Sevgili okurlar,
Sakarya, bir üniversite kenti olarak ta bilinir..
Kıyısından, köşesinden bir çok alanda, bu kentin yaşamına dokunan hizmetler ile geleceğe öğrenci yetiştiren eğitim kurumlarımızı ne kadar önemsiyor, dikkate alıyoruz?
Mesela son günlerde, SAÜ’ye(Sakarya Üniversitesi) Diş Hekimliği Fakültesi bünyesinde neler olup bitiyor?
Bu Diş Hekimliği Dekanı Prof. Dr. Hakan Akın, niye istifa ederek, bir kenara çekildi ki?
Bu konuda, meslektaşlarımızın yazılarına da konu olan gelişmeleri yakından takip ettim..
Halkımıza hizmet eden bu kadar kurum, klinik varken, öğrenci yetiştiren, öğrenci laboratuvarı olan bir yerleşkeyi, “illa da halka açacağız. SGK ile ile işbirliği yapacağız” diyerek, bu alana çökülmesinin asıl nedeni nedir?
Yetişmiş, gelecek vaat eden ve dalında ciddi ve başarılı çalışmalara imza atan görevlilerimizi kirletmeden, zan altında bırakmadan gerçekleri paylaşmaktan neden kaçınırız ki?
BU KENTİN ÇOCUKLARI?
Ta Afyon’dan, Sakarya’ya bir atama yapmanın ne gereği vardı ki?
Afyon çok uzak değil mi?
Madem ki, bu alanda bir sorun var, o soruna yerelde, yani Sakarya’da çözüm bulmamız gerekmez mi?
Niye,” siyasi mülahazalarda ısrar” ediyoruz?
Bu kentin, “yetişmiş öz evlatları”, ne güne duruyor?
Kim olursa olsun, herkese saygımız var, elbette!
Bu kentin çocuklarına, neden öncelik vermiyoruz?
Alıp-vermediğimiz nedir?
Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü’nün, Diş Hekimliği Fakültesi’ndeki tasarrufu ne olmalıdır?
Bu fakülte öğrenci mi yetiştirecek?
Halkın ağız ve diş sağlığına mı hizmet edecek?
Kentte, bu kadar diş hekimi, diş kliniği ve resmi kurumlar varken, birilerinin keyfi için, bu güzelim eğitim alanını, oluşturulmuş laboratuvarı amacı dışına taşımak neyin nesidir?
Seçimler yaklaşırken, halka şirin mi görünmek isteniyor?
Böyle bir istek varsa, bunun başka yolları denenemez mi?
Ne oldu şimdi?
Bir yetişmiş, ümit vaat eden genci dışarı ettik, bir başka insanı ise, işin başına getirdik?
SİYASETİN EMRİ?
Daha doğrusu, “Sakarya Diş Hekimliği Fakülte Kliniği”, siyasetin emrine verilmedi mi?
Nereden bakarsanız, bakın “yanlış bir durum var” ortada?
Şimdi, buradaki değişikliği, ” bir başarı olarak, vatandaşımıza sunmanın” ne anlamı var?
Efendim, “bu değişim Sakarya’da ağız ve diş hastalıkları konusunda”, bir yükü hafifletecekmiş?
Hangi yükü hafiflettik de, “iş, ağız ve diş sağlığına” geldi?..
Efendim, “tek hastane” yetersizmiş?
Kapasitesini artır, yenisini yap?
Mevcut alanı da öğrenci yetiştirme amaçlı olarak kullanmaya devam et, ne zararı var?
Her şeye, “siyasi anlam yüklemekte, mazeret üretmekte, halkı yanıltmakta” üstümüze yok, vallahi?
Bugün aslında, Bizim Sakarya Gazetesi’nin hizmetlerinden söz etmek istiyordum..
BİZİM SAKARYA GAZETESİ FARKI?
Bizim Sakarya Gazetesi, 29 Eylül Perşembe günü, okurlarına “ İlk Yeşil OSB Sakarya’ya” başlığı ile çıktı..
Manşet haber altındaki detaylarda, bu yeni proje ile “100 Bin kişilik bir istihdam potansiyeli” yakalanacağı vurgulanıyor..
Yine Bizim Sakarya Gazetesi’nin birinci sayfasında;
-“Sürdürülebilinir kentsel hareketlilik çalışması,
-AKP ile CHP’’in gaf tartışması,
-Akyazı’da sağlık için yürüyüş,
-SAÜ’den iyi haber,
-Hayat kurtaran ziyaret,
-İYİ Parti Adapazarı eczacıları ziyaret etti,
-Türk-İş; Açlık sınırı 7, 245 Lira” haberi ile yazarımız Erol Afşar’ın “ Sabır, şükür, nereye kadar” yazısı ile benim naçizane “ Atatürk Bulvarı’ndayım” yazımın anonsları yer aldı..
