Sevgili okurlar,
Haftasonu sizlerle ”Türkiye Cumhuriyeti” devletinin “dışieşleri” yanı “hariciye” erbabından söz ettim..
Bir nevi ülkemizde “mülkiyeliler” diye de adlandırılan kesim içinde, öne çıkan çok “diplomatımız” var..
Mesala,”Belçika ile Türkiye” arasında, ilk temsilcimiz 1 Ocak 1849 Yılında “Belçika Büyükelçiliği” görevine atanan Kalimaki Bey’dir..
BELÇİKA’YI RESMEN TANIDIK!
Düşünebiliyormusunuz, Belçika 1820 Brüksel Devrimini takiben, 1831 Yılında resmen devletler sahnesine çıkıyor.
Osmanlı Devleti, “daha 1847 Tarihinde, sanırım 7.Ülke olarak Belçika’yı resmen” tanıyor..
Ve iki sene sonra ise, Brüksel’e büyükelçi görevlendiriliyor..
Belçika’nın, Türkiye ile ilişkileri bakımından, bu çok önemlidir..
Bugün için Belçika’da o tarihten, bu tarihe kadar, bir çok büyükelçi gelip, geçmiştir.(Bakınız Hakikatin Peşinde Bir Ömür, Sayfa 349,350)
Bugün çoğu hayatta değildir!..
Ülkesi, milleti için özverili, objektif, yansız, siyasallaşmadan, dosdoğru hizmet edenlere ne mutlu..
“Berzah alamine” ulaşanlara, Allah gani, gani rahmet eylesin, hayatta olanlara ise sağlık, güzellikler dileriz!
Sizlerle, son dönemin, yani tanıdığım, birlikte ülkemize hizmet ettiğimiz büyükelçilerin adlarını paylaştım..
TÜRKİYE İDEALİ?
“Türkiye” ideali için nerede olursa, olsun görev yapmak bizim için onurdur..
Biliriz ki, “vatan mevzubahis” ise, gerisi teferruattır!
Ülkemin, insanımın “gönüllü büyükelçisi” olarak, yaptığımız hizmetlerden, asla pişmanlık duymuyorum..
Brüksel gibi bir metropolde göreve devam!
“Siyasallaşmış”, olanları da, “ eleştirilerden payına düşeni” alamayanları da, bir gün görürüz elbette!?
Aha az kaldı?
Öyle, “Brüksel’de gazetecilik yapmak, bir sivil örgüt temsilcisi olarak boy göstermek, herkesin harcı” olmasa gerek?
TARİH YALAN SÖYLEMEZ?
Ama arşivler, tarih, belgeler yalan söylemez!
Bu bağlamda,” ne zılgıtlar, ne tehditler işittik”, ne?
Kimi “devlet ajanı, kimi inkarcı, kimi işbirlikçi” dedi!?
Kimi demediğini bırakmadı?
Biz buradayız!
Ya onlar?
Geldikleri gibi gittiler?
“Kimi, küçük gördü, aşağıladı, mesleğin mutfağından gelişimizi hazmedemedi, hakkımızda incelemeler yaptırdı, ama gerçekleri ters-yüz” edemediler!..
“Hakikatin peşinde bir ömür” tüketmeyi göze almıştık ya?
Brüksel sokaklarında, caddelerinde, o ruhsuz binaların duvarlarında sesimiz yankılandı..
Duyan, duyduğu, duymayanlara Türk’ün sesini hatırlattık!
Bildiğimiz yolda, hem ülkemize, hem insanımıza hizmette sınır tanımadık..
“Gün ola, harman ola” dedik, yılmadık, yorulmadık!
BİLGİLENDİRME, HABARDAR ETME GÖREVİ?
Gazeteler çıkardık, sanal gazeteler kurduk, haberlere imza attık , ölümsüz fotoğraflar için denklaşöre bastık, mikrofon tuttuk, vatandaşın gözü, kulağı sesi olduk!..
Kimsenin,”etki ajanı” olmadık!
Yaranmak için, “fotoğraf çektirmeye” gitmedik, “hoşgeldin” merasimlerine katılmadık!
İşimiz neyse onu yaptık, yapmaya devam ediyoruz!..
Ama,”birilerine yaranmak, aklımızın uçundan” bile geçmedi!
En “cesur manşetler”, bizim manşetlerdi..
En “korkusuz, doğru yorum ve analizler” bizim idi..
İnsanımız adına, memleket adına, gelecek adına, “hep bilgilenmeden, haberdar etmeden” yana olduk..
