Yusuf Cinal

Refah içinde, mutlu yaşamak herkesin hakkıdır!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sevgili okurlar,
Önceki gün, sizlere, ülkemizde ve dolayısıyla kentimizdeki “nüfus artışlarından ve konut ihtiyaçından” söz ederek, “göç olgusu” ile ilgili görüş ve düşüncelerimizi paylaştım..
“Sakarya evimiz” teması bağlamında, bir şekilde Sakarya’ya gelip yerleşenler, sadece Doğu Karadeniz ve Kafkas göçleri ile sınırlı değildir..

BALKAN GÖÇÜ?
O büyük dramı ve acıyı hala yüreğimizde hissettiğimiz, “Balkan Göçü” hakkında, neler biliyorsunuz bilemem?
Ama, “Balkan topraklarında yüzyıl ötesinde bir hayat sürenlerin hikayesi”, Sakarya topraklarında  hala anlatılır!
Hala, “o niniler, o türküler söylenir, o lezzetler, o hatıralar, güzellikler, yaşanmışlıklar” buralarda yaşatılır..
Bütün olumsuzluklara rağmen, o topraklarda, başka rejim altında kalarak, toprağına, evine, camisine sahip çıkanlar ile “buluşmalar” sürüp gidiyor..
Hasret, buram, buram olsada, “vuslat” bir şekilde gerçekleşmiş durumdadır..
Bir şekilde Sakarya topraklarına gelenlerin, “konut ihtiyacı”, bir giderilsede, ihtiyaç hala sürüyor!
Sığınılacak bir akraba, bir dost evi bulundu elbette!..
Ama görülüyor ki, “bu topraklara yerleşenlerin konut ihtiyacı, sıcak bir yuva özlemi”, hala bitirilemedi?
Nüfus arttıkça, bu ihtiyacın, hala devam ettiği açık ve net bir şekilde görülüyor..

ARTAN NÜFUS?
Aile nüfusu artıyor, evlilikler yapılıyor ve Sakarya’ya doğru göç olgusu hızını kesmiyor!
Böyle olunca, “Kocaeli’ne bağlı Adapazarı İlçesi, 1954 Yılında Sakarya İl’i olarak, adını iller “ arasına yazdırdı.
Birbirinden güzide ilçelerimizde yaşam standardı arttı..
Yeni binalar, yeni konutlar Sakarya’nın her yanında yükselmeye başladı..
Ülke genelinde olduğu gibi Sakarya’da da “betona yatırım”, deprem olgusuna rağmen, hız kesmedi!
AK Parti iktidarının en büyük kozlarından biri olan “konut açığı” konusunda, “TOKİ projeleri” devreye sokuldu..
“Herkesi ev sahibi yapma” konusunda, atılan adımlar, yeterli olmayınca, “seçimlere ramak kala, iktidar tarafından yeni bir konut projesi” devreye sokuldu..

KONUT ÖZLEMİ VE GÖZYAŞLAR?
Bizim Sakarya Gazetesi’ne yansıyan habere bir göz atalım:
“Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ülke genelinde başlatılan, “250 bin konutluk ’İlk Evim, İlk İş Yerim Projesi’ çerçevesinde, TOKİ tarafından Sakarya’da inşa edilecek 2 bin 750 konutun hak sahibi belirleme kura çekilişi” başladı.
Şehir merkezinde inşa edilecek, Bin 760 konut için yapılan kura çekilişinde hak sahibi olan ve gözyaşlarını tutamayanların gözyaşlarına boğulması ve sevinçleri görülmeye değerdi..”
“Demokratik, Sosyal Hukuk Devleti’nde”, işbaşına gelen iktidarların, “insanımızın ihtiyaçları paralelinde adım atması, refahı sağlaması, ihtiyaçlarını tespit edip, harekete geçmesi”, en tabii hizmetlerdendir..

SURİYELİLER İÇİN YENİ KONUTLAR?
Kaldı ki, siyasi iktidar, ülkemize “ ensar” ya da “Müslüman kardeş” olarak gelen Suriyeli savaş kaçkınları için, Suriye topraklarında, ”binlerce konut projesine” imza atarken, bu tür projeleri  devletimiz, vatandaşlarımız için de gerçekleştirmesi gerekmez mi?
Suriyeliler için yapılan konutlar hakkında pek bir bilgimiz yok!
Keşke, bu konuda siyasi iktidar, “daha aydınlatıcı, bilgilendirici, net açıklamalarda bulunsa” diye düşünmekten edemiyorum..

TOKİ’YE VERİLEN GÖREV?
Fakat, “TOKİ’ye verilen bu konut görev” yine de önemli..
İnşallah, vatandaşımızı memnun edici, bir faiz oranı ve ödemesi ile bu konutlar yapılır, hak sahiplerine zamanında teslim edilir!
Zira, “sıcak bir yuva” sahibi olmak, herkesin özlemidir..
Yeni evlilik yaptığım dönemde, “kiracı olmak” bana çok zor gelmişti..
Kalabalık nüfuslu bir aile içinde, yeni bir yaşama adım atmak yerine, “yeni bir yuva kurarak işe başlamayı” uygun gördüm..
Memuriyet döneminde ise, ilçe merkezinde, “kiracı” olarak, bir evimiz oldu..
“Bir ev sahibi olmanın” mecburiyetini, daha genç yaşta iliklerinde hisseden biri olarak, “ev sahibi olma arzusu ile yanıp tutaşan vatandaşlarımızı”, çok iyi anlıyorum..

