Yusuf Cinal

Herkes kucaklayacak, o dokuz tahtayı!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Herkes kucaklayacak, o dokuz tahtayı!

Sevgiliyi okurlar,
Akıp giden yaşam içinde herkesin bir derdi vardır muhakkak!
Şair öyle söyler;
“Dertsiz yaşar iken koca dünyada,
En acı dertler onu bulmuştur”
diye devam eder..
Karadeniz’in sevilen sanatçısı Mehmet Akyıldız, son eserinde;
Otur benim yanıma, bi de sen anlat dayı
Sen bir şey anladın mı?
Alan var mı dünyayı?
Herkes kucaklayacak elbet dokuz tahtayı!
Dertsiz insan yok dayı, gezdim yalan dünyayı!”
diye, yaşamın acı yanlarını, ne güzel anlatıyor..
Biz biliriz ki, “kefenin cebi yok”, öyle ya?

ÖNEMLİ BİRLİKTELİM MESAJLARI
Türkü’nün yayımlandığı youtube’de şöyle notlar düşülmüş?
Doğuluyum, Kürdüm ama, 3 Senedir bu şarkıyı severek dinliyorum. Her gün aklıma geliyor, neredeyse bu efsane şarkı! Kalemine kurban dayım! Karadenizli kardeşlerime selamın aleyküm!” ifadesiyle şöyle bitirmiş; ”Dertsiz insan yok dayı gezdim yalan dünyayı!”
Bir başka notta ise ,daha farklı bir analize yer verilmiş;” Mehmet Akyıldız Abimin gerçekten çok güzel seslendirdiği ve toplumsal mesajlar taşıyan bir Karadeniz türküsü…. Bir çok alanda aslından uzaklaştırılan kültürümüzde kendi çizgisini taşıyan ve bu çizgiyi korumayı başaran tüm Karadenizli sanatçılarımıza selam olsun… Var olsunlar…”

O DOKUZ TAHTA?
Bu güzel türkünün içerdiği mesaj çok açık!
Anlamamak için, “kör ve sağır” olmak gerek!
“Bu dünya heveslerinin geçici olduğunu, kalıcı olanın sevgi, saygı ve güzellik olduğu, dertli olanların da, dertsizlerin de sonunda, o dokuz tahta altında ebedi bir istirahate çekildiği gerçeği, hep aklımızın bir köşesinde” değil midir?
Öyleyse, bu dünya hevesleri içinde kalp kırmaya, neden tevessül ederiz ki?

NEYİ PAY EDEMİYORUZ?
Ya o hırs, ihtiras, bencillik?
“Çekememezlik, köstek olmak, yol kesmek, al aşağı etmek, yolundan çevirmek, çökmek, sindirmek, korkutmak, görev suiistimalleri, koltuğa yapışmalar, görevi kötüye kullanmalar, devletin gücünü arkaya alıp, hiç ölmeyecek gibi hareket etmeler!…”
Maalesef, bunları yaşıyor, tanıklık ediyor ve üzülmeden edemiyoruz!
Güne damga vuran haber yediden yetmişe hepimizi ilgilendirdi, düşündürdü..

BAŞKALDIRI KÜLTÜRÜ!
Sanatçı kişiliği ile pop starlarımızdan Gülşen, uzun bir zamandır, “siyasete karşı başkaldırı kültürü içinde”, sanatçı kişiliğini kullanarak, bir bakıma kendini riske ediyordu..
Nisan ayındaki bir söylem, belli ki, kullanılmak üzere buzdolabına konmuştu..
Siyaset Aslanın zorda olduğu bu günlerde”, bir el, el altından bu söylemi basına servis etti!..
Ve beklenen tepki, yine belli bir yandaş gruptan geldi..
Türkiye’de bunlara çokça şahit olmuştuk..
Yani bu tür gelişmelerin gerçekten fazla örneği vardı..
Daha önce gazeteci Sedef Kabaş ile ilgili yaşananlar, tekrar sahneye kondu..

NEDEN İMAM HATİPLİLER?
Hedefte “İmam Hatipliler” var!..
Suçlama; “halkı kin ve öfkeye” sevk etmek!
Her zaman olduğu gibi Gülşen, minik evladının canhıraş gözyaşları arasında evinden alındı..
Bu konuda, “yine iktidar ile muhalefet” ayrışmıştı!..
Bir taraf Gülşen’i suçluyor, bir taraf ise “hoşgörü ve tolerans, adalet ve hukuk” diyordu..
Bütün bu tartışmalar, dalga, dalga yurdun her köşesine yayıldı..
Gülşen’in ifadesi alındı, apar topar cezaevine gönderildi..
Türkiye’nin yine “adalet sınavında çaktığını” söyleyenler oldu..

LAİKLİK VURGUSU!
Hatta daha ileri gidenler, “yargının çoktan sınıfta kaldığını, bozuk düzene, çürümüşlüğe” dikkat çekti..
Fenerbahçe tribünlerine kadar yansıyan, bu “yargı kararı” karşısında, Gülşen’in şarkısını söyleyenler ve hatta “Türkiye Laiktir, laik kalacak” diyenlere ne demeli?
Peki, sanal ortamda çıkan din adamlarının birbirlerini kıskandıracak fetvaları, bu bağlamda güme gitti!
“Namaz kılmayanı kırbaçlamak, oruç tutmayanı taşlamak, cezalandırmak” çıkışları, kulak arakası edildiği gibi, bir devre adını verenlerden Sedat Peker’in açıklamaları ortada durmuyor mu?

MİLLETE KARŞI, DEVLET GÜCÜ?
Burada açıkça, “devlet gücünü elinde bulunduranların, kendilerini devlet yerine koydukları ve devleti muhalefete bırakmayacakları, kızım sana söylüyorum, gelinim sen işit mesajı vermeye büyük özen gösterdiklerini söyleyenler” haksız değiller!
Efendim, hakaret var!
Efendim, bir kesimi hedef koydu!
Allah aşkına her gün olmazsa bile, şu ulu orta söylenenleri unuttuk mu?

ANAYASAL HAKLAR?
İnsanların anayasal haklarını kullanmaları sınırlandırılamaz..
Bu söylemlerin kullanımında, suç unsuru varsa, o zaman devletin yasaları bağlamında gereği yapılır..
Bütün bunların kamu vicdanı adına yapılması çok önemlidir..
Vicdanlar, bu gelişmelerden tatmin olmuşsa mesele yok..
Yunus’un o güzel sözü ile sizleri selamlıyorum..
“Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmıyor dostlar!”
Öyle ya, ”herkes kucaklayacak o dokuz tahtayı!
Pazarınız sağlıklı güzelliklere vesile olsun!

KUTLAMA!
30 Ağustos’a giden yolda, zafer türküleri ile yola çıkanları hiç ama, hiç unutmadık!
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, askerlerine, Türk Milleti’ne selamlar olsun!
Yaşa, var ol Türk Milleti!
Yusuf Cinal yazıyor, 27 Ağustos 2022 Adapazarı



Herkes kucaklayacak, o dokuz tahtayı!

Yorumlar kapalı.