Sevgili okurlar,
Bu sıralarda yine “ Avrupa ülkeleri “ çok konuşulur oldu?
“Avrupa bizi kıskanıyor” sloganlarından, nerelere geldiğimizin farkında olanlar var..
Ya farkında olmayanlar?
İşte, bu farkında olmayanları Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın sözleri dürttü!
Dürttü ama, hala uyanmayanlar var?
Avrupa Birliği’ne(AB) yeni girmiş, milletini ayağa kaldırmaya, müreffeh kılmaya çalışacağına, farklı sloganlarla “popülizm” yapmaya devam eden Viktor Orban, “ Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanması için dua ettik” demedi mi?
Allah, Allah, bu durum bize neyi hatırlattı..
BAYRAM DEĞİL, SEYRAN DEĞİL?
Hani sıkça kullanırız ya, “Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü” diye!(Bu söz, şaşılacak, beklenmedik durumlarda sıkça kullanılır..)
Öyle ya, Macaristan Başbakanı Viktor Orban, durup dururken, bu sözü etmedi ve Erdoğan’ı kutlamadı?
Elbette, Viktor Orban ile Recep Tayyip Erdoğan arasında benzerlikler kuranlar çok..
Asıl mesele, bu benzerlik değil?
Bu söylemin arkasında ve altında ne var?
Öyle ya, bu söylem neyi ifade ediyor?
Bu salt bir kutlama değil, aynı zamanda bir itiraf değil mi?
Avrupa Birliği(AB) ülkelerinden de, bu tür açıklamalar yapıldı..
Ancak, bu kadar baskın ve açık değil idi..
HER ŞEY DANIŞIKLI?
Türkiye, özellikle “Suriye” ve “Arap Baharı” projeleri bağlamında işbirliği yaptığı ülkeler ile “ göçmenler” konusunda mutabık kaldı..
Başta Amerika olmak üzere,”koalisyon güçlerinin” Suriye’de operasyona karar vermesi, o zalim “IŞİD Terör örgütünün bölgeye salınması” ve sonrası gelişmeleri unutmadık değil mi?
Suriyeliler, sınırlarımızı aşıp geldiğinde, ne dedik?
“Nas var, gelenler ensar, Müslüman kardeşlerimiz, misafir ve onlar savaş mağdurları…”
-Bu proje bağlamında Türkiye topraklarına gelen Suriyelilerin sayısını bilen var mı?
-Bunların sahip olduğu ayrıcalıkları,kim ne kadar biliyor?
-Türkiye, bu projeler bağlamında, başta Amerika olmak üzere koalisyon güçlerinden ne tür garantiler aldı?
-Başta Amerika olmak üzere, İngiltere ve Avrupa Birliği ülkeleri, göçmenlerin Türkiye’de ikameti için, ne kadar bir bütçe garantisi verdi?
MÜSLÜMAN NÜFUSU?
Yani neler olup bittiğini biliyor muyuz?
Bu göç olgusunun Türkiye’de yaşadığı travmanın farkında mıyız?
Bu son seçimlerde oynağı rolü hala kavrayamadık mı?
Şüphesiz, bunun farkına varan ve bas, bas bağıran bilim adamları, siyasetçilerimiz, sivil toplum önderleri var..
Ama, umursamıyoruz bile?
Umursamıyor, tehlikenin farkına bile varmıyoruz!
İşte Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın, o debdebeli, güzel sözleri, size, bize okşayıcı gelebilir..
Ama, ne güzellemeler, ne?
Allah, sizi başımızdan eksik etmesin?!
Ama biliniz ki, bu bir başka projenin dışa vurumudur!?..
Avrupa Birliği(AB) ülkeleri artık, “Müslüman” göçmene kapılarını kapattı.
Sıkıntının asıl kaynağı burası!
HIRİSTİYANLARA ÖNCELİK!
Bu dilim içinde, “işe yarar, ülkeyi uygunluğu tartışılmayan, Avrupa’ya uyum sağlayacaklara kapıları açıp, onları istihdam etmeye”, özen gösteriyorlar..
Kısacası artık, “göçmenler konusunda, imtiyazlı sınıf Hıristiyan ülkelerden gelenlere”, dönük olarak işletilmeye başlandı..
Avrupa’da,” Müslüman nüfusunu frenlemek, hepten durdurmak” istiyorlar..
O nedenle, “vize işlemleri yavaşlatılıyor”, gerekçe olarak ise, “Türkiye’den gelen üst düzey, yeşil ve gri pasaportluların bile geri dönmemesini” gösteriyorlar!..
Çeşitli suiistimaller de işin çabası elbette!
Bu bağlamda Türkiye’ye biçilen, “göçmenler ülkesi, deposu”
konumu daha da iler götürülüyor..
Zaten, Avrupa Birliği ile köprüleri atmış olan AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetiminin de, bu durum işine geliyor.
Tam da istediği gibi, gelişmeler seyrediyor..
KAHİN OLMAYA GEREK YOK?
Bu bağlamda, “Türkiye’de Neo-Osmanlıcılık, şeriata dönük, yeni projeler, ağırda olsa, yol almaya” devam ediyor..
Bunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimlerde izlediği ve görevi üstlenme törenleri yanında, çeşitli uygulamaları ile görmüyor muyuz, yaşamıyor muyuz?
Daha açık ve net bir ifade ile ”Türkiye, Atatürk’ün yolundan, Cumhuriyet’in hedeflerinden, yönünü bir başka evreye” çevirmiştir!..
Bunu anlamak için,” kahin olmaya” gerek yok!
Oyun büyük!?
Hem içli, hem dışlı!?
GEÇMİŞ OLSUN!
Ülkedeki bütün bu gelişmeler, bu siyasi ayak oyunları, “iktidarın elindeki gücü, daha fazla kalmak için gerekeni yapması, devletin imkan ve kabiliyetlerini alabildiğine kullanması”, sizlere bir şey ifade etmiyorsa, başka ne söyleyelim ki?
Bir “geçmiş olsun” demek için gün saydığımız, acı ama gerçek!
CHP’yi(Cumhuriyet Halk Partisi) konuşmaya devam!
“Ya Avro, Dolar, deprem mağdurları, sel vurgunları, ekonomik çöküntü, fren tutmayan fiyatlar, hayat pahalılığı, ihtişam için yaşayanlar, sabır ve şükürde olanlar”, ne haber, nasılsınız?
Oyun büyük ya, farkında olanlara selamlar olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 15 Haziran 2023
Yusuf Cinal
Diğer Yazıları
Yönetici
Yorumlar kapalı.