Yusuf Cinal
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. “Güvensizlik” dizboyu!

“Güvensizlik” dizboyu!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sevgili okurlar,
Beğenirsiniz, beğenmezsiniz ana muhalefe partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eylemleri, ortaya koyduğu, gündeme taşıdığı ve bizzat seslendirdiği konular, çok, ama çok önemli?..
Neden mi?
Nedeni ortaya konan açıklamalarda ve eylemlerde..
Ama, anlayan kim, bunların ne kadarını değerlendirebiliyoruz?
Bir kere, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “demokrasi vurgusu, adalet arayışları ve ülkenin içinde bulunduğu gelecek kaygısı, endişesi ile tek, tek ortaya koyduğu sergilediği, seslendirdiği konulara” bakmak gerek!..

ATEŞ OLMAYAN YERDEN DUMAN TÜTER Mİ?
Hani,”ateş olmayan yerden duman tüter mi”, tecrübe ve deneyimini bilmeyenimiz yoktur..
Kılıçdaroğlu, Ankara’dan ta, İstanbul’a kadar, ayakları şişene, bitkin düşene kadar yürüdü..
Onunla birlikte bu yolu yüreyenler de oldu..
O yola “taş koyanlar”, afaedersiniz ama “bok dökenler”, bu “işi hafife” alanlarda oldu?
Tarih onları nasıl yazar bilemem, ama bildiğimiz bir şey var, o da Kılıçdaroğlu hakkında estirilen “algı operasyonunun” devam ettiği ve bu yönde kitlelerin etkilendiğidir..
Brüksel’de Türklerin yoğun olduğu bir semtte, bir Türk kahvehanesi önünde, arkadaşlar ile sohbetteyiz..
Brüksel’de baharın müjdecisi güneş tepemizde, sıcaklık 20 Derecenin üzerinde, çaylarımızı yudumluyoruz..
Elbette “Türkiye” konuşulmadan geçilir mi?
Kimi Eskişehir, kimi Afyon, kimi Konya ve kimi de Iğdır kökenli vatandaşlarımız ile koyu bir “vatan kurtarma” sohbetindeyiz..
Türkiye’ye toz kondurmayanlar, öve, öve bitiremeyenlere karşı, Türkiye’de hayat pahalılığının, insanları nasıl etkilediği anlatılırken, bir kesim de “Türkiye ile Almanya, Belçika karşılaştırmalarının” yapılmasına içerleyerek, aradaki farka dikkat çekiyorlar..
Iğdırlı olduğunu öğrendiğimiz bir genç kardeşimiz, konuyu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na getirdi..
O bildik karalamalar, eleştirileri sıraladı..

BAK KARDEŞİM!
Bir başkası, gülümseyerek, “ Bak kardeşim, yaşın çok genç, cep telefonunda var..Belki burada doğup, büyüdüğün için de otomobilin, hatta bir evin de vardır..Hatta, okula gitmişsen diploman, bu yaşta bir, iki, üç dilde biliyorsundur..
Bunlar Belçika’da yaşadığın için senin kazanımlarındır..
Acaba, ‘Türkiye’de senin yaşında olan birinin, bu imkanları var mıdır’ diye hiç düşündün mü?
Senin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında söylenenleri, bizler daha önce merhum İsmet İnönü(Paşa), merhum Bülent Ecevit ve eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve nihayet Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, hep işite geldik!..
Bu estirilen karalama, yaratılan algılar doğruyu yansıtmıyor!.
Brüksel’de yaşayan bir Türk genç olarak, araştırsan, incelesen, gerçekler ile yüzleşsen, öğrenme zahmetine katlansan, ne kaybedersin ki?
Bu senin kullandığın kelimeleri, kullananlar çok!..
Bunları Deniz Baykal içinde, aynı senin kullandığın ifade ile kullananlar, Deniz Baykal’a,  ve diğerlerine ne kadar haksızlık yaptılar!
Sen Brüksel’de yaşayan bir Türk genci olarak, bunu Kılıçdaroğlu’na yapma!

OKU, ÖĞREN?
Hatta, sadece Kılıçdaroğlu’nu değil, diğer siyasi liderleri, kişilikleri de öğrensen iyi olur..
Mesela, Belçika Başbakanı Kim?
Hükümette kaç parti var?
Belçika Kral ve Kraliçesinin adını biliyormusun?
Belçika kaç siyasi, kaç kültür bölgesine ayrılıyor..Belçika’da ayakta durmaya bak”
diye devam etti?!..
Bu diyaloğa, benim gibi kulak kabartanlar vardı..
Çaylarımızı içtik ama, bu yaşta şahit olduklarımız unutulacak gibi değildi!..
Yaşadığı ülke ile ilgili sıfır bilgisi olan bir Türk genci, kafayı Türkiye’de neden bir muhalefet partisine takmıştı ki?
Neden iktidar değil de, ana muhalefet partisi hedefindeydi?
Bir arkadaşım, bu diyalog ile ilgili görüşlerimi sordu..
O’na,”Çok normal!..Bu genç kardeşimizin yaşadığı ortam belli..Aile ve çevresi ile birlikte gittiği  alanlarda ATV, A Haber, AKİT TV ve TGRT izleniyorsa, söylenecek ne ola ki” dedim?
Maalesef, bu çatlak sesleri, Türkiye dönüşlerinde mikrofon tutulanlarda söyleyenlerde var!..

