Sevgili okurlar,
Bu köşeden, “sizlere siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel yorum analizler yanında, hayat öykülerinden de söz ederek, düne dair, bugüne dersler çıkartabileceğimiz bilgileri” paylaşıyoruz..
Düne dair ha?
Kimler geldi, kimler geçmedi ki bu dünyadan?
Şu, “Adapazarı Şemsiyeli parkın, dili olsa da” anlatsa?
Adapazarı’nın ilk sineması hakkında bilginiz var mı?
Adapazarı’nın nüfusu 80 Binlerdeyken, bu kentte dört sinema olduğunu söylesek inanmazsın elbette?!
CUMHURİYET’İN İLK YILLARI?
Cumhuriyet’in ilk yıllarında kurulan “Adapazarı Asri Sinaması’ndan” sonra, sevgili Portre Yazarı edebiyatçı Fahri Tuna’nın notlarına göre,” Adapazarı’nda ilk sinema ‘Asri’ adıyla Kömürpazarı’nda açıldı. 1932’ye kadar sessiz film sahnelenen Asri Sineması’nda, daha sonra, ‘Bir millet uyanıyor’, ‘İstanbul Sokakları’, ve ‘Karım beni aldatırsa’ filmleri gösterildi. Selanik göçmeni Hüseyin Erman, 1936’da Kömürpazarı semtinde 500 kişilik Erman Sineması’nı faaliyete geçirdi. Adapazarlıların büyük ilgisini gören Erman Sineması, 1943 depreminde yıkıldığını” öğreniyoruz..
Elbette sevgili Fahri Tuna’nın bilgilendirmeleri bununla da sınırlı değil..
SİNEMA KÜLTÜRÜ!
O yıllarda Halkevlerinde film gösteriminde bulunulduğu, sonra “Yeni Sinema, Saray, Atlas, Melek, Fitaş, Yıldız, Tümen,Abasıyanık Kültür Merkezi Sineması ile yazlık sinemalar, o yılların farklı kültür” merkezleriydi..
Her birinin farklı öyküleri ve yaşanmışlıkları vardı..
Halen, “Adapazarı Kültür Merkezi, Prestij ve Fitaş sinemalarının faaliyette olduğunu” biliyormusunuz?
Nerede o sinema tutkunları, o insanlar?
NE GÜZEL GÜNLERDİ?
Sıcak yaz günleri “Eniştenin Ayranı ve Neşe gazozu, el emeği, yerli sütten dondurma kaymaklar, çıtır simitler, patlamış mısırlı “ sinema günlerini unutmak olur mu?
Ya bulvar gezmeleri?
Bir aşağı, bir yukarı yürüyüşler!
Öyle ya,”teleon icat oldu, mertlik bozuldu, anlayışlar, zevkler, renkler” değişti!
Artık, filmler cepten(cep telefonu) izleniyor..
Sinema filmleri yine yapılıyor, diziler yine çekiliyor..
Bütün bu teknolojik gelişmelere paralel olarak “sinema kültürü”, insanımızı etkilemeye devam ediyor..
SAKARYALI BİR GENEL BAŞKAN?
O Yıllar, yeni kurulan “Yeni Türkiye Partisi’nin Genel Başkanı Ekrem Alican’ın Adapazarlı olduğunu”, birisi size söyledi mi?
Sevgili arkadaşım Şaban Mergül’ün, onunla ilk röportajı, sevgili dostum Fahri Tuna’nın, izlerini araması unutulur mu?
Yeni Türkiye Partisi Genel Başkanı Ekrem Alican!
Bu değerlerin, bu verimli kaynakların, idollerin gün ışığına çıkarılması için, genç gazetecilere, iletişimcilere, araştırmacılara,yazarlara, ne kadar görev düşüyor, ne kadar?
Sonra Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan sırayı aldı..
SAKARYA ÖĞRENCİ YURDU
Ekrem Alicanlı yıllarda, Sakarya İl Genel Meclisi ve Sakarya Valiliği’nin kararı ile İstanbul Fındıkzade’de,” Sakarya Öğrenci Yurdu” açıldı.
O yıllar, İstanbul’da üniversitelere giden Sakaryalı gençler düşünülmüş ve mağdur edilmemişti..
