Sevgili okurlar,
Türkiye genelini işgal eden konular, maalesef Sakarya’da, pek yankı bulmuyor?
Neden, acaba?
Muhalefet mi, yetersiz?
İnsanlar mı, ülke sorunlarına kayıtsız?
Bir teslimiyet mi, söz konusu?
Adını koymak gerekirse, düşünceniz?
Varsa, yoksa,” CHP’li Ayça Taşkent, Ecevit Keleş ve Bağımsız Sakarya milletvekili Ümit Dikbayır’ın, sanal ortamda paylaşımları, ara, sıra gözümümüze” ilişiyor..
Sakarya CHP İl Başkanı Oğuz Can Curoğlu ile ilçe başkanları, sanki bir yerden sinyal bekler konumda?
Sakarya’da, CHP’nin tek belediye başkanı olan Sapanca’da, farklı bir gündem sergileniyor..
Özellikle, “Sapanca Belediye Başkanı Nihat Arda Şahin’i hedefe koyanlar” var?
Başka polemikler de, yaşanmıyor değil?!
İSİM VER?
“İsim ver” söyleminde, siyaset düğümleniyor?
İsim vermeye, ne gerek var?
“Görünen köy, kılavuz ister mi?”
“Yazılanlar, çizilenler, söylenenler ve isnat edilenler”, kabul edilir gibi değil?
Marifet burada değil, “dinlemek, anlamak, istişare etmek, tepeden bakmamak” gerek?
Sonuçta, Sakaryalıyız ya?
Sapancalılar, “Nihat Arda Şahin’i, Erenlerde ise genç bir delikanlı Şenol Dinç” başkan olarak seçilmiş..
Milli irade, ya?
Saygı göstermek, gerekmez mi?
ANKARA’DA DAYISI YOK?
Şurada, seçimlerin üzerinden, ne kadar süre geçti ki?
Adı üstünde, “muhalefet partisi belediye başkanı Nihat Arda Şahin’in, Ankara’da dayısı yok ama, tapu senedi gibi, kapı gibi Genel Başkanı Özgür Özel ve partilileri” var..
Kaldı ki, “Türkiye’de İstanbul, Adana ve diğer iller bağlamında estirilen operasyon rüzgarları, dal, budak kırarken, adaletsizlikler, sınırlar ötesine yansırken, bunlara kayıtsız kalmak” olur mu?
Sakarya’da, “elbette siyasi partilerden bağımsız muhalif seslerde” var?..
Zaman, zaman, “seslerini duyurmayı”, başarıyorlar ya?
Helal olsun, sizlere?
KORKULARI YOK?
Yani, “bu muhalif Sakaryalıların, inanın korkuları” yok!
Peki, “muhalif yazar arkadaşlarımız”, yok mu?
Olmaz mı?
Onları da tebrik ediyorum..
Onlar ki, “illa bir siyasi partinin, bir cemaatin, bir tarikat ehlinin, ne tetikçisi, ne müridi, ne yandaşı” olarak bilinirler?..
Çıkış noktaları, “halk için, hak içindir” bilmeyen yoktur!..
Burada, “muhaliflikten kasıt, ülkenin geleceği, insanımızın çıkarları, Cumhuriyet kazanımları, Atatürk Türkiye’sinin var olması yolunda, seslerini yükselten, kalemlerini çekinmeden kullananların, hakkını yemek, onları görmezden gelmek” olur mu?
En azından, bu arkadaşlar, “vur abalıya” misali, bir rüzgarın etkisi altında değiller..
“İsim ver”, diyenler çıkabilir?
Eğer, bu “isim ver” diyenler, “bu isimleri bilmiyorlarsa”, kime, neyi anlatalım?
Biz biliriz, birbirimizi vesselam!
NEREDEN, NEREYE?
Bakınız, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarına yönelik sürdürülen operasyonlarda, adı, sanı bilinmeyen, fakat ortalıkta adları dolaşan itirafçılar da” var?..
Vay be?