MALZEME BU!?

İnsanımız ve malzeme bu!
Kültür seviyesi belli!
“Kendini geliştiremeyenlerin söylediklerine bakmamak gerek diyeceğim, ama bunlar seçimlerde oy kullanıylorlar
diye de düşünmedim değil..
İşte bunlardan biri, ta Belçika’dan gidip, bir cenaze töreninde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun önüne “kurşun” atarak, bir başka mesaj vermedi mi?
Almanya ve diğer ülkelerde, “Osmanlı Ocakları” gibi oluşumlar içinde, bu gençleri toplayıp, farklı bir şekilde eğitenlere tanıklık etmedik mi?

SADAT NE İŞ?
İşte, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme taşıdığı ve önüne giderek tarihi bir mesaj verdiği, “SADAT” hakkındaki kaygılara anlamak gerek!..
SADAT Kapısına giderek, anlamlı bir mesaj veren Kılıçdaroğlu, daha öncede bazı resmi kurum ve kuruluşların önüne gitti ve anlamlı mesajlar vererek, bu kurum ve kuruluşların içler acısı durumunu gözler önüne serildi..
Bu kurumlar, kuruluşlar kimsenin babasının çiftliği değildir!..
Bu kurum ve kuruluşlar hiçbir siyasi partinin tekelinde de değildir!..
Ne gizleniyor, ne saklanıyor ki, bu kapılar, bu aziz milletin siyasi temsilcilerine açılmıyor, açılamıyor?
Nedendir?
Randevu mu almak gerek?
Bu nasıl uygulama?
Bakınız “SADAT” ile ilgili yazılanlara?
SADAT; Askeri ve “iç güvenlik” yani “terörle mücadele” alanında danışmanlık ve eğitim hizmeti veren bu organizasyon. Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi ve arkadaşlarıtarafından kuruldu. Türkiye’de uluslararası savunma alanında danışmanlık ve askeri eğitim veren ilk şirket olduğu belirtilen SADAT’ın açılımı; “Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş” anlamı taşıyor.

VAY, VAY, VAY!
Askeri ve güvenlik alanında pek çok eğitimi veren şirketin, kursları arasında; “Gayri Nizamı Harp” ve “Keskin Nişancılık” gibi başlıklar da dikkat çekiyor. “Kara Harekatı”, “Keskin Nişancılık”, “Koruma”, “Tahrip”, “Gayri Nizami Harp”, “İleri Tek Er Muharebe”, “Topçu ve Havan İleri Gözetleyicilik”, “Tank / Zırhlı Araç Avcılığı” gibi kurs eğitim paketleri bulunuyor.
Oh, ne ala memleket!?
Ortada böyle bir organizasyon var mı, var?
Bu, muhalif kanadı, sağduyu sahibi vatandaşları endişelendirmez, kaygılandırmaz mı?
Ülkenin Ordusu yok mu?
Var!
Ülnenin Jandaması yok mu?
Var!
Ülkenin Emniyet Teşkilatı yok mu?
Var!

NİYE GEREK DUYULDU Kİ?

Peki bi SADAT’a ne oluyor?
Bu tip yapılanmaların Amerika ve Rusya’da olduğunu bilmeyinimiz mi var?
Onlar ama, ülke rejimini değiştirmek için kafa yormuyor, plan yapmıyor!
Ne iş gördüklerini, şu sıcak savaş ve terör bölgelerindeki ayak izlerinden anlamıyor, görmüyormuyuz?
Seçimlere şurada az bir zaman kala, “siyasi iktidarın ayak oyunları, kural değişimleri” karşısında, her kesimin “güvensizlik” içinde olduğu aşikar değil mi?
Bu yapılanma içinde, bir Sakaryalı üst düzey yöneticisinin olduğu ise, acı bir gerçektir!?..
Hedefi, Türkiye’de rejimi değiştirmek, şeri bir düzen kurmak olan SADAT’ın tüm faaliyetleri derhal durdurulmalı, kurucuları hakkında yasal işleme başvurulmalıdır..
Bunu yapmadığınız zaman, yarın başkaları da “MADAT’ı” kurar, işin içinden bir türlü çıkamayız!
Bu kadar göçmenin akın ettiği bir dönemde, Ülkemiz için “gelecek kaygısı” içinde olanları, lütfen iyi anlayalım, onlara hak verelim!
Yoksa, “yarın olacaklar” herkesin canını bir şekilde yakar!
Yusuf Cinal yazıyor, 17 Mayıs 2022 Brüksel


“Güvensizlik” dizboyu!
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.