Sevgili okurlar,
Öncelikle, “mübarek Ramazan Bayramınızı, en kalbi duygularım ile kutlar, sağlık, mutluluk ve güzellikler” dilerim..
Bir dini bayrama daha erişmenin mutluluğu içinde, neler yazabiliriz, neler söyleyebiliriz, neler paylaşabiliriz?..
Öyle ya, “bayram gelmiş neyime, kan damlar yüreğime” diye, “yürek yangınlarını, kalp acılarını, yalnızlıklarını..” dile getirenleri nasıl umursarız?
Öte yanda, “bayram sevinci içinde, aile büyüklerine koşan yüreklerin güzelliğini, coşkusunu, birlik ve beraberliğini, sevgi ve saygı bağlamında kucaklaşmasının fotoğraflarını çekmek” kim istemez?
Öpülesi ellere sarılmak, doya, doya kucaklamak, koklamak, öpmek, ne güzeldir bayramlarda!..
NE OLURSAN OL, GEL?
“Bir küçük bayram şekeri tadında, harçlıkları cebe indirmek, sonra çocukçu duygular ile koşmak, günün güzelliğini yaşamak..”, inşallah çocuklarımıza nasip olur..
İnşallah, “tüm çocuklarımız, böyle iri, diri, bir ve kin ile öfkelenmemiş bir Türkiye’ye” uyanırlar!..
Kutuplaştırmadan arındırılmış,
Ötekileştirmeden uzak,
Dışlanmamış,
Ayrıştırılmamış,
Kini ve öfkeyi terk etmiş,
Yaratılmışı, yaratandan ötürü seven,
Kardeşlikte, sınır tanımayan,
Bir kuru ekmeği bile, paylaşan,
Cömertlikte, sınır tanımayan,
Kendi ile barışık,
Yunusça seven, sevilen,
Mevla’na gibi, “ne olursan, ol gel” diyen,
Hz. Ömer’in, adaletinde buluşan,
“Eline, diline, beline” sahip olan,
Vatanını, bayrağını, toprağını, insanını seven,
Karınca misali gelecek için birliktelik eden, çalışan,
Adalet dağıtan, eşitlikte ısrar eden bir kültürün temsilcileri olarak, nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi bilmek, öğrenmek boynumuzun borcudur..
DOKTORLARIMIZ?
Üzülerek, ifade edelim ki, “insanımızın yüzde 99’nun Müslüman olduğunu, göğsümüzü gere, gere söylediğimiz bu topraklarda, hala terör rüzgarları, ayrılık, gayrılık, kin, öfke, sen, ben rüzgarları estiriliyorsa, bir yerlerde değil, bin yerde sorunumuz” vardır..
Peki, “bu sorunlara kim, kimler çare” olacak?
“Doktorlarımızın görevi, hastaları iyileştirmek, onların yaralarını sarmak, hayata döndürmek” değil mi?
ÖĞRETMENLERİMİZ, BİLİM İNSANLARI?
“Öğretmenlerimiz, bu aziz ve yüce milletin çocuklarına, tarihin derinliklerinden gelen kültür değerlerimizi öğretmek, onları bilgili kılarak, geleceğe hazırlamak” değil midir?
“Bilim insanlarımız, çağın teknolojik gelişmelerini irdeleyerek, ülkemizin ilerlemesine, insanımızın mutluluk ve refahına katkı sunacak buluşlara imza atması” beklenmez mi?
SİYASİLERİMİZ?
Ya, siyasilerimiz?
“Onlar da üzerlerine vazife olan, ülkeyi yönetmek konusunda, teslim aldıkları emanete, bir helal getirmeden, görev ifa etmek, insanımıza, adil, eşit, hak, hukuk temeline hizmet sunması..” değil midir?
DİN ADAMLARI?
Ya din adamları?
“İyi ve güzel ötesinde, kardeşlik duygularının pekişmesine katkı sunmak, insani değerleri hatırlatmak, sevgi ve saygıyı aşılamak, yalandan, talandan insanımızı men etmek, korkutmamak, güzel ahlakı öğütlemek” değil midir?
Öyleyse, bu hal ve gidişin sorumlusu kim ve kimlerdir?
Niye böylesine ayrıştırıldık ki?
Neyi, pay edemiyoruz?
Hepimiz kardeş değil miyiz?
BAYRAMLARDA?
“Bu kem nazarla bakışlar, parmak sallamalar, kafa atışlar, ezip geçmeye yeltenmeler, kafa, göz yarmalar, yumruk sallamalar, beğenmemeler, kibir içinde küçümsemeler, bu hanı yağmalar, talanlar, yalanlar, aldatmalar, mal kaçırmalar, kul hakkı yemeler..” nedir, Allah aşkına!?
Lütfen, itidal!
Lütfen, sağduyu?
Lütfen, empati?
(Sana yapılmamasını istemediğini başkalarına yapmamak?
Gelin, “bayramlarda olsa da bir tövbede” buluşalım!
Bunu gerçekleştirmek için bile, çok sebebimiz var!..
Hiç değilse, bayramlarda bunu başaralım?
Ne dersiniz?
HAYRA ALAMET DEĞİL?
Bu güzel vatan topraklarında, bin bir çiçekler açarken, “bizim hala kin ve öfkede ayak diretmemiz, ayrılıktan medet ummamız, kul hakkı yemekte, bir beis görmemiz, iyi ve güzeli ayrıttan yoksunluğumuz, haklının hakkını teslim edememiz, yangına körükle gitmemiz, kaynatılan fitne fesat kazanı altında odun atmamız, yalanı, talanı şiar edinmemiz..” hayra alamet değildir!?
Gelin, “bayramları fırsat bilerek, bu kötü döngüyü, hep beraber” tersine çevirelim!..
Yaşarken bile, “cennete yaşamın hazzını, tadını, güzelliğini..” birlikte çıkaralım!
Tekrar, Bayramınız sağlıklı güzelliklere, vesile olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 10 Nisan 2024