Sevgili okurlar,
Daha önceki yazılarımda da irdelediğim gibi, Sakarya’nın Kocaeli’ne bağlı bir ilçeden, “Sakarya” adı ile il olmasının üzerinden, tam 70 Yıl geçti..
Halen, “Adapazarı” olarak bilinen, “bu topraklardaki canlılık, hayat belirtileri, ticari anlayış, gelişmeye dönük hamleler”, İstanbul’un dibindeki bu kente, farklı bir ivme kazandırsa da, “Sakarya” adı ile yola devam edilmesinin gururu, geleceği, bizlere kazandırdıkları yadsınamaz bir gerçektir.
Evet, bu topraklar, ne başarı öykülerine sahne olmuştur, ne?
Ne, hüzünler yaşanmıştır, ne?
Ne, bütünleşmeler sergilenmiştir, ne?
Bu toprakların, Bizans’tan fethinden sonraki yaşam, bugüne geliş, ayrı bir yazı, ders ve tez konusudur..
Hele de, “İstiklal Mücadelesinde, bu toprakların öyküsü” anlatılmakla bitmez!
Tarım toplumundan, sanayi toplumuna atılan adımların, en belirgin olarak yaşandığı illerden biridir Sakarya..
Bir ülkenin var olma savaşında, Sakarya’da, hak ettiği yeri almıştır..
VATAN SAVUNMASI!
“Vatan savunmasında” Sakaryalılar, yani bu topraklarda yaşayanlar, silahları olmamasına rağmen, kazma ve küreklerle düşmana baş kaldırmış ve Sakarya’yı onlara mesken etmemiştir..
İşte bu yolda, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının yanı sıra, Ali Fuat Cebesoy, Hüseyin Özalp Paşa, Çerkez Ethem, İpsiz Recep, Molla Halit, Kazım Kaptan, Gavur Ali ile onların etrafından toplanan nice adsız kahramanın çabası, her şeye değer..
Evet, “Sakarya’nın da Kuvvayıcılarını” iyi öğrenmek, gelecek kuşaklara anlatmak” gerek..
Bu topraklarda, “bir çift öküzü, mandası, eşeği, atı, kağnı arabası, sapanı ile destan yazanların hikayesini bilmek, anlamak”, mecburiyetimiz vardır..
İstiklal Mücadelesine, sırf insan gücü ile destek veren Sakarya, aynı zamanda, bu mücadele kahramanlarına, vagonlar dolusu, buğday, patates ve diğer tahıl ürünleri göndererek, bir başka vefa örneğini sergilemiştir..
İşte, “bu topraklara yüzyıllarca sahip çıkan ve 107 Yıl bir başka başarı öyküsünün simgeleri olanları”, unutmamalıyız..
SATSO, SAKARYA DEMEKTİR!
Bugün kısa adı “SATSO” olan, ” Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası”, aynı zamanda, ülke bütünlüğü içinde, sivil inisiyatifin, ticaretin, birlik ve beraberliğin en güzel örneklerinden birini, hayata geçirmiştir.
“Bir ara Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası” olarak hizmet veren, bu önemli kurumun 107.Yılı ile ilgili haberleri, paylaşımları basından takip ettim.
Ülke gündemi ve Sakaryaspor’un, şampiyonluk maçı tartışmalarının gölgesinde kalan bu anlamlı günü, unutmak, irdelememek olur mu?
“Sakarya’yı, Sakarya yapan değerleri”, bu topraklarda yaşayanlarımızın bilme, öğrenme ve takibi etme gibi bir görevi olduğunu unutmamalıyız!
“Bu topraklarda hayat bulan ürünleri yetiştirenleri, onlara evlatları gibi bakanları, yetiştirip, pazara götürenleri, alın terlerinin hakkını alıp, evlerine ekmek götürenleri”, nasıl unuturuz?