SOSYAL, KÜLTÜREL OLGUYA HİZMET?
Bu kentin, “sosyal kültürel olgusuna hizmet” eden “Bizim Sakarya Gazetesi”, her güne damga vuran haberleri, bilimsel yazıları, sportif faaliyetlerle ilgili heyecanları ile yorum ve analizlere imza atan yazarlarıyla, sürekli istikrarlı bir medya yayınında, önde gelen kurum ve kuruluşlar arasında yer alıyor..
19 Yılı geride bırakan, yayın hayatı ile kente büyük hizmetlerde bulunan Bizim Sakarya Gazetesi Ailesi olarak, ” özellikle bu kente ait kitaplar hazırlamak, sosyal hayata dokunan çalışmalara öncülük etmek”, öyle kolay olmasa gerek?
Başta sevgili Adnan Yüksel büyüğümüz olmak üzere, diğer çalışanları ile “farklı bir misyon üstlenen ve bunu en iyi şekilde yapmaya çalışan Bizim Sakarya Gazetesi’ni, acaba ne kadar destekliyor, kültür hizmetine katkı” sunuyoruz?
Bu mesleğin içinden gelen biri olarak, şunu üzülerek ifade edelim ki, bu kentin resmi kurum ve kuruluşları yanında, özel girişimcileri, iş insanları, esnafı nerede?
KÜLTÜRE KATKI YAPANLAR?
Onlar içinde elbette “kültüre katkı yapanlar” kadar, işi umursamayan, kendi kasasına bakan, kendi cebini düşünen, egoizmin bataklığında, sözde zenginliğin keyfini çıkartanlara ne demeli?
Bunu görmek, anlamak için uzağa gitmeniz gerekmez?
Acaba, “kaç işyeri sahibi, kaç sivil örgüt temsilcisi, kaç fabrika sahibi günlük gazetelerden birini alıp, çalışanlarının hizmetine” sunuyor?
Bu kentin, bir bireyi olarak, her gün gazetelerimi alır, evime dönerim..
İnanın, “bu gazetelerde, istinasız, bir Sakaryalı iş adamının üretime dönük reklamlarına” tanıklık etmiyorum?
Acaba neden?
Gazetelerin tirajları mı az?
Bu gazetelerde, bu kente ait haberler mi yer almıyor?
Peki, yukarıdaki Bizim Sakarya Gazetesi’nin birinci sayfasındaki haberlere ne demeli?
CEP TELEFONLARI?
Bütün suçları cep telefonlarına mı atacağız?
Bilinmez mi, ” söz uçar, yazı kalır” diye klişeleşmiş bir sözümüz olduğu?
Peki sanal ortamda, haber ve yazılar ne kadar saklanabiliyor ki?
Evimizde, işyerimizde el altındaki bir gazetenin, kime ne zararı olur?
Bizim Sakarya gazetesi, “üstelik bir bardak çay parası” bile değil?
1,5 TL’ye her gün bir gazete almak, o kadar zor mu?
Ondan sonra bu gazetelere “belediye gazeteleri” yakıştırmasında bulunmak kime, ne fayda sağlar?..
Demek ki, “bu kentin gazetelerine belediyeler sahip” çıkıyor!..
Bunun küçümsenecek, ne yanı olabilir?
Eğer bu gazetelerde, enine, boyuna belediye çalışmaları, faaliyetleri yer alıyorsa, bunu takdir etmek, alkışlamak gerekmez mi?
KÜLTÜRE HİZMET?
Eğer, başta Sakarya Büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarımız, bu kentin gazetelerine sahip çıkıyorsa, “bu başkanların kültüre hizmetini, anlayışını” nereye koyacağız?
Bakınız, SATSO gibi büyük bir sivil kurumda seçimlere gidiliyor.
Yıl içinde, ”SATSO ile ilgili haberlere imza atan, bu kentin yerel gazetelerine”, bu kurumda yer alanların, “kurumsal desteği yerinde, bireysel desteğinden” söz edebilir miyiz?
Reklama ihtiyaçları yok, öyle mi?
Tanıtım ise, çağın gerisinde kaldı ha?
Sizde mi,” haberleri cepten” okuyorsunuz?
Biz ne ara, “cepten okuyan, cepten yiyen, kültürü ıskalayan” bir toplum olduk?..
Bu kafa ve anlayışla bu kenti kültür kenti yaparız değil mi?
Bizler, “Bizim Sakarya Gazetesi Ailesi” olarak, “bu kültür yolunda, yeniliklere, güzelliklere imza atmaya, insanımıza “merhaba” demeye” devam edeceğiz?
Ya siz?
Yusuf Cinal yazıyor, 30 Eylül 2022 Adapazarı
Yusuf Cinal
Diğer Yazıları
Yönetici
Yorumlar kapalı.