Gazetecilikten öte,” yol gösterici, kolaylaştırıcı, bir bilen olduk” bu yolda..
Bilmediğimiz konularda ahkam kesmedik!
“Üzerimize vazife olmayan konulara”, burnumuzu sokmadık!
SEN İYİLİK YAP?
Hani “iyilik yap deniz at” derler?
Hikaye bu ya?
“İyilik sever birisi”, deniz kenarına bir sepet ekmek getirmiş; doğrayıp, doğrayıp balıklara atarmış.
Bir gören.
“Ne yapıyorsun” diye sormuş?
O da:
“Balıklara ekmek atıyorum; bu derya kuzularının beli ki karnı açtır” demiş.
Adam şaşırmış..
“Balık iyilik bilir mi” diye sormuş?.
Adam, bir yandan ekmekleri denize ufalarken cevap vermiş:
“Sen iyilik yap, denize at, balık bilmezse Hâlık (yaratan) bilir” cevabım vermiş.
Uhtemizde, “hem gazetecilik mesleği, hem de Belçika Türk Spor Federasyonu başkanlığı” var..
27 YIL SONRA BÜYÜKELÇİ GÖRDÜLER?
Zamanın Büyükelçisi Güner Öztek’i, FC Anadol Tesisleri’nde oynanacak “Atatürk Kupası” maçlarına davet ettik..
Büyükelçi Güner Öztek, büyük bir nezaketle daveti kabul etti..
İnceletti, “tam 27 Yıldır, Limburg bölgesi yerleşim birimlerinden Heusden/Zolder, Beringen ve Houthalen’e, Genk’e, Hasselt’e bir büyükelçi” gitmemiş!?..
Cevap geçikmedi, “Yusuf Bey, kupa öncesi bu spor kulübünü ve vatandaşları ziyaret edebilir miyiz” dedi..
Büyük bir sevinçle “elbette büyükelçim” diyerek, zamanı belirleyerek, ziyaretten FC Anadol Spor Kulübü yöneticilerini haberdar ettik..
Spor kulübü yanında, Belçika’daki Türklerinin ilk camisi olan Selimiye Cami cemaati ile yöredeki Türk dernekleri de bilgilendirildi..
Büyükelçi Güner Öztek, beraberinde Anvers Başkonsolosu Taylan İzmirli olduğu halde, FC Anadol Spor Kulübünü ziyaret etti.
O yıllar, Türklere ait böyle bir tesis olmadığı gibi,” düğün, nişan, kına yapacak, hatta toplanılacak” bir alanda yoktu..
1968 Yılında kurulan ve forma rengi “kırmızı beyaz olan FC Anadol Spor Kulübü çatısı altında” toplandık..(FC Anadol Spor kulübü hala mücadeleye devam ediyor)
TESİSLERDE KARŞILAMA?
Yöneticileri Büyükelçi Güner Öztek ile tanıştırdık..
Büyükelçi, “salonda bir Türk, bir Belçika Bayrağı yanında Atatürk’ün bir dev resmini, Türk Gençliğe hitabesini ve İstiklal Marşı’nın asılı olduğunu görünce”, çok duygulandı..
“Biz bugüne kadar, bu spor gençliğini, bu futbol severleri niye ihmal ettkik”demeden kendini alamadı!..
Bu ziyaretten sonra Büyükelçi Güner Öztek, Atatürk Kupası final maçına geldi..Maçın başlama vuruşunu yaptı.. Takımları, başkan ve yöneticileri, oyuncuları kendisine tanıttık..
Finalde, “FC Türkiyemspor ile FC Marmaraspor” karşı karşıya idi..
FC TÜRKİYEMSPOR’DAN YANA OLDU?
“Kırmızı-Beyaz” renkteki formaları ile FC Türkiyemspor Kulübü ile “sarı-kırmızı formaları” ile FC Marsaraspor futbolcularına baktı..FC Marmaraspor’da Türk çocukları çok azdı.. Bu nedenle, maç öncesi ” kırmızı –beyazlı FC Türkiyemspor’u tuttuğunu” çekinmeden söyledi..
Gülüştük ve maçı FC Türkiyemspor 2-1 kazandı..
Kupayı büyük bir coşku ile FC Türkiyemspor Başkanı Mahmut Korkmazer ve futbolculara verdi ve gençleri tebrik etti..
O yıllar, forma bile almakta güçlük çeken, amatör ve gayrifedere liglerde mücadele eden çok spor kulübümüz vardı..
Bu spor kulüplerinden, Türkiye’dekilerin çoğunun haberi bile yoktu!..
