Yusuf Cinal

İki kutuplu seçimi, kim mi kazanır?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sevgili okurlar,
Sabır, sabır, sabır!..
Aha, seçim gününe az kaldı..
Kalp kırmaya, tartışmaya, artık bu saatten sonra birşeyler anlatmaya, ne gereği var?
Herkes kararını çoktan verdi, tarafını çoktan seçti!..
Ama doğru, ama yanlış?
Bu durum, bizi ilgilendiren bir durum da değil?
Bireyin kendi hür iradesiyle, sandık başına giderek, “ülkenin geleceği, yönetimi ve sosyal, ekonomik, kültürel, sportif yaşamı için bir tercihte bulunacağı saatler” yaklaşıyor..
Türk toplumunun yapısı belli..
Bu yapı içinde, aidiyet bakımından farklı kültürlere sahip olanlarda var..

İKİ KUTUPLU SEÇİM?
“Sevgi ve saygı, hoşgörü ve tolerans” temelinde onlar da gidip, ülkenin geleceği ve yönetimi için kararlarını verecekler..
Kimin, nasıl, neden karar verdiği kimseyi ilgilendirmez..
Bu vesile ile öncelikle “Cumhurbaşkanlığı seçimini” mercek altına alacak olursak, bir tarafta “Cumhur”, bir tarafta ise “Millet “ ittifakı adayları mevcut AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, şu anda atbaşı yarışıyorlar..

SEÇİMİN AKSESUARLARI?
Bu iki aday etrafında, birliktelikler var..
“Seçimin aksesuarı” konumundaki Memleket Partisi adayı eski CHP’li Muharrem İnce ile ATA İttifakı adayı eski MHP’li Sinan Oğan’ın da, “adaylık yarışında pes etmediklerini” paylaşalım..
Takdir edersiniz, etmezsiniz, sizin bileceğiniz bir şey ama, bu iki adayında hatırı sayılır taraftarları, sevenleri ve onlara oy vereceklerin gerekçeleri yok mu?
Yabana atılır mı?
Öyle şey mi olur?
Şimdi gelelim,  seçimin iki ağır topu adaya?
21 Yıldır Ülkeyi yöneten ve AK Parti ile her girdiği seçimden başarı ile çıkmış, ancak son yerel seçimlerde başta İstanbul, Ankara, İzmir ile onbir büyük ili kaybetmiş bir Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hala yapılacak seçimlerin favorilerinden gösteriliyorsa, bu konuda durup, düşünmek ve bu başarı hikayesine kafa yormamız gerekiyor..

21 YILDA ALINAN YOL?
Başta,” İslami motif ile liberal bir anlayışla halka giden ve daha sonra neoliberal politikalara savrulan, kah Osmanlıcılık, kah Müslümanlık çizgisinde yol alan”, AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 21 Yılda çok şeyleri, ama çok şeyleri yıkıp geçti..
“Yaparsa, AK Parti yapar, yaparsa Recep Tayyip Erdoğan yapar” anlayışı ile Fetullah Gülen Cemaati ile birliktelik yapan ve 15 Temmuz Darbe Kalkışması süreci ile Recep Tayyip Erdoğan’ın, büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını bilmeyen yok..
Bu dönemde olup bitenleri unutmak olmaz..
Bu sürecin merkez üslerinden biri de, Sakarya değil miydi?
İnsanımızın kapısını çalanlar,” onları Zaman Gazetesi’ne abone yapıp, bankalarına paralarını yatırmalarını, himmette bulunmalarını, düzenlenecek gezi programlarına katılmalarını” sıkı, sıkı tembihleyerek,devleti ele geçirmenin planlarını yapmıyorlar mıydı?

ÜLKEDE ÇEKİLEN OPERASYONLAR?
O dönemde, Türk Silahlı Kuvvetler mensuplarına operasyonlar çekilmiyormuydu?
“Atatürk sevgisi, milliyetçiliği, birlikteliği..” hedef alınmamış mıydı?
Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atan kadronun başmimarı Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü itibarsızlaştırmak, heykellerine saldırmak, “ siz ancak heykel yaparsınız, biz yol, köprü yapıyoruz..Bir kibrit çöpünüz yok” denilen dönemde “ iki ayaş, ananı da al git, kelle, cibileyitsiz, sürtük, ahlaksız..” gibi kin ve öfkenin mahsuli kelimeleri işitmedik mi?

ÜLKENİN MAKAS DEĞİŞTİRMESİ?
“Ülkenin birlik ve beraberliğinin altına dinamit konulurken”, etkin kurum ve kuruluşlarda başlayan tasfiyeleri, “balyoz, ergenekon, kozmik oda, askeri hastane, askeri okul, hakaret davaları, 28 Şubatcıların tutuklanma ..” operasyonlarını unutmamak gerek..
Türkiye’de iktidara gelenler, Avrupa Birliği çizgisinde yol alırken, birden bire makas değiştirerek, farklı politik kazanımlar peşine düşmelerinin sırrını, geçmişteki icraatlarda aramak gerekir..
“Ekonomi de rant anlayışı ile betona yatırım, yol, köprü, tünel, raylı sistem, tren, metro alanlarında açılan ihale yasaları, bir değil, yüzlerce defa neden değiştirildi” diye soranlara cevabımız ne olabilir?
“Kaymaklı işler, özellikle iktidar yanlılarına verilerek, farklı bir gelir grubu, sosyetik bir sınıf yaratıldı” çıkışlarını nereye koyacağız?
Ya, para politikalarındaki ayak oyunları?!

