şiddetin, baskının kaldırılmasını” istiyorlar..
“Eldeki imkanlar, özgürlükler, zenginlikler kaybedilince, iş işten geçer ve kıymeti”, sonradan anlaşılır!
İranlıların yaptığı da bu, ruhsuz, sessiz duvarlardan medet ummak?!
Benim bildiğim bu kaçıncı gösteridir?
Avrupalılardan yardım istiyorlar?
BUNLARIN DURUMUNA DÜŞMEYİZ!
Yanımda bulunan arkadaşım yılların emekçisi, FC Marmaraspor, Belçika Atatürkçü Düşünce Derneği yönetici Mehmet Öztürk,
”Bunların durumuna inşallah düşmeyiz” diyerek, bu etkinliğe destek için geldiğini söyledi..
Ellerinde Şah Rıza Pehlevi’nin resmi olanlar, İran Bayrağı sallayanlar, bir yolunu bulup İran rejiminden kaçıp Belçika’ya gelen İranlılar, İranlı sembol kadın Amin’i ve idam edilenleri, protesto eylemlerinde olanlara destek için Brüksel’de hemen her gün bir etkinlik düzenliyorlar..
“Yani iş, işten geçtikten sonra, Brüksel’de toplanmak, slogan atmak, bayrak sallamak”, ne işe yarar ki?
“Karanlığı ıslak çalmak “ gibi işte!?
AĞIR KOŞULLAR?
Derken mikrofonu eline alan ATGB Başkanı Recai Aksu,” 20 yıllık AKP iktidarında her alanda ülke çökertilirken medyanın da kuşatılarak, iktidarın keyfi uygulamaları ve Sansür Yasası ile gazetecilerin ağır baskılarıyla karşılaştığı, iktidarın keyfi uygulamaları ve Sansür Yasası ile gazetecilerin ağır koşullarda mesleklerini sürdürmek zorunda bırakıldığı günlerden geçiyoruz.
Bunun yanı sıra iktidar, “kendinden olmayan” bütün medya kuruluşlarını da, RTÜK eliyle ekonomik olarak sıkıştırıyor. Akla hayale gelmeyen gerekçelerle, Tele 1, Halk TV, KRT, Fox gibi muhalif medya kuruluşlarına para cezaları yağdırıyor”diyerek,
Avrupa Türk Gazeteciler Birliği’nin, Türkiye’deki gazetecilerin yanında olduğu ve onlarla sonuna kadar dayanışacağı ve gazeteciliğin suç olmadığını vurguladı.
NE GÜNLERDİ, NE?
Brüksel’in bu ayazında, gazeteci arkadaşların yanı sıra sanatçıların, iş insanlarının, sivil örgüt temsilcilerinin katıldığı bu ortamda, yıllarca bu meydanda eller tetikte, fotoğraf makinelerimiz, diğer ekipmanlarımız ile koşuşturduğumuz günler aklıma geldi..
“Merhum Mehmet Ali Birand, Şerif Sayın, Sıtkı Uluç, mesleğin duayenlerinden Hüseyin Tanrıkulu, Muammer Elveren, Ahmet Sever, Hadi Uluengin, Nusret Özgül, Sebatay Varol, Sabih Akay, Emre Aygen, Tufan Ersin, Mehmet Özdemir ve diğer meslektaşlarımızla buluşup, yarıştığımız,s ohbet ettiğimiz, bir kahvenin kırk yıl hatırı olduğunu yaşattığımız, Uluslararası Basın Merkezi(İPC) önünde” hatıraların yaddetmek bana düştü..
BİZİMKİLER?
Bu manada, her yaz buluşup, hasretle ülke ve Sakarya sorunlarını irdelediğimiz, “değerli muhterem Hocam Abdullah Çelik, Sakarya’da gazeteciliğin yerleşmesine önderlik eden Hasan Uyar, Niyazı Güdüloğlu, Cezmi Hakman, Adnan Mersinlioğlu, İlhan Uygun, Zekia Erdal, Necdet Çardak ile meslekten kader arkadaşalrım Semih Köprülü, Hüseyin Komite, Necdet Güngörsün ve diğer güzel insanları da sevgi, saygı ile anıyor”, hayatını kaybedenlere rahmetler, hayatta olanlara sağlık ve afiyetler diliyorum..
“10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” kutlu olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 10 Ocak 2023 Brüksel
Yusuf Cinal
Diğer Yazıları
Yönetici
Yorumlar kapalı.