Sevgili okurlar,
Öncelikle, “sağlıklı güzellikler” dilerim..
“Dilerim” ya?
Diyeceksiniz, bu da önemli!
Evet, ülkede “önemsiz” ne kaldı ki?
Her şey,” gözlerimizin önünde cerayan” ediyor!..
Unuttuk mu?
Unutulur mu?
“Bir şey olmamışsa, bir şeyler mutlaka olmuştur” sözü, hala kulaklarımız da cınlanır..
Sakarya AK Parti Milletvekili ve AK Parti Teşkilatlardan ve Seçim İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un bu sözü, “AK Parti adına tarihe mal” oldu..
Evet, “Google ve Yapay zeka gündemine giren bu söz, acaba nobel ödülüne”, aday gösterilir mi?
Hatırladınız değil mi?
“İstanbul Büyükşehir Belediye Seçimlerinde, bir zarfa konup, tercih olarak seçim sandığına atılan oylardan, üçü kabul görürken, biri iptal” edilmişti..
Karar, karardı ve tıpış, tıpış sandık başına tekrar gidilmedi mi?
“İtirazlar hüsnü kabul görmedi ve tıpış, tıpış sıraya girip, tekrar oy kullanmaya” gittik..
Cumhuriyet tarihinde, bir ilk yaşanıyordu..
Merakla, seçim sonuçları bekleniyordu..
Ne mi, olmuştu?
Hatırlamadınız mı?
İMAMOĞLU FAKTÖRÜ?
Sandıktan misli ile oy alarak, seçimi mağdur CHP(Cumhuriyet Halk Partisi)İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Ekrem İmamoğlu kazanmıştı..
(İmamoğlu, 23 Haziran 2019’da yapılan yenileme seçimlerinde oyların %54,22’sini alarak, önceki seçime göre oy oranını %5,43 artırdı ve önceki seçimde 13 bin oy farkla yendiği rakibi Binali Yıldırım’ı bu kez 806 bin oy farkla mağlup ederek, İstanbul büyükşehir belediye başkanı seçildi.)
Peki, “rakibi eski Başbakan, bakan ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Erzincanlı Binali Yıldırım, daha seçim sonuçlanmadan, kazandığını” ilan etmemiş miydi?
Hemen, İstanbul sokaklarındaki panolar, “teşekkür afişleri” ile nasıl da donatılmıştı..
2024 Mahalli İdareler Seçimlerinde ise, “bu kez CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun rakibi, AK Parti’nin prenslerinden Murat Kurum” olmuştu.
İSTANBUL’U KAZANAN?
AK Parti, bu seçimlerde de tam bir hezimete uğratılmıştı..
AK Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır.. Sizi topal ördek konumuna getireceğiz”, daha sonra,” silkeleyin bunları” türünden açıklamaları, ülkedeki siyasi durumu özetliyordu.
İşte, “halen Silivri zindanlarında, akıbetini bekleyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, CHP Bayrağı altında, İstanbul Beylikdüzü’nde başlayan yükselişi, iktidarı ve ortaklarını tedirgin” etmişti..
Bu gözler, nelere şahit olmadı, neleri işitmedi, neleri?
O köprünün altından, çok sular geçti..
MENFAAT İTTİFAKLARI?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve partili Muharrem İnce ayrılıkları, altılı masa seçim ittifakı ve bugüne uzanan hikayeler, anlatmakla bitmez..
Uzatmayalım, “AK Partili yıllarda, bir başka yönetim anlayışına ülke evrilirken, siyasi manada sarf edilen sözlere rağmen, parti değiştirenlerin çizdiği profil, akıllara durgunluk verecek”, içerikler oluşturdu..
Birbirlerine söylemediklerini bırakmayanlar, “menfaat ittifakı” yaparak, şaşırtmaya devam ettiler..
İşte son,“CHP İstanbul İl Başkanlığı Kayyım kararını” bu gelişmelerden bağımsız yorumlamak, mümkün değildir..
Gözlerimiz önünde, “İstanbul’daki gelişmeleri”, canlı olarak televizyonlardan izledik..
OPERASYONLARIN ŞİFRESİ?
“Neyin kavgasıydı bu” diyenlere, kim cevap verebilir ki?
Ya, bu gelişme öncesi,“İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyeleri ve diğer illere sıçratılan operasyonları” nereye koyabiliriz?
Demek ki, “ülkede bir siyasi kavga” var!
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” anlayışına olduğu kadar, “ülkenin demokratik yapısını ve Cumhuriyet kazanımlarını hedefe koyan, bir zihniyetin ayak sesleri, artık iyice duyulmaya” başlandı..
Sadece İstanbul değil, “ülkenin diğer kentlerinde yaşananları da bu çuval” içinde düşününüz!
CHP İçindeki işbirlikçiler ile mücadele, iktidar ve ortakları ile mücadeleye dönüşürken, ülke gerçekten yangın yeri!
“Operasyonların şifresini”, şimdi öğrendiniz mi?
DÜZLÜĞE NASIL ÇIKILIR?
Bu bağlamda, “polis kılığına girmişlerin bu yangına nasıl odun taşıdıkları da” resmen belgelendi..
Bir yanda,” ekonomik kriz ve kayıplar, bir yanda hukuksuzluk ve adalet arayışı, bir yanda iktidara karşı mücadele, bir yanda devlet imkan ve kabiliyetlerinin hovardaca kullanılması, liyakatsizlik, torpil ve iltimasın ayyuka çıkması, dış politik mülahazalar ile sürüp giden belirsizlikler, ihtişam ve lüks gösterişleri, israf ve itibar takıntıları devam ederken, ülkenin, bir başka güvensizlik ortamına sürüklendiğini söyleyenler..”, haksız değiller hani!
Soru, açık ve net!
Bu kaos ortamından, düzlüğe nasıl çıkılır?
İnanıyorum ki, kırıntısı kalmışsa, Türk Demokrasisi bu sınavdan da, başarı ile çıkar..
Yeter ki, o özgüven bizde olsun!
Yusuf Cinal yazıyor,11 Eylül 2025
