Yusuf Cinal
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Onlarda mı çekip gitsinler?

Onlarda mı çekip gitsinler?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sevgili okurlar.
Bu stünlarda özellikle, “halkın sağlığını ilgilendiren konulara, büyük duyarlılık gösterdiğimizi” söyleyebilirim..
Evet, yaşanan o “pandemi süreci” ve sonrasını kastdetmiyorum..
O, ne güzel dayanışma idi!
Ondan öncede, “halk sağlığını” konu edinen yazılarım oldu..
Cumhuriyet’in ilanı ile Osmanlı bakiyesi olarak, “32 Doktorun payımıza düştüğünü bilmeyenler, Cumhuriyet döneminde Hıfzısıha Enstitüsü’nün başarılarını da görmezden” gelirler!
“Nankör bir sınıf var “, elbette!?
“Nankör ve üstelik cahil!”
Bunlar, elbette her toplumda, her ülkede var biliriz!..
Başkalarına, hizmet edenler?
Dün vardı, bugün de var, yarın da var olacaklar!?
Üzgünüm, “ama tarihi gerçekler”, bunlar!
“Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının, mücadelesini anlamak için, sadece Nutuk adlı kitabını okumak” yetmez?

TARİHİ GERÇEKLER?
Tarihi gerçekleri öğrenmek için çok kaynak var..
İşte Sakaryalı bilim insanı Prof. Dr. Sebahattin Öncel Hocamız’ın eserlerinden olduğu kadar, “Cumhuriyet ve Osmanlı dönemi, Türk aydınlarının ortaya koyduğu eserler”, ne güne duruyor?
Bu eserlerde bile, “Osmanlı Padişahlarına, yönetimlerine direnenlerin, nasıl reform ve rönesansı kaçırmamıza sebep olduklarını anlamak için, kahin olmaya” gerek yok!..
“Verem hastalığının kol gezdiği yıllara” bizler eriştik!..
Genç yaşta ölüp gidenler için “ince hastalığa yakalandı” tabiri kullanılırdı!
Şimdilerde ise, “ciğerin yarısını, kanser tanıları”, alıp gidiyor! Devir değişiyor, hastalıklarda değişiyor!
Hey gidi, günler hey?

CUMHURİYET’İN SAĞLIK BAŞARISI?
Türkülerimize bile konu oldu, bu ince hastalıklar!..
Hatta,” sıtma denilen hastalığın pençesine düşenleri hatırlatmam”, bir işe yarar mı?
Cumhuriyet döneminde, “bu müzbin hastalıklarla baş etmek” için, ne uğraşlar verildi, ne?
Ya, “kuduz belası”, korkusu?
Ve diğer hastalıklar?
Az zamanda, “Cumhuriyet rejimi”, bunlara deva oldu..
Türk hekimleri yetiştirildi, hastaneler kuruldu, tedaviler yapıldı..
O yıllarda, bu işin özeli yoktu..
“Pandemi döneminde bile, dışarıda olan doktorlarımızın buluşu aşılar, insanlığın hizmetine sunulurken, içte maalesef, bir maskeyi bile dağıtmakta güçlükler” çektik!
Ne günlerdi, ne?

SAĞLIK POLTİKASI?
60 Yaş üstü sevdiklerimizi bile, evlere kapatmadık mı?
Buradan, şuraya gelmek istiyorum..
Siyasetin “sağlık politikası” hepimizin malumu!
“Müşteri odaklı” şehir hastaneleri ve “sağlık sistemindeki tutarsızlıklar, belirsizlikler nedeni ile yurtdışına giden hekimlerimiz”, akla gelmez mi?
O gidenlerin ardından “ giderse, gitsin” demedik mi?
Giderse, gitsinler!?
Ne kolaycılık, ya?
Onları, “binbir zahmetle, yokluk içinde büyüten, yetiştiren, eğitimine katkı sunanları”, nasıl da, bir çırpıda unuttuk?
“Sıra bulamayan, tedavi sırasında hayatını kaybeden, tedavi olmak için siyasi iradenin peşinde olanları” nereye koyacağız?
Güya, randevulu sistem?
Sisteminizi, sevsinler!
Ya, sağlık skandalları?

