Yusuf Cinal

Cahilliğimize verin lütfen!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sevgili okurlar,
Dün sizlerle, özellikle “uyuşturucular uçurumu” konusunda gerçekleştirilen operasyonlara ilişkin görüşlerimi, düşüncelerimi paylaştım.
Yazımın başlangıcında, dikkat çektiğim bir başka operasyonda vardı..
Hatırlayalım mı?
-Diğeri de, “FETÖ Darbe Kalkışması “ sonrası, bu yapılanmanın “varolma mücadelesi” içinde “kara para transferi” ile diğer alanlardaki faaliyetlerine yönelik operasyonlar?..
Elbette “15 Temmuz Drabe Kalkışması” sonrası, hafife alınacak bir husus değildir?..
Darbeye kalkışanların, bu darbeye alet edilenlerin, hatta “Hoca Efendi” olarak tanımlandığı gibi  çağın “Mehdisi” olarak ta sunulan Fetullah Gülen’in “nerede, kimin emrinde olduğunu” bilmeyenimiz mi var?
Konuyla ilgili çok yazılıp, çizildiği için, çok detaya girmek istemiyorum!?..

SIZINTI DERGİSİ?
Bu hareketi, Sakarya Gazetesi’ni çıkardığımız dönemde “Sızıntı” dergileri ile takibe aldım..
“Görüşleri, düşünceleri, hareket tarzları, yayılmacılıkları, insanımıza sarkmaları, dini ve kültürü bu yolda kullanmaları ile bu  cemaatin nereden, nereye geldiğini, neleri kontrol ettiğini, devletin kılcal damarlarına olduğu kadar, ülkemin tüm şehirlerini kontrol altına aldıklarını” bilmeyenimiz mi var?
Üzülerek ifade edeyim ki, “bu cemaatin kirli ilişkileri, insanımız alet ettiği dalaveralar, emirvaki sözde hizmet odaklı yardım toplamalar, kurbanlık adı altında, iş adamlarımıza sarkmalar, gezi anlamında, genç işadamlarını etkilemeler..” unutulacak gibi değil..
Dedim ya, bu yapılanmayı, Sakarya’daki ilk örgütlenmelerinin ayak seslerinden biri olan “Sızıntı” dergisinden tanırım..
Daha sonra, neler mi oldu?
“Devasa gazeteleri, televizyonları, radyoları, okulları, dershaneleri ve buralarda görev yapan öğretmenleri, görevlileri, hocaları ve cemaatin etki ajanları, siyasi temsilcileri…”
Daha, neler,neler?

PİŞMANLIKLAR,ALDATILMIŞLIKLAR?
“15 Temmuz Darbe Kalkışması”
sonrası, AK Parti cenahındaki “pişmanlıkları, aldatılmışlıkları” hepimiz biliyoruz!..
Ama, “bir ülkede darbe yapmaya kalkan bir örgüt, bir yapılanma varsa”, o zaman devlet gereğini yapacak?
Devlet, durduk yerden ne yapabilir ki?
İşte, “seçimle, göreve getirdiğimiz, devleti yönetsinler dediklerimizi kastediyorum” tabii ki?
Geçtiğimiz günler, ülke genelinde İçişleri Bakanlığı talimatı ile gerçekleştirilen bir operasyon ile cemaatin yurtiçindeki üyelerine “para aktardıkları yolunda ihbarlar üzerine operasyonlar düzenlendiğini” öğrendik..
Bu operasyonlar, elbette Sakarya’da da sürdürüldü..
Türkiye,” uluslararası bağlamda, bir bilgi paylaşımı anlaşmasına imza atan ülkeler” arasında yer alıyor..

AMERİKA TAKİBİNDE?
Amerika, zaten para transferlerini mercek altına alarak, kontrol ediyor..
Birçok ülkede, bilhassa “terörün finans kaynağı olarak değerlendirdiği, bu kara para transferi konusuna” büyük önem veriyor..
Bilinen bir gerçektir ya?
Bir örgütün, bir şebekenin, bir yapılanmanın üyelerinin mağduriyeti söz konusu olduğunda, o yapılanma üyelerini unutmaz, korur ve yardımlaşma ağı kurar..
Demek ki, “15 Temmuz Darbe Kalkışması” sonrası, böyle bir ihbar, böyle bir duyum alındı ve operasyon düzenlendi..
Devletimiz, bu yönde her türlü hassasiyeti ivedilikle yerine getirecektir..
Bu konuda bir şüphemiz yok!