“Belçika Türk Spor Federasyonu”(Bugünkü BTSF oluşumu ile bir alakası yok) adına, Türkiye’den bir miktar para yardımı çıkarttı..
Yönetici arkadaşlarım Enver Arslan, Ramazan Seçken, Kahraman Malkoç ve diğerler yöneticiler ile bu parayı mağduriyet içinde olan spor kulüplerimize, eşit dağıttık..
Elbette Büyükelçi Güner Öztek ile ilgili anlatacaklarımız, o kadar çok ki?
ZOR YILLAR İDİ?
Zamanında,” terör örgütleri PKK ve DHKP-Ci ile Türkiye karşıtı Ermeniler, diğer gruplar, hergün büyükelçilik önüne gelip, gösteriyor yapıyor, camları kırıp” gidiyorlardı!..
Gerçekten, zor günler idi..
Bu durumlar, herkesin başlıca üzüntü kaynağıydı..
Büyükelçi Güner Öztek, Türk dernek ve federasyon başkanları ile bir toplantı yaptı..
O Toplantı da ”Büyükelçim..Bu grup ve kümeler, bu teröristler gelip, büyükelçilik önünde ülkemize, insanımıza hakaret ettiği gibi camı çerçeveyi indiriyorlar..Bunlara fırsat vermeyelim” diye bir öneri getirdim..
GENİŞ İŞBİRLİĞİ?
Şaşkınlık içinde dinledi, “aman benim haberim olmasın” diyerek, topu bize attı ama, fikri de pek akıllıca buldu..
“Belçika Türk Federasyonu öncülüğünde, Belçika Türk Federasyon, Belçika Atatürkçü Düşünce Derneği ve Diyanet Vakfı, Belçika Türk İşçileri, Kültür Dernekleri Federasyonu işbirliğinde, her eylem öncesi büyükelçilik önündeki alanı gençlerle” doldurduk..
Ellerinde Türk Bayrakları olan gençler, “Türkiye, Türkiye, en büyük Türkiye..” sloganları ile eyleme geleceklerin karşısına dikildi..
KARŞI DURUŞUMUZ?
Vatandaşların desteği ile bu iş mükemmel sonuç verdi..
Belçikalılar da, bu işe şaşırmışlardı..
Zira iki grubun karşılaşmasından doğacaklar, onlarında işine gelmiyordu..
Sonra, “bu karşı duruşumuz” sonuç verdi ve bir daha Türk Büyükelçilik binasının camı, çercevesi, teröristlerce, Türkiye karşıtlarınca indirilmedi, tekmelenmedi..
“Brüksel’de öyle resepsiyon veren ve kendi yandaşlarını davet edip, milletin asıl temsilcilerini görmezden gelip, tebrikleri kabul eden büyükelçilerden maada, ülkesi için gerekeni yapan büyükelçileri de görmenin mutluluğunu, bahtiyarlığını” yaşadık..
Şimdi top, yeni Büyükelçi Bekir Uysal’da..
Onu, Brüksel’de zor bir görev bekliyor..
TÜRKİYE’Yİ VE TÜRK MİLLETİ’Nİ TEMSİL?
İşte Türkiye, teröre karşı, geniş kapsamlı bir askeri operasyon başlattı..”Bunun gerekçelerini, hedefini, kime, kimlere karşı olduğunu, Batı’ya, Avrupa Birliği ve diğer yetkililerle ile kamuoyuna” elbette anlatacak..
Basında çıkan yazılara, anında cevaplar yetiştirecek..Bunu yaparken, Belçika’da, Avrupa’da yaşayan Türkleri de arkasına alırsa, ne ala?
MİLLETİN DİPLOMATLARI?
Devletin, milletin büyükelçilerinden bunlar bekleniyor..
Biz, Brüksel’de ve diğer ülkelerde “siyasallaşmış, bir partiye, bir kesime hizmet eden büyükelçiler” görmek istemiyoruz!
Öyle vatandaşına, “büyükelçilik, başkonsolosluk kapılarını kapatanları” ise, hiç istemiyoruz!
“Devletin, milletin büyükelçilerini”, görev başında görmek, en büyük dileğimiz!
Ülkenin, milletin, “böyle büyükelçi ve konsoloslara, diplomatlara ihtiyacı” var!
Yazmaya devam edeceğiz..
Yusuf Cinal yazıyor, 21 Kasım 2022 Brüksel
Yusuf Cinal
Diğer Yazıları
Yönetici
Yorumlar kapalı.