Bu yurdun açılmasında,” zamanın Yeni Türkiye Genel Başkanı Ekrem Alican’ın büyük emeği olduğunu hatırlatmama” gerek var mı?
“Sağ va sol çatışmaların”, en hararektli yıllarında, “Niğde, Trabzon ve Sakarya öğrenci yurdu”, öğrencilerimizin sığnağı ve İstanbul’da ki evleri idi..
YURDU ZİYARET!
Bu yurdu ziyaret etme imkanım oldu..
O zaman Akyazılı merhum Cemal Şen, hem öğrenci, hem de yurdun müdürüydü..
“Merhum Anavatan Partisi milletvekili Karasulu Mustafa Kılıçaslan, Akyazılı merhum Mehmet Hünkar Baykal, Yılmaz Erdem, Halis Kopya, Muzaffer Tatlı ve adını hatırlamadığım birçok öğrenci”, burada ikamet etmiş, okumuşlar ve mezun olmuşlardı..
Hatırladığım kadar, “yine merhum Erkan Ocaklı’da, hemen aynı sokaktaki Trabzon Öğrenci Yurdu’nda” kalıyordu..
“Eminem Türküsü” ile ünlendiğinde, zamanın genç mimarı hemşerimiz,dostum Halis Kopya’nın girişimi ile onuAkyazı’ya konsere bile getirdik..
SİYASETE GÖNÜL VERENLER?
Uzatmayalım, bu nesil içinde siyasete gönül verenler oldu..
Başta Karasulu Mustafa Kılıçaslan, yeni kurulan Anavatan Partisi şemsiyesi altında, Mümtaz Özkök, Nihat Akpak ile Meclise girmeyi başardılar..
Sonraki dönemde ise, daha sonra bakanlık koltuğuna da oturacak olan Ersin Taranoğlu, Sakarya’ya hizmette yarıştılar..
12 Eylül 1980 Darbesi sonrası, siyasette yeni yapılanma oldu..
Turgut Özal’ın Anavatan Partisi, Adapazarı’nda teşkilatlandı..
Başta Adapazarı olmak üzere, ilçelerde de örgütlenmeler tamamlandı.
AKYAZILI GENÇLER İŞBAŞINDA!
“Akyazı’da merhum Cemal Şen, Remzi Aydın, Mehmet Barutçu, merhum Ergin Orhan, merhum İrfan Özmert, Kenan Kaçar, Yılmaz Çetin ve arkadaşları”, Anavatan ile siyasete atılan gençlerimiz oldu..
Bu kuşak içinde yer alan ve aynı zamanda köylüm, hemşerim olan Ergin Orhan’ı haftasonu kaybettik!..
Muhterem babalarının izinden giden Ergin Orhan ile kardeşi Erbay Orhan’ın Akyazı çarşı içinde tuhafiye dükkanları vardı..
Her Akyazı gününde, Ergin Orhan ve Erbay Orhan’a uğrar, dost, hemşeri sohbetleri yapardık..
Güne, ülkeye, Akyazı’ya dair söyleşirdik işte!
YILLAR SONRA BULUŞTUK!
Sanırım, 2018 Yılı Yerel Seçimler öncesi idi, eski bakanlarımızdan Ersin Taranoğlu’nun,” bir Akyazı buluşmasına” bende iştirak ettim.
Batakköy yakınlarında, Mudurnu çayı kenarında bir kır kahvehanesinde buluşmak, ne güzel idi..
Orada eski dostlar ile buluşmak, düne ve bugüne dair gelişmeleri paylaşmak, sohbette bulunmak herkese iyi geldi..
Doğrusu hasret giderdik ve sohbete doyamadık..
Akyazı için, Sakarya için,ülke için yürekli güm,güm atan bu gençlerin yeri maalesef doldurulamadı!..
Bu kuşak içinde başka isimlerde var elbette..
BİR ÖNCEKİ KUŞAK?
