Sinek küçük ama, mide meselesi?

Sevgili okurlar,
Mümkün olduğu kadar, memleketin her köşesini gezerek, “memleket hallerine tanıklık etmeye devam ediyoruz..

Sevgili kadim dostum, Şaban Mergül ile haftasonu İstanbul’un yolunu tuttuk..
Sabahın erken saatlerinde kalkıp, Adapazarı’nın ünlü lezzet duraklarından biri olan “Semt Lokantasında” çorbalarımızı içtik..
Nerede mi?
Meraklılar için söyleyelim?

Sakarya Araştırma Hastanesi’ne giderken, eski İzmit Caddesi üzerinde, yani Güllük Camii’nin hemen yanında..
Sabah, sabah Sevgili Şaban Mergül kardeşim, “işkembe” ben ise, “Ezo gelin” çorbası içtik..
Sabah erken kalkanlar için, hemen hatırlatalım, aynı güzgergahta başka lezzet durakları da var..

ORMAN PARK
Hele de,”Orman parkı” hatırlatmalıyım..
Bir başka, nefes alma, buluşma yeri olduğu kadar, sunduğu lezzetler bakımından da öne çıkıyor, “Orman park” bilesiniz..
Geçtiğimiz günlerde, bir sabah kahvaltısı için “Orman parkı” seçen ve kısa adı “ATİK” olan “Avrupa Türk İş Konseyi Sakarya Şubesi Kurucu Başkanı Turgay Demirgövde ve arkadaşları ile birlikte” olduk.
Öyle, “serpme sabah kahvaltısı” burada yok!
Bir tabla içinde kahvaltıklar size sunuluyor..
Bu sunum içinde, “zeytin, peynir, reçel, bal, tereyağı, kızarmış patates, salam, suçuk, yumurta, bir iki parça domates ile salatalık”, yer alıyor..

Daha, ne olsun değil mi?

Ekstra istekler ise, hemen yerine getiriliyor..
Uzatmayalım, bunlar bir kentin zenginlikleri..
Sakarya merkez ilçelerinden Adapazarı, Serdivan ve Erenler’de, birçok lezzet durağı var..

FİYAT İLAN TAHTALARI?

Çoğu yerde, “fiyatların yazılı olarak, müşterinin göreceği bir şekilde hassasiyet gösterilmediğini”, herkes görüyor..
Bu merkezlerin, “hijyenik olması” çok önemli..
Hele gıda maddelerin satışa sunulduğu bu yerler, hele de bu aylarda sık denetlenmeli..

Bu merkezlerden olmasa bile, toplu aş dağıtılan yerlerde

” gıda zehirlenmeleri” gündemden hiç gitmiyor..
Mesela, benim semtin Donatım’da, ençok tercih ettiğim lezzet duraklarından biridir “Efendioğlu Börek” satış noktası..
Gerçekten, “boşnak, arnavut böreklerinin( kıymalı, peynirli, patatesli, ıspanaklı) ve yanı sıra, çeşitli boğaça, sabahın erken saatlerinden, öğlene kadar” hazır..
Yanında, çay da hazır..

ÜRÜNLER BOZUK!
İşte burada, “bu lezzet duraklarında sunulan ürünlerin iç malzemelerinin kalitesi, yenilebilinirliğinin güven telkin etmesi” gerekir..

Burada, görev kimin ise, “bu görevin ifası, kusursuz bir şekilde” yerine getirilmelidir..
Donatım semtine yakın büyük bir marketten alış-veriş yaptık, üstelik adı, sanı belli bir marka peynir aldık, eve geldiğimizde, “peynir küflü ve bozuk” çıktı..

Haydaaaa!
Şimdi, “peynirin etiketini ara, al, onu markete götür, oradaki sorumluyu ikna et, paranı geri verirler mi, sana inanırlar mı, düşünceleri ” içinde “Tüketici Haklarını Koruma Merkezinin” yolunu mu tutalım?

Bu market içindeki ürünleri, “asıl denetlemesi gereken elamanların hatasını”, neden müşteri üstlensin?
Peki, bu ürün piyasaya sürülmeden önce, kontrol edildi mi?
Kalite kontrol kulak arkası mı?
Sorular zincirleme geliyor..

GÜZELDE KUSUR ARAMAK?
Kardeşim, “ülkenin neresinde işler düzgün gidiyorda, peynire, ete, süte, bala, şekere, tatlıya, böreğe..” gelelim?
Kimse “kusura” bakmasın?
Aslında,” kusura bakılıcak” ne var ki?
“Herkes görevini yapsa, ülkede bozukluk, çürümüşlük, adaletsizlik, ahlaksızlık, hırsızlık, suistimal, yolsuzluk, yalan, talan mı” olur?

Öyle ya, eski bir tabirdir?

“Kusur kadı kızında bile olur!”
Ne yani, “ kusur aramaya mı” çıktık?

“Kusur, tepe takla atarak, memleketin her yanında gülücükler” dağıtıyor!

Kapışan, kapışana!?..

SİNEK KÜÇÜK AMA?

Görmediniz, duymadınız, işitmediniz mi?
Vallahi, bu “sahte diploma rezilliğini de” duymamışsanız, pes yani?

“Adam uyuşturucu satıcılığından, torbacılıktan, komiserliğe yükselmiş”, ey halkım duymadın mı?
Hey yavrum, hey, verin mehteri!
Memlekette, “mide bulandıran, o kadar çok şey var ki”, hangi birini anlatalım?