DEVLETİN ROLÜ ÖNEMLİDİR..
Devletin, “bu konuda öncü ve yardımcı” olması, pek tabiidir..
Bu siyasilerin bir lütufu hiç değildir!..
Millet varsa, devlet vardır!..
Devlet varsa, millet içindir!..
Öyleyse, devletin imkan ve kabiliyetlerini, “eşit, adil dağıtmakla görevli siyasilerimizin, bu bağlamda projeler ortaya koyması, hayata geçirmesi”, üzerlerine vazifedir..
Şimdi bu yolda, bu yönde adım atılması memnuniyet verici..
TOKİ’nin, bu görevi başarı ile yerine getireceğine inanların sayısı büyük..
Kaldı ki, bu yönde, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce’de, “konut açığını giderecek, depreme dayanıklı konutlar yapacak bir şirket kurulacağını” açıkladı..

AVRUPA’DA, ÖRNEĞİNİ GÖRMEDİM!
Avrupa’da hiç örneğini görmedim, duymadım..
Türkiye’de belediyelerin “ticarete de el atması” beni hepten şaşırtır..
“Bal, süt, et, ekmek.vs. satan belediye” yerine, “bu işi esnaf kesimine bıraksak”, iyi olmaz mı?
“Esnaf ile rekabete” bir anlam veremiyorum?
Zaten, “dar gelirli, mağdur vatandaşlara yardımlar” yapılmıyor mu?
“Bir de esnafa, ticaret erbabına rakip olmak”, ne demek?
Bu durum;” eşit, adil bir rekabet ortamını” sağlar mı?
Kaldı ki, belediye adına, kentin en güzel yerlerine “satış noktaları oluştunrmak” neyin nesi?
Avrupa Birliği(AB) ülkelerinde, bu tür hizmetler belediyelerin işbirliği yaptığı sivil örgütler, dernekler tarafından yönlendirilir, yürütülür…
Gelelim, belediye şirketlerine?
Yine Avrupa Birliği ülkelerindeki belediyelerin, bu tür şirketlerine tanıklık etmedim!..
Bütün bu işler, “açık ve net, şeffaf birşekilde özel sektöre” havale edildiğini bilmeyen yoktur..

HER BELEDİYENİN, SOSYAL KONUTLARI VAR!
İşte yaşadığım başkent Brüksel’in 19 Belediyesinde işler, bu minvalde yürütülür..
Her belediyenin, ”sosyal konutları” bulunur..
Yanlış söylemiyorum, her belediyenin..
“Sosyal Devlet” anlıyışı, bunu gerektirir ya, “bu konutlardan öncelikle, dar gelirlilerin, mağdurların öncelikle yararlanacağı hükmü” vardır..
Üstelik, bu konutların tahsisi, piyasa şartları altında ve bu konutta oturacak ailenin geliri, çocuk sayısına göre haseplanır..
Ülkede ev sahibi olacaklara ise bankalar, çalışanların durumlarına göre, “uygun, ucuz ev kredileri” verir..
Bu şekilde ev sahibi olanlar, “kira öder gibi bu konutların parasını öder ve ev sahibi” olurlar..

KONUT SAHİBİ OLDUM!
Brüksel gibi bir metropolde kiracı olmuş, sonra da devletin bu imkanından yararlanarak, “konut sahibi olmuş” biriyim..
Bütün bu işlemlerde “rant anlayışı” kesinlikle ötelenmiştir..
Hedef, “ihtiyaç sahibinin, mağdurun, dar gelirlinin evsahibi” olmasıdır..
Belediyelerin sosyal konutlarından, ”herkes eşit ve sıra ile yararlanma hakkına” sahiptirler..Bu işlere,” kesinlikle siyaset bulaştırılmaz ve kimseye öncelik” tanınmaz..
Bütün bu işlerde, ”bir siyasi beklentinin” olmadığını söylesem, inanmazsınız değil mi?
Kimse sizden oy istemez, partilerine üye olmaya zorlamaz?

PROJELERİ, HAYATA  GEÇİRMEK ZOR MU?
Türkiye’de, “bu projeleri hayata sokmak”, o kadar zor mu?
Demek ki, zormuş!?
“Rant öncelikle projeler, bir lütuf olarak milletimize sunuluyorsa”, üzülmemek elde mi?
Bütün bunlara rağmen, “yine insan odaklı bu projeler” yeterlimidir, değil ama, yine de önemlidir!
Umarım, “TOKİ, insanımızı mağdur etmez ve zamanında evleri hak sahiplerine, bir artırıma gitmeden” teslim eder..
Dedim ya, “Sakarya yuvamız, Türkiye sıcak bir ülkemiz, yurdumuz, vatanımız”, orada hür, refah ve mutluluk içinde yaşamak, herkesin rüyası ve hayalidir!
İnşallah rüyalarınız, hayalleriniz, gerçeğe dönüşür!
Bu sıcak yuvada, bu güzel ülkede, “iri, diri ve bir” olarak “geleceğe umutla yürür, geleceği, güzelliği” yakalarız!
Yusuf Cinal yazıyor, 18 Ocak 2023 Brüksel



 

Refah içinde, mutlu yaşamak herkesin hakkıdır!

Yorumlar kapalı.