PKK TERÖR ÖRGÜTÜ?
Bunu PKK Terör örgütü, öteden beri yapıyordu..
Şimdi “bilgi paylaşımı” nedeni ile “para transferleri” başka mecralara, başka kanallara kaydırıldı..
Belçika, Almanya, Hollanda, Fransa ve diğer ülkelerde bu “para transferine” alet olan çok insanımız oldu..
Hatta, Avrupalı Türkleri iliğine kadar soyan “ çakma holdinglerin” çuval, çuval paraları uçaklarla bile taşıdıkları anlatılırdı..
“Bu yağmada, bu vurgunda, insanımızın alınteri” nasıl da çalındı!?
Daha sonra, devreye “deniz feneri” soygunu geldi!..
O günleri takip eden bir gazeteci olarak, “insanımızın iyi niyet, yardımsever duygularının nasıl  suistimal” edildiğini bilirim..
Hala bu soygunlar, “başka maskeler altında” devam ediyor!
Üzülmemek elde değil?

SAKARYA GİBİ BİR KENTTE?
Ancak, asıl üzülmemiz gereken konu, Sakarya gibi bir kentte,” bu siyasal, dini, mafya tipi yapılanmalar nasıl altyapı” bulur, örgütlenir?
Demek ki, insanımızın, bu manada bir zaafı var?
İncelenmesi gereken bir konudur?
FETÖ Yapılanmasından sonra, “bakınız etrafımızda bir yığın dini yapılanma, kültürel oluşumlar, ipi, bağı dışarıda olan, üstelik ciddi kurumsallışmış” örgütlenmeler var?..

ADAPAZARI TOZLU CAMİİ OLAYI?
Bunların bir kesimi, “alenen toplantılar düzenliyor, fikir ve görüşlerini paylaşıyor ve bazende bunlar sokağa” taşıyor!..
Bundan bir süre önce,”Suriyelilerin Tozlu Camii’ndeki buluşmasını” hatırlatmak isterim..
Bu bir tatbikat değilse, nedir?
Kısa zamanda, nasıl da Tozlu Camii etrafında toplandılar?
Bu bakımdan, “Sakarya’daki yabancıların nüfusu, nerelerde yaşadıkları, gelecekteki tehdit ve öngörüleri” iyi hesaplanmalıdır..

SAMSUN’DAN,HAVZA’YA?

Unutmayınız ki, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1919 Tarihinde Samsun’a çıktığı zaman, “yerel manada nüfus dengesine bakılmış ve oradan daha güvenli olduğu için Havza’da ikameti uygun” bulunmuştur!
“Güvenlik açısından, Sakarya’daki bu yabancı nüfusun varlığı iyi irdelenmeli”, ortaya konmalıdır!
Diğer bir husus ta, basına ve televizyonlara yansıyan “bir sokak zikiri”, Sakarya’yı takrar, ön plana çıkarmıştır?
Kapalı alanlar, mekanlar yerine sokağın tercih edilmesi çok manidardır?
Bu bir gövde gösterisi değilde, nedir?

NEREDEN CESARET ALIYORLAR?
“Biz varız, biz buradayız, artık kapalı alanlar bize dar geliyor” anlamında, “sokağa taşınan bu zikir gösterisi, Cumhuriyet’e, Atatürk Türkiyesi’ne bir kafa tutuş değil de” nedir?
Bu cesaret, nereden alınıyor dersiniz?
Belli ki,bir yerlerden büyük cesaret alan bu kesim, “artık sokaklarda, meydanlarda zikir çekmeye başlamışsa, kent içinde cübbe ve sarıkları ile dolaşmaya kadar işi getirmişseler, camiler kışla, minalere bu manada süngü olarak adediliyorsa”, vay halimize?

CAHİLLİĞİMİZE VERİN?
Bütün bu gelişmeleri ,elbette “hayra yoracaklar” vardır?
Kusura bakmasınlar, bizler bu işi “hayra yoracak” kadar bilgili kılınmadık!?
Cahilliğimize verin lütfen!
Sadece terör örgütlerinin inlerine girmek yetmez?
“Ülkemiz, geleceğimiz için tehdit olan bu gayri meşru yapılanmaların da inlerine girmek” gerekmez mi?
Bakalım,” bu sınamaların altından”, neler çıkacak?
Beklemeye değer doğrusu!
Yusuf Cinal yazıyor, 21 Ekim 2022 Brüksel


Cahilliğimize verin lütfen!

Yorumlar kapalı.