Sevgili okurlar,
Türkiye ile birçok ülkede, “futbolun sevdalılarının olduğunu” bilmeyenimiz mi var?
Aile içinden başlayarak, yakın çevreye sirayet eden ve ülkelerarası gündemin, en önemli maddelerinden birini teşkil eden,” futbol olgusu ile yatıp kalktığımız günler” unutulur mu?
Kimilerine göre İngilizlerin, kimilerine göre, eski Mısır’dan günümüze gelen,” bu futbol tutkusu” bitecek gibi değil..
Artık, “İngilizlere papuçu ters giydirecek, futbolda söz sahibi ülekelerin olduğu”, apaçık ortada!..
Dünyayı ayağa kaldıran, ünlü futbolcuların adları, hala ezbere bilinir..
“Brezilyalı Pele, Arjentinli Maradona gibi Türk futbolunun unutulmazları arasında yer alan Metin Oktay, Can Bartu, Lefter, Turgay, Tanju, Rıdvan, Hami, Ogün ve diğerlerinin adlarını”, futbol tutkunları, size bir çırpıda sayıverir..
SAKARYA’YI KONUŞTUK!
Türk futbolunun unutulmazları arasında yer alan,” eski Trabzon ve Fenerbahçeli Ogün Temizkanoğlu ile Brüksel’de yolumuz” kesişti..
Bizi buluşturan, elbette Futbol sevdasıydı!..
Fenerbahçe UEFA Avrupa Ligi Play-Off Turu’nda kendi sahasında 3-0 yendiği Anderlecht deplasmanı için, Ogün ve birçok gazeteci arkadaşımız ile Brüksel’de buluştuk.
Futbolun içinden gelenler ile olduğu kadar, futbolu takip eden gazetecilerin buluşması, elbette doğal değil midir?..
Sahalardan, “medyaya transfer olan ve TRT adına spor yorumları yapan Ogün Temizkanoğlu ile bir kahve içimi sohbet” ettik..
Söz dönüp dolaşıp “Sakarya’ya” geldi..
Ogün, “Fenerbahçe’nin Anderlecht maçını bırakıp, bana Sakaryaspor’u” sordu?..
“Futbolun içinde, futbolsuzluğu, beceriksizliği, uyanıklığı ve aldatmacaları” konuştuk..
Oysa, “Sakarya, futbolu ile Türkiye’de adını duyuran, önde gelen illerden” değil midir?
Öyle ya, nerede o eski günler?
NEREDE, O ÜNLÜ SPOR ADAMLARI?
Öyleyse, “yeşil-siyahlı kulübümüz Sakaryaspor’un durumu” nicedir?
Konuyu elbette, sevgili Spor sayfaları yöneticimiz Cavit Dereli ile spor yazarı arkadaşım Nazım Aktürk, eski Sakaryasporlu Mustafa Özbey’den, iyi bilecek değiliz ya?
Ogün ile “ayaküstü Sakaryaspor’u konuştuk” işte!
Sonra mı?
“Anderlehct-Fenerbahça maçını izlemek için”, yerlerimize çekildik..
Şöyle baktım da, “nerede o eski, spor yazarları, muhabirler”, nerede?
Hey gidi, günler, hey!
Bu tribünlerde buluştuğumuz, “zamanın ünlü spor adamları, yazarları Turgay Şeren, Sanlı Sarialioğlu, Yusuf Tunalıoğlu, Vedat Okyar ve diğer futbola gönül verenler, futbol ile yatıp kalkanlar”, nerede?
Hatarlamamak, olur mu?
“Berzah alemine yolcu ettiklerimize rahmet, hayatta olanlara sağlıklar ” dileriz!..
AVRUPALI TÜRKLER!
Uzatmayalım, Fenerbahçe Spor Kulübü, İstanbul’daki 3-0’ın avantajı ile Brüksel’e geldi..
