Sevgili okurlar,
Siyasi iktidara, büyük destek veren Sakarya’da da, “bazı hareketlenmeler olduğuna” yer verdim..
Bu durumu,” Siyasi körlük, Siyasetin ipine sarılmak ve Pandoranın kutusu açıldı” yazılarım ile irdeledim..
Meraklısına,” Tarihi Değiştirecek Tarih” adlı kitabımı okumalarını tavsiye ederim..
Neyse?
Bir gazeteci, bir yazar, bir Sakaryalı, bir vatandaş olarak, “tarihe notlar düşmekten öte, olup bitenler ve gelişmeler ile ilgili görüş ve düşüncelerimizi açıklamaktan öte”, ne yapabiliriz ki?
Hani, o tekerleme var ya, “adım Hıdır, yaptığım budur” misali, “hakikatin peşinde koşmaya, insanları aydınlatmaya” devam ediyoruz..
Bu da, anayasal bir haktır..
O ” 4. Kuvvet Medya” söylemi rafa kaldırıldı ya?
Bunu, “ayaklarına kelepçe takılan meslektaşlarımız söyletti” inanın!..
Alanlara çıkanlar gibi,” bizim de görüş ve düşüncelerimizi açıklamanın sakıncası” ne ola ki?
Bu işinde içinde, “bir ama” var ya?
Hah ya,“orada durmak” lazım?
Neden mi?
Çünkü yazdıklarınız ile ilgili olarak, “önce sevdiklerinizin, çevrenizdekilerin uyarıları” başlar..
Neden, ne diye?
Aman, “etliye, sütlüye karışma..” nasihatleri, uyarıları havada uçuşur!
“Alttan, alta sopa gösteremeler mi” dersiniz, arkası kesilmez!
İKTİDARI YERME, MUHALEFETİ GERME?
Hele de, “iktidarı yerme, muhalefeti de germe” uyarıları arasında, “gel de günün, olaylarını, gelişmelerini, haksızlıklarını, hukuksuzluklarını, yağmalarını, talanlarını, adam kayırmalarını, rüşvetini, torpilini..” yaz bakalım?
Şuradaki,” kaygıyı, endişeyi” anlayabiliyor musunuz?
Bu işin bir de, “Silivri zindanları soğukturu” var!..
Anlıyorsanız, mesele yok!
Bakınız, “sözü edilen kanunsuzlukları, toplumda hüsnü kabul görmeyen ve yadırgananları, kültürümüze, geleneklerimize aykırı olanları”, yukarıda, bir çırpıda saydım..
Bir daha saymama, gerek var mıdır?
“Yalanı ve talanı övmemi mi” bekliyorsunuz?
Değilse?
Bu çürümüşlük, neyin nesi?
SİZ KİM, BİZ KİM?
Akyazılı bir hemşerim, hatta futbolcu arkadaşım, bir yerel siyasetçi, “Siyasi körlük” başlıklı yazım altına, “Yusuf Ağabey, yazını okudum, gerçeklerle karışık, tatlı bir iğneleme ile bize de sallamışsın” diyerek, kendince taraf bir eleştiride bulundu!?..
Allah, Allah!
Siz kim, biz kim?
“Seçmenin ve vatandaşın siyasi tavrı ile siyasi iradenin de yanlışlarını eleştirmek, ortaya konan icraatlarla ilgili görüş ve düşünceleri sergilemek”, ne zamandan beri, suç oldu?
Seçmenin tavrı, başım üstüne!
Sonuçta, gelinen,yaşanılan durumu,“kendim ettim, kendim buldum” diye, özetleyebilirim..
Ama, “ siyasi iradenin yanlışlarını ortaya koymak, bunlara dikkat çekmek, anasayal hak, hukuk çerçevesinde, bu aziz ve yüce milleti aydınlatmak”, niye yanlış olsun ki?
Gel de, anlat?
BİR FİKİR, BİR KÜLTÜR?
Ama, “güzel hizmetlere, yapılanlara, ortaya konan eserlere, övgüler düzdüğünüzde”, mesele yok!
“Siyaseten, kutuplaştırılmış, ayrıştırılmış, dindarlık ve kindarlık bağlamında, iktidarda olanların, bir başka korkusu” bu ya?
Kimse, “eline geçirdiği gücü kaybetmek, bir başkasına devretmek, hatta bir kesim ile paylaşmak” istemiyor?
İşte burada, seninle ilgili sorular başlıyor?
-Kimden?
-Fikri, zikri ne?
Damga ve etiket hazır!
Kardeşim, “biz, bir fikrin değil, bir kültürün temsilcisiyiz”, kime ne?..
Bunu, hala anlamamışsanız, bundan sonra anlasanız, ne yazar?
“AKYAZI’DA MİLLİYETÇİ?”
Bu yaşa geldim, hala, “bu senderumu” yaşar dururum!?..
Belçika’da yaşayan ve Akyazı’da ikamet eden bir dostum, komşum, arkadaşım, telefonda..
Selamlama ve hoş-beşten sonra,” Yusuf, Akyazı’da şunu gördüm, bunu gördüm, şununla buluştum, şu arkadaş ile seni andık..” dedikten sonra, ne dese iyidir?
Senin için, “ Yusuf Hoca, Akyazı’da Milliyetçi idi..Şimdi solcu oldu” diyorlar!?..
Desinler de, buluştuk!..
Gülüştük, selamlaştık ayrıldık..
İMAJ MESELESİ?
Bir başka akademisyen arkadaşım ise, ” Yusuf Hocam, ben iyi imajmarkerim..Seninle ilgili yapay zeka bile, güzel sözler sarf ediyor..Avrupalı Türkler için yaptıkların, hüzmetlerin saymayla bitmiyor.. Ama yazıların, paylaşımların, senin bir siyasi tarafa itilmene neden oluyor.. Bir kesim senden siyaseten uzaklaşıyor..” dedi!..
Haksız değildi..
Şahsımla ilgili değerlendirmelerde bulunmayı, gerçekten zul adederim!..
Ama, elin ağzı torba değil ki büzesin!
“Yapay zeka” bile, kandırılıyor, neylersin!?
“ATATÜRK MİLLİYETÇİSİYİM!”
Yusuf Cinal’ı tanımak için, yazdıklarını ve kitaplarını okuyup, değerlendirmek gerekir..
Bir kere, yazılarımın hedefi, bir kesim asla olamaz..
“Birini yüceltmek, birini yermek, benim için tezat ve sakat bir durumdur!..”
Milliyetçilik?
Beklenti nedir bilmem?
Evet, “Atatürk Milliyetçisiyim.. Cumhuriyetçiyim.. Vatanımı, toprağımı, insanımı, bayrağımı, çok severim..”
Kime ne?
GÖLGE ETMEYİNİZ!
Herkesle uyum içinde olmaya, sevgi ve saygı timsali içinde bulunmaya, özen gösteririm..
Bizleri, “illa da bir yere koymak isteyenler, bir kesime ait sananlar, biat ve baskıya yeltenenler”, önce kendilerine baksınlar!..
“Çizgimizi, düşüncemizi, yaşamımızı birilerine sorarak belirleyenlerden olmadığımız gibi, müsade ediniz, deneyim ve tecrübelirimiz ışığında, insanımızı bilgilendirmeye, haberdar etmeye” devam edelim..
Lütfen, gölge etmeyiniz!
Yusuf Cinal yazıyor, 21 Nisan 2025