Nereden, nereye?
Yaparsa, kim yapar?
Adam, “tokatı sallıyor, ardında iki ölü, yaralılar” var!?
Nerede, bu tetikçi?
Suç abidesi insanlar, itirafçı?
Bunların söyledikleri,” hakka, hukuka, hakkaniyete”, ne kadar uygun?
“Bir taşla iki kuş değil, beş kuş vurmak gibi” bir durum!..
Adam, “adını, sanını bilmediği ve kendisine dikte edilen isimler hakkında, tek, tek” yumurtluyor!.
Bunlar, “itirafçı ve tanık” ha?
Buradan, “bir adalet çıkar mı”, Allah aşkına?
BİR TUTUKLU SİYASİ LİDER?
Ya, “Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’a”, isnat edilen suçlamalar?
Önce, “Cumhurbaşkanına hakaret”denildi..
Sonra, “işin içine halkı, kin ve nefret söylemi ile yönlendirme iddiaları ile suçlamalar” yapıldı..
Kim, ikna oldu ki?
Kamu vicdanı mı?
Bütün bunların, “ne için, neden yapıldığını”, bilmeyen mi var?
HALK TV GERÇEĞİ?
Bakınız, “muhalif kanadın sesi konumundaki, Halk TV sahibi Cafer Mahiroğlu bile”, hedefe kondu!..
Daha neler, neler?
“Muhalif kanadın ve halkın gerçek gündemini tutan, seslendiren Halk TV’de, bu meyanda susturulmak” isteniyor..
HEDEF CUMHURİYET Mİ?
Sözün özü, “Terörsüz Türkiye” projesinin ardında, “AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin, kurucu sivil bir anayasa ile “parantez olarak gördükleri Cumhuriyet” olduğunu söyleyenlere”, ne demek gerekir?
Amaç, “kendilerine has, bir devlet kurma”, fikri mi var?
Gidişatı, böyle yorumlayanlarda var!
Hayırlısı elbette!
ANAYASA YAPAMAZLAR?
Bütün bunlara, eski Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu;
“1. Bu meclis dört yıl için yasama yetkisi almıştır.2. Meclis üyeleri mevcut anayasaya sadakat yemini etmiştir.3. 1. ve 2. Maddede belirtilen nedenlerle bu meclisin bir yeni anayasa yapma yetkisi yoktur.4. Yeni bir anayasa yapma şartları oluşturmak için,a. Evvela halkın yeni bir anayasa isteyip istemediği referanduma sunulur. Nitelikli çoğunlukla kabul edildiği takdirde barajsız bir seçimle bir kurucu meclis oluşturulur. Bu kurucu meclisin hazırlayacağı yeni anayasa taslağı yeniden referanduma sunulur ” diyor.
Dikkate alırlar mı?
ADALET İSTEMİ?
Kendi bildikleri ile harekette, sınır tanımayanların,” Türkiye’yi kaosa sürüklemeden, sandığa gidilmesi”, en çıkar yoldur..
Zira, “milyonlarca insanın oyları ile seçilmiş Başkan Ekrem İmamoğlu ve görevlerinden edilmiş belediye başkanı arkadaşlarını, belediye meclis üyelerini, bürokratları”, velhasıl,” Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr Ümit Özdağ’ı, Selahattin Demirtaş’ı, Osman Kavala’yı ve Can Atalay gibi diğerlerini..” zindanlarda daha fazla tutamazsınız?
Beklenti, “adaletin tecellisinden” yanadır!..
Bunu, “yapılan yüzlerce anket, açık ve net”, ortaya koyuyor..
Artık insanlarda, “korkusuzca, adaletsizliğe, haksızlığa yüksek sesle” dikkat çekiyor, karşı çıkıyor..
“Adaleti, daha da geciktirmenin, ülkeye ne faydası” olur ki?
Seçim isteyenlerin oran, yüzde 67’ye çıktı..
Ne haber?
Yusuf Cinal yazıyor, 14 Haziran 2025