TEKRAR MI, SIFIRLARI ATACAĞIZ?
Bu dönemde, Liranın arkasından atılan sıfırlara rağmen, Türk Lirası beklenen yükselişi bir türlü sağlayamadı!?..
“Euro-Dolar girdabında” ise, bugün gelinen nokta gerçekten, ekonomistleri bile şaşırtmadı değil!..
“Bir Euronun, 21.50 Türk Lirası olduğu, ekonomik hayatın dibe vurduğu, sosyal yaşamın İslami değerler altında baskıya tabi tutulduğu, sen-ben kavgasının körüklendiği, insanımızın kutuplaştırıldığı, ötekileştirmenin büyük bir boyut kazandığı” şu günlerde, seçime gidiyoruz..
21 Yıllık AK Parti Siyasi yaşamı, bunlarla özetlenebilir mi?
Elbette hayır!
Bir kere, hala gizemli unsurlar taşıyan “15 Temmuz Darbe Kalkışması” ile ilgili bilinmeyenleri unutmamak gerek..
Şimdi seçime gidiyoruz!
Konuşulacak, yazılacak, hatırlanacak çok şey var?

MİLLİ UNSURLAR, SİYASET KANTARINDA?
AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinde, milli güvenlik unsurları,” İHA, SİHA, Tank, Top, TOGG ve Çıkarma gemisi”, askeri üniforma fotoğrafı ile “ Teröristler, PKK, hain, bayraksız..” gibi argümanlar var..
“Şeffaflıktan, hesap verilebilirlikten uzak, liyaketi kulakarkası eden, devletin tüm kadrolarına, kendi partililerini yerleştiren, adaletten, sağlığa, eğitimden, ekonomi ve diğer alanlara kadar, Türkiye Cumhuriyeti felsefesinin kurucu değerlerini alt-üst eden”, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şimdi yine seçimin favorileri arasında gösteriliyorsa, söylenecek ne söz ola ki?
Kaldı ki, bu anlayışa, bu yaptırımlara, bu gidişata oy verenleri, kim, kimler yadırgayabilir?

ERDOĞAN’I YEDİRMEYİZ!
Bu bağlamda, Anadolu mitingeleri bir kenara konursa, son İstanbul mitingi, elbette seçim tahminlerini alt-üst etmedi değil?
AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, büyük bir seçim avantajı içinde, yasalarıda kendi lehine çevirerek, seçimlerde istifa etmesi gereken, ama istifa etmeyen bakanları ve devlet imkanlarını arkasına alarak seçime asıldığını söyleyenler yok değil..
Bu yolda en büyük kozu “ kutuplaştırma, sert siyasi dil, PKK, HDP, hain, terörist, devleti bunlara mı teslim edeceğiz..” türünden savunma ve propaganda silahları yanında, ortaklarının “ Erdoğan’ı yedirmeyiz” çıkışları ve küçük ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kabul edilmez,” vücutlarına kurşun alırlar” tehditleri gösteriliyor..
Hoş bulmak, tasvip etmek,mümkün mü?

KORKULAR NEYE DELALET?
İktidarın, yani Cumhur ittifakının topyekün savunmada olması, “zaman, zaman sert dille baş gösterme, muhalefete gözdağı verme siyaseti”, bakalım ne kadar etkili olacak?
Muhakkak, “bir savaşa gitmediğimizi” biliyoruz!..
Ama, “korku, evet, ortamda pis bir korku kokusu da” yok değil!..
Yarın müsade ederseniz, “muhalefeti, elindeki tarahi fırsatları ve bugüne kadar nerede durduklarını, seçim nasıl girdiklerini, ne beklediklerini” irdeleyelim..
Unutmayalım ki, biz seçmenlerde bu demokratik düzenin bir parçasıyız..

BİLGİLENDİRME!
Bu bilgilendirmeyi, “seçmen bazlı”, yapma gereği duydum..
Zira nasıl bir seçime gittiğimizi, kimi seçeceğimizin bilinmesi, bilgilendirilmesi bu bakımdan önemlidir..
Elbette bunu yaparken, sizden iyi bildiğimiz iddiasında değiliz!
Bu “iki kutuplu seçimi”, kimin kazanacağını irdelediğimiz doğru!
Doğrularınız ile yazdıklarımızı bir daha karşılaştırmanız, sizlere belki bir ipucu olabilir?
Gününüz, sağlıklı güzelliklere vesile olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 10 Mayıs 2023





İki kutuplu seçimi, kim mi kazanır?

Yorumlar kapalı.