Sevgili okurlar,
Son yazımda yine “Bir başkadır bizim memleket” diyerek, görüş ve düşüncelerimi paylaştım..
Gerçekten bir başkadır bizim oralar?
Havası, suyu, dağları, dereleri, gölleri, denizi ile Sakarya, ünlü seyyah Evliya Çelebi’nin dediği gibi “bir yeşil cennet” elbette!
“Bu yıl Sakarya’da çok kaldınız” diyen dostlarım oldu!
Haklılar!
Belçika’da yaşayan kızlarım, torunlarım ve damatlarım ile diğer sevdiklerimden bu kadar uzun bir ayrılığımız olmamıştı!
Ailenin en küçüğü Elif’imizden ayrılmak ta zordu!
Ama,memlekette bizi bekleyen sevdiklerimiz de vardı..
Onlara da zaman ayırmak gerekmez miydi?
Belçika’ya gelmemize vesile olan Eniştem, köylümüz Hasan Şimşek’in vefatından sonra, Ablam Hatice Şimşek-Cinal, “biraz Belçika, biraz Türkiye” diyerek, yaşamını sürdürüyordu..
ŞEKER HASTALIĞI ONU YIKTI!
Eniştem Hasan Şimşek, ileriyi düşünen biriydi..
Ablam Hatice Şimşek-Cinal için, baba yerine güzel bir ev yaptı..
Kardeşi Hüseyin Şimşek ile yıllar sonra komşu oldu..
Ancak, bu hasret buluşması kısa sürdü!
Çeşitli hastalıklar yanında şu “şeker hastalığı” onu canından bezdirmişti..
Adapazarı, Bolu yoğun bakım servislerinde, bir nefes için sıkıntılı günler geçirdi..
Nihayet, bu çileli günler ardından hakka yürüdü!
“Yusuf, benim arkadaşlarım hep mezarlıkta” diyerek, yaşamdan ümidini hepten kesen eniştem Hasan Şimşek, şimdi Alaağaç Küyü’nün zirve tepesinde huşu içinde yatıyor..
Dostları onu güzellikleri ile fıkraları ve alicenap kişiliği ile yadediyor..
Allah gani,gani rahmet eylesin!
Ayrılıklar zordur!
Hele de ölümler!
HER GÜNE MERHABA!
Hani son pişmanlık fayda vermez ya, o hesap Ablam Hatice Şimşek-Cinal, tekbaşına da olsa, Alaağaç Köyü’ndeki evlerinde yeni bir yaşam,huzurlu günler için her güne “merhaba” demenin güzelliklerini yaşıyordu..
İncirler, elma ağaçları, dutlar, erikler çiçek açıyor, meyve veriyordu..
Ya bahçesindeki mis kokulu güller!
Ne çok severdi çiçekleri..
Şimdi öksüz kaldı o çiçekler,meyve ağaçları!..
Ya “hatice” diye seslenen komşuları?
Ne çok severdi, komşu kadınlar ile sohbeti!..
9 Ağustos 2022 Tarihinde Ablam Hatice Şimşek-Cinal, Sakarya Eğitim Araştırma Hastanesi Göğüs Yoğun Bakım Ünitesi’ne kaldırıldı..
Artık, hakka yürüme günleriydi!..
ABLA BEN GELDİM!
Her türlü tedaviye cevap vermeyen, yorgun bir vücut, ara sıra gözlerini açıp, geleni, gideni tanımaya çalışan bir çift kara göz!
-Abla ben geldim, Bizim Yusuf!
Mutluluğunu gözlerinden anlamak mümkün!
Gel de gözyaşlarına boğul ma?
Brüksel’de yıllarca market işlet, yabancılara esnaflığın en ince ayrıntılarını göster, ayakta duruşlar, tezgah hazırlamalar ve gelip geçen bir ömür!
Adapazarı’nda, Ablamı ziyaretler, durumunu not etmeler, kızı Nurgül, oğlu Mustafa ve gelini Zerrin, torunları Sibel ve Tolga ile hastane gidip gelmelerimiz, nihayet 28 Ekim 2022 günü noktalandı..
Acı haber ağabeyim Mustafa Cinal’ın eşi Aynur Cinal’dan geldi..
Daha yeni ayrılmıştık Adapazarı’ndan, ama “ acı haber tez geldi” gerçekten!..
Kardeşim Hüseyin Cinal aradı, ben de evlatlarına durumu anlattım..
BEKLE BİZİ SAKARYAA!
Tekrar Türkiye yollarındayız..
Bu defa Ankara üzerinden Sakarya’ya ulaşacağız..
Uçağımız saat 01.00 gibi Ankara’ya iniyor..
Orada bir araç kiralayarak,sabah saatlerinde Sakarya’da olacağız..
Diğer oğlu Cengiz, eşi Gülbahar ve kızı Rabia’da Eskişehir üzerinden Sakarya’ya gelecekler..
Uzaklarda yaşamanın bedeli bu!?
Ayrılıklar işte böyle!
Ama bunada şükür!
Ya, gurbeten vatana mektup yazdığımız, telgraf çektiğimiz, telefon sıralarında beklediğimiz günler?
Unutmak olur mu?
ŞİMDİ DÖNÜŞ YOLUNDAYIZ!
Uzatmayalım, bizim oraların gelenekleri bağlamında her şey hazır, öğle namazına takiben cenaze kaldırılacak..
Ablamın köy evi önünde kadınlar çoktan yerini almış..
Erkek cemaat ise taziye için orada..
Az sonra öğle ezanı okunacak, helallik alınıp, cenaze namazı kılınıcak ve Ablam, eniştemin yanına defnedilecek..
Zor bir görev ya?
Ölümden öteye yol var mı ki?
Hayırlısı ile görev yerine getiriliyor..
Dualar yapılıyor ve yine veda zamanı geliyor..
Ah be gurbet!
Şimdi dönüş yolundayız!
Gözlerimiz yaşlı, hüzünlü ve bitkin!
İnsanın anne ve babasını, kardeşini, sevdiklerini kaybetmesi kadar acı ne olabilir ki?
Akyazı Alaağaç Köyü, tepe mevkiindeki mezarlıkta kaldı tüm hıçkırıklarımız, gözyaşlarımız..
ÖLÜM BİR KÖPRÜDÜR!
Unutmak zor ya, annemiz, babamız, kardeşlerimiz, sevdiklerimiz, tanıdıklarımız, komşularımız hep orada!..
Öyle ya,”Ölüm bir köprüdür, dostu dosta kavuşturur” derler ya, tek tesellimiz bu!
Unutmayanız ki,” Ömür dediğin; mezar taşında iki tarih arasıdır. Bir gün herkes tarihiyle anılır, gün sayılır” derler!
Yalan değil!
Yüce Mevla’m, hakka yürüyenlerimizin mekanlarını cennet eylesin, bizlere de sabırlar versin!
Kulağımıza küpe olmalı ya,” Her şey vaktiyle olur. Dua ısrar edince, nasip hak edince, ölüm ecel gelince…”derler..
Memlekettin bu acı yüzünü de gördük bu vesile ile..
Çocukluk günlerimizi, gençlik yıllarımızı, varolmak kavgalarımızı, yaşadıklarımızı, hatırladık bu topraklarda bir daha!
Ya nasip bir daha?
Yusuf Cinal yazıyor, 7 Kasım 2022 Brüksel
Yusuf Cinal
Diğer Yazıları
Yönetici
Yorumlar kapalı.