Karşılamada, “taraftarı memnun edecek buluşmalar olmasa da, Fenerbahçe maçı için Avrupa’nın her köşesinden olduğu gibi, Türkiye’den den de gelenler” vardı..
“Güvenlik amacı ile bilet satışlarında, imtina” gösterildi..
Yire de, Anderlecht taraftarları arasına biletler satıldı!..
Nasıl satılmasın?
Artık,“Avrupalı Türkler” gerçeğini, kulakarkası edebilir misiniz?
Değilse, “sevdalı olduğu, renklerine bağlı ve tutkun olduğu futbol takımının maçını izlemek isteyenleri, bu haktan mahrum” edebilir misiniz?
Elbette, hayır!
Bir de, işin ticari yönü, es geçilir mi?
GOL SEVİNCİ?!
İşte, “maça damga vuran gelişmenin başLangıcı”, burada başlıyor..
Fenerbahçe’nin, daha 4.Dakikada bulduğu gole sevinen bir Fenerbahçeli taraftara, hemen oracıkta, saldırı başladı!?.
Ne olmuş, yani?
Tahammül gösterilse, ne olurdu ki?
Kıyamet mi, koptu?
Ah şu, fanatizm?!
Her yerda, dolu-dizgin!
Kafa, göz yarıldı..
Taraftar, önce dışarı çıkarıldı, sonra ise mahcubiyetten, Fenerbahçeli taraftarların arasına getirilip oturtuldu..
Maç mı?
İzleyenler, biliyor ya?
25 Dakika durdu!..
MAZERETE BAK?
Efendim “ırkçılık söylemi” mazeret gösterildi..
Fenerbahçe’nin oyunu, hızı kesildi, takım soğutuldu!..
Neyse ki, maç başladı ve 2-2’lik bir sonuç ile taraflar sahadan ayrıldı..
Çok şükür, korkulan olmadı!
Türkiye’de, “maçın hakemi” çok tartışılır ya?
Brüksel’de ise maçın hakemi,” İsviçre Futbol Federasyonu’ndan Sandro Scharer ve arkadaşları Stephane De Almeida, Jonas Erni ile üsabakanın 4. hakemi de Luca Cibelli, VAR hakemi Lukas ve AVAR’da ise Lionel Tschudi, kararları ile hedef tahtasına” oturtulmadılar..
Sadece, “maçı durdurmaları”, hoş olmadı?
“Küçük, sıradan bir olay için, maç mı durdurulur” diyenler, büyük çoğunluktaydı..
Diğer kesim ise, “karara bir anlam veremedi” zaten!
DERBİ MAÇI?
Anlatılacak çok şey var, ancak, “Fenerbahçe’nin önünde bir derbi maçı, rakip Galatasaray” var..
“Yerli ve milli vurguların çok yapıldığı Türkiye’de, bu derbi maçını, yabancı bir hakemin yöneteceğini Fenerbahçe’nin Portekizli Teknik Direktörü Jose Mourinho”, basından öğrendi..
“Hakemin kariyerini, üst düzey olup olmadığını, kararın gerçek mi, gerçek dışı mı olduğunu”, sorguladı Mourinho!..
Haksız, değildi ya?
MİLLİ VE YERLİ HAKEM?
Türkiye’de, “ne, şıppadak değişmiyor, kararlar” alınmıyor ki?
“Memnuniyeti inkar edilemez, ama yine de temkinliydi” Mourinho!
“Türkiye’de, bir derbi veya sıradan maçları yönetecek, adaletli hakem bulamıyorsak”, vay halimize?
Haydi, “futbol için aradığımız hakemi dışarıda” bulduk!..
Ya, “günlük, siyasi olaylar için kadı arayışımız, hak, hukuk, adalet vurgumuz” ne olacak?
Veya, “millik, yerlilik” söylemi, ne olacak?
Bilen varsa, beri gelsin!?
Yusuf Cinal yazıyor,22 Şubat 2025