Sadece Sakarya ekonomisine değil, ülke ekonomisine de büyük katma değer katanlarımızın başarı öyküleri “SATSO” adı ve bayrağı altında dillendiriliyor, dalgalandırılıyor..
SATSO, Sakarya demektir!
107 YIL GEÇTİ?
İşte bu kurumun Başkanı A. Akgün Altuğ’un gazetelere de yansıyan bir değerlendirmesini sizlerle paylaşmak isterim:
A. Akgün Altuğ; “107 yıl önce, Şumnulu Hacı Mehmed Hilmi Bey öncülüğünde, 13 Müteşebbisin kurduğu Odamız, ilk günden bu yana gelişen vizyonu ile bugün de ülkemizin ve bölgemizin ekonomik kalkınmasında öncü rol oynamaya devam ediyor.
Bu uzun yolculukta, güven, üretim odaklılık ve yenilikçilik ilkelerinden taviz vermeden ilerledik.
Şehrimizin sanayisine, ticaretine, kültürüne ve sosyal hayatına yaptığımız katkılarla, sadece ekonomik değil, aynı zamanda şehrimizdeki önemli konularda, toplumsal bir değer yaratmanın haklı gururunu yaşıyoruz.
BANKA KURANLAR?
Aynı, 13 Müteşebbisin, ülkemizin ilk özel bankası, “Adapazarı İslam Ticaret Bankası’nı” da kurması, Odamızı hem Sakarya, hem de ülkemiz için önemli bir yere koyuyor. Çünkü ekonomik olarak bağımsızlığın sağlanması, ülkemizin küllerinden doğması adına önemli bir mücadelenin ilk ayak adımlarından biri, İlimizde, bu banka ve Odamız ile atıldı” diyerek, önemli mesajlar verdi..
SATSO’YU ANLATSALAR?
Başta tarım olmak üzere, sanayileşme, ürün yelpazesindeki değişiklik, katma değeri yüksek ürünlere yönelme, Sakarya’nın lezzetlerinin gün ışığına çıkarılması, ürünlerinin pazarlanması ile ülke ve dünya pazarlarına sunulması hakkında, mesajlar veren SATSO Başkanı A. Akgün Altuğ ve arkadaşlarını, bugüne kadar, bu anlayışa hizmet edenleri tebrik etmek boynumuzun borcudur..
Gönül isterdi ki, “bu önemli gün ve yıldönümü nedeniyle SATSO, daha geniş manada, konferanslar, paneller, sunumlar, sergiler, toplantılar”, düzenleseydi..
“SATSO, Sakaryalılara, SATSO’yu anlatsaydı”, iyi olmaz mıydı?
Sakaryalılar, “en eski SATSO başkanlarını, üyelerini tanısa, kuruluş öykülerini öğrense”, ne güzel olurdu..
“AYAĞA KALK SAKARYA” PALAVRASI?
Siyasetin gölgesinde düzenlenen plaket törenlerinden öte, “bu kentin alın terini, emeğini, ürünlerini, buna katkı sunan insanlarını, evet elleri nasırlı insanlarını, genç nesillere tanıtsak, tanıtıbilsek” ne güzel olurdu!
“Başarıları, başarısızlıkları konuşsak”, kime, ne zararı olur ki?
Sakarya’ya gelip giden siyasilerden bıktık usandık!
Al siyaset, ver siyaset!?
Hele de, her defasında, “Ayağa kalk Sakarya” söylemleri?
Bir yerden başlamak gerekiyor, ama nereden?
“Eğitim” diyeceğim, ama orasını da, “yaz-boz tahtasına” çevirdik!
Dallandırmaya gerek yok!
Bu toprakların, destansı öyküsü unutulur mu?
SATSO’nun 107. Kuruluş yılı, başarılı, bereketli, sağlıklı güzel çalışmalara vesile olsun!
Tebrikler!
Yusuf Cinal yazıyor, 3 Haziran 2024