AİLE HEKİMLİĞİ MESELESİ?
Uzatmayalım, geçtiğimiz haftasonu, Sakarya TV’de arkadaşımız Şaban Mergül’ün moderatörlüğünde,” Türkiye’deki Aile Hekimlerinin” durumunu masaya yatırdık..
Halen Aile Hekimi olarak görev yapan,” Nihat Taylan Timur, Mehmet Yıldız, Özkan Bilgili gibi hekimlerimizin de görüş ve düşüncelerini” öğrendik..
Sevgili arkadaşlarım, “Dr. Dursun Bostancı, Akın Tunç, Erol Ersin ile birlikte konuyu anlamaya ve doktorlarımızın, greve kadar giden eylemlerini irdelemeye” çalıştık..
İşin özü, Aile Hekimleri ile ilgili yeni yönetmenlik, hekimlerimizin olduğu kadar, bu sektörde çalışan, ebe, sağlıkçılarında tepkilerine neden oluyor..
Demek ki,ortada bir yanlışlık var..
Hekim arkadaşlarımız, “bu onur kırıcı ve meslek kariyerlerini hiçe sayan anlayışa, düzenlemeye” isyan ediyorlar..
Nasıl etmesinler, nasıl?

YENİ YÖNETMENLİK?
1 Kasım 2024 Tarihi itibarı ile yürürlüğe giren, “Aile Hekimliği Yönetmenliğine karşı mücadelelerinin de süreceğini” öğrendik..
Yeni açıklamaya göre, 6 ve 10 Ocak 2025 gibi yeni grev kararı alındı..
Bu konuda, “iki defa grev kararı alan hekimlerimizin, kendilerini iyi anlatamadıkları ortaya konarak, sorunlarının daha iyi anlaşılması için, bilgilendirmeler yapmalarının zorunluluğuna” dikkat çektik..
Efendim, “çok antibiyotik ve ağrı kesici ilaç yazılıyormuş, evler eczane deposu gibi olmuş, hekimlerimize az başvuru oluyormuş..” türünden, nedenlerle, “hekimlere not verilmesi, puanlama yapılmasınını istenmesi”, tepkilerin odağında bulunuyor..
Bu durum; “sağlık ve insan haklarına aykırı görüldüğü gibi iş kanunu ile de” bağdaştırılamıyor..
Velhasıl, “yeni yönetmenliğin, insani olmadığı” vurgulanarak, bunun “yasal olmadığı ve vicdani de bulunmadığı”, bu buluşmada dile getirildi..

YAPAY ZEKA BİLE ÇÖZÜM BULDU!
Yani, “yapay Zekanın bile çözüm bulduğu soruna, Sağlık Bakanlığı’nın da, bir çözüm bulacağını” umuyoruz..
Bu manada,”Aile Hekimliği’ne başlayan doktorlarımızın, diğer çalışanlarının dinlenmesi, onlarla istişare edilmesi, bu konuda bağlı olduklarını sivil örgütlere, sendikalara, hatta uzmanlara danışılması” gerekmez mi?
Vakit geçmiş değil!
Aklın yolu bir!
“Maaşlarının kesilmesi yerine, iyileştirilmesi, yeni mevzuatın günün şartlarına uygun güncellenmesi”, talep ediliyor..
Doktorlarımız ile “istişare”, çok mu zor!?
Siyaset kurumu, “bir mesleki konuda doktorlarını, bu sektörün çalışanlarını dinlese, kıyamet mi” kopar?
Kısaca, “hekimlerimiz,sektörün çalışanları, bu manada muhatap” alınmalıdır..
Bir çırpıda, “siyasi saiklerle”, bir de, onları kaybetmeyelim?
Onlarda mı, çekip gitsinler?
Yusuf Cinal yazıyor, 16 Aralık 2024


Onlarda mı çekip gitsinler?
Yorum Yap