Ama, şunu ifade edeyim ki, Necati Temel, Ahmet Sarıçizmeli, Barbaros Turgut Boztepe, Hüsamettin Bayraktar, Naci Ünlütürk, Mehmet Fazlıoğlu, Osman Kilit, Rıfat Yalçın, Osman Akçan, Nadir Erdem, Ali İhsan Aydın, Hacı Ziya Özdemir, Hasan Fehmi Güneş, Cevat Ayhan, Recep Yıldırım ile isimlerini hatırlayamadığım siyasilerde, görev üstlendi, ilçeye hizmet için önderlik ettiler.(Aramızdan ayrılanlara Yüce Mevla’m rahmet,geride kalanlara sağlık versin!)
İZ BIRAKTILAR?
Akyazı, bunlar içinden birini milletvekili yapamadı ama, Recep Yıldırım, öncesinde Barbaros Turgut Boztepe, Hasan Fehmi Güneş ile Cevat Ayhan bu zinciri kıranlardandı..
O Yıllarda Akyazı’nın kültür değerleri, anlayışı, birlik ve bereberliği bir başkaydı..
AKYAZI LİSESİ’Nİ YIKANLAR?
Sakarya’nın en önde gelen büyük ilçelerinden Akyazı’da, bir döneme, devirlere genç nesiller yetiştiren, Akyazı Ortaokulu ve Lisesini bir arada barındıran “Akyazı Lisesi” yıkıldı, bugünkü siyasilerin kılı kıpırdamıyor?!
Bu yukarıda adlarını saydıklarımız yaşasaydılar, o lise çoktan yerine yapılmış olurdu..
İnanın,Akyazı’dan iktidar partisine de oy çıkmazdı!
Şimdi mi, “bugünün siyasetçileri, güya sağır kulakları üzerine” yattılar!?
Bir tek, eski Alaağaç Köyü Muhtarı ve ilçe merkezinde esnaflık yapan Adem Güner kardeşimizi, bu işten muaf tutuyorum..
O gerekeni yaptı, yapıyor!
Ya diğerleri?
Bu Akyazı Lisesi’ni yıkanlar, bu işin üstüne bir bardak su mu içtiler?
Takip edeceğiz!?
KOMŞU HENDEK?
Şimdi bakınız, komşu Hendek üç milletvekili birden çıkarmanın sevincini, seçim akşamı coşku ile yaşadı..
Canlı yayında Hendek İlçe Başkanı Turgut Babaoğlu’nun şovunu izledik!
Keşke, “daha mütevazi” olunabilinseydi!?..
Neyin zaferi bu?
Kaybedenler kim?
Hendekli Şehidimiz Ali Gaffar Okan’ın kemikleri sızlamıştır!?
Ya Sinan Ateş?
Akyazı’da da bu coşku yaşandı ama, kim, için ne için bilen var mı?
Bu ne ilkesizliktir, bu ne kışkırtmadır?
İyi ki insanımız, bu sağduyu içinde, durumu hoşgörü ile izledi..
DÜNDEN İBRET VE DERS ALMAK?
Düne dönüp baktığımızda, bu kente, insanına tertemiz duyularla hizmet edenleri, unutmak olmaz!..
“Dünü hatırlayarak, siyaset yapmak, ötekileştirmemek, kutuplaştırmamak, sevgi ve saygı timsali olmak”, gerekmez mi?
Belediye başkanı, herkesin belediye başkanıdır, bunu unutmamak gerekmez mi?
Beklenti, “daha olgun, sağduyulu, itidalli” duruştur!..
İşte Akyazılı hemşerimiz, dostumuz Ergin Orhan’ı kaybettik!..
Neyi beraberinde alıp gitti?
Bir gülüş,bir duruş,bir güzel ahlak,sevgi ve saygı..
Daha fazlası da var,ama yazmaya gerek var mı?
Anlayan anlamadı mı ki?
Bu mevkiler gelip geçicidir, önemli olan bu gök kubbede kalan bir hoş sedadır!..
Şurada, sizden öncekileri bir hatırlayınız?
Öyle ya,kim ne yapmış, kim ne bırakmı?
Hayatlarını kaybedenlere Yüce Mevla’mdan gani, gani rahmetler diliyorum.
Mekanları cennet olsun!
Ne mutlu, dünden, gugüne ders çıkaranlara!?
Yusuf Cinal yazıyor, 20 Haziran 2023
Yusuf Cinal
Diğer Yazıları
Yönetici
Yorumlar kapalı.